Çubuklar aynı anda yandığında dolu gözlerimle Anastasia'ya uzattım. "Negatifmiş işte amına koyayım niye ağlıyorsun?"
Burnumu çekip konuşacakken Alina lafa girdi. "Mutluluktan tabii. Benim de Zayn'den hamile kalma ihtimalim olsa ve negatif çıksa mutluluktan ağlardım." Ağlamama rağmen kıkırdayıp toparlandım. Ellerimi yıkarken içimdeki garip hissi bir türlü atamıyordum.
"Doğum gününe gidecek misin gerçekten?" Hafifçe kafa sallayıp ellerimi kuruladım. Alina elini beline koyarken alayla sırıttı.
"Gideceğim. September beni çok seviyor ve gitmezsem üzülür." Anastasia etrafa bakınırken çantasından bir tane daha test çıkartıp getirdi. "Bunu da yap Lera."
Gözlerine bakarak kaşlarımı çattım. "Neden bu kadar ısrar ediyoruz. Değilim işte. Zaten kanamam var. Boşver." Testi tezgahın üzerine bırakıp odama geçtim. "O zaman doğum gününe birlikte gidelim mi?"
Başımı Alina'ya çevirip ciddi olup olmadığını kontrol ettim. "Şerefsiz Zayn'in yanında seni yalnız bırakmak istemiyorum." Kafa sallayıp gülümsedim. "Eğer senin için sorun olmayacaksa.
Sırıtıp kolunu omzuma sardı. "Tabii ki olmaz, endişelenme."
•
Gözlerimi ovuşturup testlerimi kaldırdım. Sabaha kadar test çözmüştüm ve açığımı kapatmaya çalışıyordum. Sınava hazırlanmak yeterince zorken bir de mental engellerle uğraşmak beni bir hayli yormuştu.
Sabah yediğim yumurtayı bile daha ağzımdayken çıkarttığım için sinirlerim bozulmuştu. Doktorumdan iki gün sonrası için randevu almıştım ve şimdi dolabımın karşısına geçmiş, ne giyeceğimi düşünüyordum. Yorgundum ve kilo almıştım. Kotlarımın beli dar geldiğinden ve zorladığımda karnımın ağrısıyla uğraşmaktan hoşlanmadığım için üzerime geniş beyaz bir kışlık elbise geçirip altıma da dizime gelen bordo renk, kahve işlemeli kovboy çizmelerimi geçirmiştim. Dağınık bir topuz yaparken çantama sıkıştırdığım künyeyi telefonumun arkasına taktım.
Böylece bu sefer vermeyi unutmazdım. Aylar olmuştu ve hâla künyesini vermemiştim.Harold ve Alina ile buluşup Zayn'in attığı konuma vardığımda içimdeki burukluk ile burnumu çektim. Gözlerim dolmuştu ve makyaj yapmadığım için ağlamak pekte umurumda değildi. Bahçesi süslenmiş eve ilerlerken Alina destek olmak istercesine koluma girmiş gülümsüyordu.
Etrafa bakınarak elimdeki hediye paketini daha sıkı kavradım. Ağır bir hediyeydi ve kolum yorulmuştu. Zayn ve Noura ile gözlerim buluştuğunda Noura'nın yüzündeki aşağılanma hissini çok net görebiliyordum. Onu Zayn'in masasında gördüğümde ben de aynı böyle olmuştum.
Noura hızla bana doğru ilerlerken, hem September'in koşarak bana sarılması, hem de Zayn'in kolunu tutarak onu çekmesi bunu engellemişti. Hava soğumaya başlamıştı bu yüzden dileyen içeri giriyor, dileyen bahçede dolanıyordu.
September kollarını bana doladığında gülümseyerek küçük bedenine sarıldım ve hediyemi yere bırakarak onu kucağıma aldım. Sep yanağımı öperken kocaman gülümsedi ve ela gözlerini gözlerime dikti. "Lera, geldiğin için teşekkür ederim. Burada en iyi anlaştığım arkadaşım sensin. Babam gelemeyeceğini söylemişti."
Hafifçe kaşlarımı çatarak Zayn'e baktığımda dolu gözlerle bana bakıyor olduğunu gördüm. Yanlış gördüğümü düşünerek başımı tekrar September'a döndüm ve yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my biggest mistake, malik
FanfictionZayn göremeyeceğini bilse de telefonun öteki ucundan gülümsedi. Nerde olursa olsun, Lera yanındayken her yer eviydi. ⁰⁴'¹⁰'²⁰