Havada Aşk (+18)

✈onüç-👠

Bolca yorum yapmayı ve yıldıza dokunmayı unutmayın❤

Bölüm şarkısı;
Mavi Huydur Bende- Geçmiş Ama Bitmemiş 🎶
Cem Adrian- Beni Affet Bu Gece 🎶
Yasin Aydın- Zehr-i Kelam 🎶

-affet beni\\

●

●●●

6 Yıl Önce;

Parmak uçlarıma kadar acıyor canım, seni unutmak için ne yollardan geçtim, bilmiyorsun...

Her zerremiz ıslanmıştı, dudaklarım anneme karşı baş kaldırışımın zaferiyle bir an olsun asılmazken mutluluk ayaklarıma dolanmış, gökyüzüne tırmanmama neden olmuştu.
İçim de ufacık korku yoktu, oturtuğumuz kayalıkta denize nazır deli gibi dondurma yalarken beni izleyen adamsa güven verişinin yanı sıra kalbimin ayarlarıyla oynuyordu.
Elinde sıkıca tuttuğu ince belli çay bardağına baktım, bir kaç yudum almış öylece avucunun arasında tutuyordu bardağı, gözlerim yavaşça yukarıya tırmandığında bakışlarıyla çarpıştım.

Kısa bir an nefesim kesilirken güçlükle yutkunup gülümsedim.
"Çayını neden içmiyorsun?"

"Çok güzel dondurma yiyorsun, sana dalmışım affedersin."

Yanaklarım alev aldı, zoraki gülümseyerek kalan dondurmayı kayalıkların arasına fırlattım.
"Annem dondurma yememe izin vermez genelde."

"Neden?"

"Tahrik edici yiyormuşum, ayıpmış."

Gülümseyerek başını önüne eğdi, o an anladım onunda tahrik olduğunu.
Dudaklarını birbirine bastırarak başını kaldırdı.
"Kalkalım mı?"

Dudaklarım asıldı hızla, başımı olumsuz yönde sallayarak oturduğum yerden kalkıp onun önüne geldim, dengemi kaybedip düşmemek için ellerimi dizlerine dayadım.
"Eve gitmek istemiyorum."

Titrek bir nefes alıp verdi, elini yavaşça kaldırıp yüzüme düşen saç tellerimi kulağımın arkasına kıstırdı.
Geri çekilmedim, eliyle yanağımı avuçlayınca içime yerleşen sıcaklık beni ona doğru itti.
"Dondurma bulaşmış."

Yüzünü yüzüme yaklaştırırken kalbimin çıkacağını hissettim, gözlerimi yavaşça kapatıp anın büyüsüne kapıldım.
Dolgun dudakları dudaklarımı kapatırken dizlerim titriyordu.
Öyle naif bir öpücüktü ki bu ince ince işledi içime, bende elimi onun yanağına koyup iki yana ayrılmış bacaklarının arasına girerek bedenimi ona bastırdım.
Elindeki çay bardağını köşeye koyup diğer elini bel boşluğuma yerleştirerek geri çekilme olasılığımı yok etti.

Dudaklarının teması kalbimin delice atmasına neden olurken göğüs kafesim hızla inip kalkıyor onun ıslak göğsüne çarpıyordu.
Nefes almak için geri çekildiğinde yüzüme bakmadan yanağını yanağıma sürterek kulağıma fısıldadı.

"Aklımı başımdan aldın, kimsin sen?"

Vücudum titredi.
"Kötü bir şey mi bu?"

Dudaklarını omzuma bastırıp hayır dercesine mırıldandı.
"Ölü topraklarımda papatyalar açtı, dudaklarının büyüsü yitirdiğim ruhumu diriltirken..."

Titreyerek gülümserken kollarımı tutarak yavaşça ayağa kalktı.
"...gidelim."

"Lütfen, izin ver biraz daha seninle kalayım."