Dolabımın şifresini çevirip ders için gerekli olan malzemeleri aldım. Delilah üç gündür aralıksız olarak Luke ile ne kadar muhteşem bir gece geçirdiğinden ve onun ne kadar seksi olduğundan bahsedip duruyordu.
"Görmeliydin, Valerie! Yatakta adeta bir kaplan kesiliyordu. Gerçekten, inanamıyorum hâla." Yüzümü buruşturup abarttığını belirten yüz ifademle ona döndüm.
"Bak Delilah, biliyorum çok etkilendin ancak üç gündür manyak gibi onu anlatıp duruyorsun. Lütfen, artık bu konuyu kapatalım." Nefessiz konuşmamın ardından derin bir nefes alıp omuzlarımı düşürdüm.
"Tanrım, saçmalama Lera." Sırıtırken sarı saçlarını düzelterek sınıfa girdi. Peşinden ilerleyip sırama oturdum.
"Bugün Bay Malik derse geç gelecekmiş. Toplantı varmış sanırım. Yani dersimiz boş değil." Umursamadığımı belli edercesine omuz silktim. "Yani? Bundan bana ne?" Kehribar rengi gözlerini yüzümde sabitleyip ciddi olup olmadığımdan emin olmaya çalıştı.
"O mesajdan sonra ilk defa yüz yüze geleceksiniz Valerie. Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun? Üstelik onun ne kadar sert bir adam olduğunu da bilirsin. Nasıl bu kadar sakinsin hâla anlamıyorum gerçekten."
Formamın kollarını düzeltip sol bacağımı sağ bacağımın üzerine attım. "Kafaya takacak kadar gerekli bir şey olduğunu sanmıyorum." Aslında yalan söylüyordum ve Bay Malik'in beni gerçekten hem fiziken hem de ruhen birazdan sikeceğine emindim. Ancak sakin kalmaya çalışıyordum.
Kapının açılmasıyla herkes ayaklandığında başımı eğerek başka tarafa bakmaya çalıştım. Yoklama alırken kendi tek tek sormak yerine bu sefer Troy'a aldırmıştı ve buna ne kadar minnet duysam da azdı.
Dersi anlatırken dinlemek yerine dakikaları saymayı tercih ettim. Üç gündür ortalıkta yoktu ve şu an neredeyse geldiği için ona küfredesim vardı. En azından okulda değilken daha az korkuyordum ve şu an her an ağzıma sıçabilecekmiş gibi hissediyordum.
Bu seferlik göz göze gelmemek adına defterime bir şeyler karalamaya başladım. Ders bitip öğle arasına girdiğimizde sınıftan çıkmak için ayaklandım.
"Scott, odama gel." Bay Malik'in sesini duymamla duraksamam bir oldu. Bana seslendiğinden emin olduktan sonra odasına ilerledim. Kapıyı hafifçe tıklatarak içeri girdim. "Gir dememiştim henüz."
"Kusura bakmayın efendim. Haklısınız." Dövmeli ellerini önünde kinetleyip masaya yaslandı. Fönlü saçları ve sıkı kıravatı onu oldukça resmi gösterirken yüzündeki sert ciddiyet insanı ürkütecek cinstendi.
"Dün o yaptığın neydi öyle Valerie? Bunun için seni disipline verebilirim. Biliyorsun seni disipline verirsem ağır cezalar alırsın." Bay Malik disiplin kurulunun 3. kademeli üyesiydi. Bayan Gabriel ve Bay Floyd'dan sonra imzası yüksek olan insanlardan biriydi ve haklıydı. "Biliyorum efendim, hatamın farkındayım. Ancak sizi temin ederim ki mesajı isteyerek atmadım." Duraksayıp eteğimin ucunu avcumda ezdim. "Yani evet isteyerek attım ancak gitmesi gereken kişi siz değildiniz. Erkek arkadaşıma atacaktım, size gittiğini fark edemedim."
Gözleriyle beni süzdükten sonra hafifçe başını salladı. Elindeki ince alyans gözüme çarparken biraz daha utandım. Aslında utangaç biri değildim fakat Bay Malik beni geriyordu. "Efendim eğer eşinizle bir probleme yol açtıysam," çenemle alyansı gösterip devam ettim. "Gerçekten üzgünüm. Bilerek yapmamıştım, gerçekten."
"Sorun olabilecek kadar iyi sayılmazdı." derken mırıldanmıştı ve istemsizce bacaklarımın arasındaki ince sızı kasılmama sebep olmuştu. Duyduğumu bilmiyor gibiydi. "Sorun değil hayır, problemi çözdüysek, çıkabilirsin o halde. Sevgilinle iyi eğlenceler Scott." Daha ne kadar kızarabileceğimi düşünürken daha fazla odada duramadım ve kendimi dışarı attım.
Dersler bitmiş ben de okuldan çıkmış açık otoparkta bekliyordum. Gözlerimi kapatıp hafif esen rüzgarla gülümsedim. Şu anda Stand By Me çalıyordu ve çok dans edesim gelmişti. Bugün okula arabamla gelmiş olmanın verdiği çocuksu heyecanla Delilah ve Paul'u beklemeye başladım. Okul çıkışı Anastasi'nın evinde toplanacaktık. Ashton bir süredir biriyle çıkıyordu ve bugün bizle tanıştırmak istediğini söylemişti. Biz de Calum'un ısrarları üzerine toplanmaya karar vermiştik. Delilah'ta Luke'u göreceği için bir hayli sevinmişti.
Yüksek bir ıslık sesi duymamla kulaklığımın tekini çıkartıp etrafa bakındım. Bay Malik arabamın arkasında duruyor keskin gözleriyle inceliyordu. Yüzüme baktığında arabamla biraz gurur duydum.
"Bu bebek o bebek değil de bana." Yüzünde aptal bir sırıtışla baktığında gözlerindeki çocuksu sevinç ile duraksadım. Kalbim ritim değiştirmişti ve bu çok garipti. Kafamı salladım, "evet öyle, ta kendisi." İçten bir kahkaha duyduğumda gülümsemem genişledi. "Tanrım, bu arabaya tapabilirim." Kahkaha attım. "Benimle dalga geçiyor olmalısınız. Benim arabam Hennessey değil efendim."
"Biz geldikkkkk..." bağırarak yanıma koşan Delilah ile konuşmamız yarıda kesildi. "Hadi gitmiyor muyuz?" Bay Malik başıyla selam verince gülümsedim ve arabanın kilidini açtım. "Gidiyoruz."
•
"Yani bence artık Fleur'a kardeş yapma zamanı geldi bebeğim." Söylediğiyle öğürüp yastığı kafasına fırlattım. "Calum, siktir git başımdan. İki tane aptal bebekle zar zor uğraşıyorum üçüncüsüne nasıl bakabilirim? Kafayı mı yememi istiyorsun?"
"Delirmiş halin beni azdırıyor Anastasia." Michael Calum'un kafasına yapıştırdığında kıkırdadım. "Sikeyim, bana şiddet uygulamayın artık canım yanıyor. Ah!" Yalandan inlediğinde Fleur bile babasının bu haline gülmüştü. Kapı çaldığında ayaklandım. "Ben bakarım."
"Git bak, köle."
Kapıyı açtığımda Ashton ve kız arkadaşını görmemle gülümsedim. "Ah Ash, benim ballı çöreğim. Hoşgeldin." Alayla sırıtıp kollarımı açtım. Ashton belime sarılıp yanaklarımı öperken ben de boynuna sarıldım. "Uzun zaman olmuş bücür, baya özlemişim ben seni."
Kocaman bir gülümseme yerleşti dudaklarıma. "Ben de seni Ash." Ayrıldıktan sonra kapıda duran esmer kıza içten bir gülücük sundum. "Hoşgeldin, ben Valerie." Elimi uzatırken içeri geçmesini bekledim kapıyı kapattığımda elimi sıkıp aynı şekilde karşılık verdi. "Ben de Waliyha. Ashton çok bahsetti sizden, bu gruptan."
"Ben aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama üzülme, oğlanların seni çok iyi tanıdığını biliyorum. Biz uzun süredir pek görüşemiyorduk." Kafasını sallayarak içeri geçti. "Sorun değil gerçekten, henüz aramızdaki şey de çok yeni sayılır."
Sohbet ilerlemiş bayağı da bir eğlenceli geçmişti. Luke bir işi olduğunu söyleyerek bizi ektiğinden Delilah hariç herkes keyifliyfi. Bugünün günlerden Cuma olması gerekiyordu. Saatimi kontrol ettim. Gece yarısına yakın olduğunu gördüğümde artık gitmem gerektiğinden ayaklandım.
"Sohbetinize doyum olmuyor gerçekten ama, yarın Amber'ın doktor randevusu var. Geç kalmak istemiyorum." Anlayışla karşıladıklarında gülümseyip hepsiyle teker teker vedalaştım. Bir grubumuz vardı zaten ve, Waliyha'yı da bu gruba eklemekten gayet keyif almıştık.
Eve vardığımda sıcak bir duşun ardından telefonumu kurcalamaya başladım. İçimden gelen Bay Malik'i kurcala sesiyle profiline girdiğimde, gizli olduğunu görüp istek gönderdim. Sonuçta sadece bir profile bakacaktım. Kötü bir şey sayılmazdı.
zjmalik takip isteğinizi kabul etti*
zjmalik size takip isteği gönderdi*
zjmalik size bir mesaj isteği gönderdi*
Ard arda gelen bildirimlerle gerildim. Mesaj bildirimine tıklamaya korksam da merakım beni her zaman alt ediyordu.
zjmalik: Ne o, yoksa sevgilinin hesabıyla benimkini mi karıştırdın Scott?
Yanaklarımın ısındığını hissettiğimde biraz düşünüp cevap verdim.
valerielyscot: Maalesef efendim, bu iş ciddiye biniyor bir doktora görünsem iyi olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my biggest mistake, malik
FanfictionZayn göremeyeceğini bilse de telefonun öteki ucundan gülümsedi. Nerde olursa olsun, Lera yanındayken her yer eviydi. ⁰⁴'¹⁰'²⁰