Elindeki kağıtları alıp kontrol ettim. "Bu süre boyunca bize sınıf öğretmeniniz Bay Malik'te eşlik edecek. Kendisi özel olarak gelmeyi istedi, biz de matematik zümre başkanı olduğu için kıramadık."
Hafifçe gülümseyerek Zayn'e baktığımda sert ifadesini bozmadan kafa salladı. "Bayan Joung, benim gelmem şart mı gerçekten?" Gözlerini açıp cırlarken sesi netti. Bu kadını sevsem de kimyayı sevmiyordum gerçekten.
"Elbette şart Valerie! Geçen sene birinci olduğumuzda aldığın puanları hatırlamıyor musun? Stanford'a gitmek sandığın kadar kolay değil hayatım." Dudaklarımı büzüp kafa salladım ve kağıtlarda bana ayrılan kısımlara imza attım. "Pekâla, öyle olsun."
"Şimdi, akşam sekiz dokuz civarında Atlanta'ya uçacağız. Yaklaşık 4-5 saat sürebilir gibi duruyor. Kampın detayları yazıyor zaten. Çantalarınızı ona göre hazırlayın.
6 kişi gideceğiz, Valerie sen, Troy ve Debby gelecek. Bay Floyd'da bize eşlik edecek." Kafa sallayarak dediklerini telefona not aldım. "Her şeyi ayarladık, 3'er kişilik odalarda kalacağız. Geri kalan her şey kağıtlarda yazıyor zaten."
Onaylayıp toparlanırken Zayn'e çatıya çıkması için işaret verdim. Eğer o benim sevgilimse zaten anlardı. Gözlerini kapatıp onayladığında hızlıca sınıfa girip kağıtları bıraktım ve çatıya çıktım.
Ben gittiğimde çoktan orda olan sevgilimi gördüğümde gülümsedim. Yüksek balkona çıkarken asılmadan çıkayım diye kollarıma sarıldı. Yukarı çekerken ayağa kalktığımda gülümseyerek kollarımı boynuna doladım.
"Valerie, sana söylemek istediğim bir şey var." Tüm mutluluğum aniden emilmiş gibi geri çekilirken gülümseyip belimi kavradı.
"Korkma, güzel bir şey söyleyeceğim." Gözlerine bakıp devam etmesini bekledim. "Noura, verdiğim belgeleri imzaladı. Bugün dört buçukta anlaşmalı olarak boşanacağız."
Ağzım şaşkınlıkla aralanırken böyle bir şeyin oluruna pek ihtimal veremiyordum. "Şaka yapıyorsun!"
Kafasını iki yana sallayarak iyice kendine çekti. "Bitmiş bir evliliği kağıt üstünde devam ettirmenin anlamı olmadığını anladı ve boşanmayı kabul etti." Sıkıntılı bir nefes çekip geriye yaslandı. "Tek sorun kızımın velayetini istiyor olması."
Balkon demirine yaslanırken onu da kendime çektim ve gülümsedim. "En azından kızın beni seviyor, geldiği günlerde çok iyi anlaşacağız." O da gülümseyerek dudaklarıma bir öpücük kondurduğunda sırtını okşayıp ayrıldım.
"Saat zaten bire geliyor Zayn. Okuldan erken çıkman gerekmiyor mu?" Beni onaylayıp bir kez daha öpücük kondurdu dudaklarıma.
"Evet birazdan çıkacağım. İzin aldım. Sadece seni görmek istedim." Daha sıkı olacak şekilde tekrar sarıldığımda kıkırdadım. Kalbimi acıtan da oydu toparlayan da. Ondan kaçamıyordum.
"Ben detayları bildiğim için valizimi falan hazırladım dün gece. Arabada. Akşam seni de alırım birlikte geliriz okula." Kafa sallayıp reddettim. "Boşu boşuna ilgiyi üzerimize çekmeye gerek yok. Önümüzdeki ay mezun oluyorum Zayn." O an suratındaki ifadenin değişimi beni kızdırdı. Neden suratı asılmıştı?
"Gidiyorsun." Yüzünü ellerim arasına alıp sıktım. "Lütfen saçma düşüncelere kapılma." Kafa sallayıp onayladığında gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my biggest mistake, malik
FanfictionZayn göremeyeceğini bilse de telefonun öteki ucundan gülümsedi. Nerde olursa olsun, Lera yanındayken her yer eviydi. ⁰⁴'¹⁰'²⁰