Kafamı testlerden kaldırıp rastgele topuz yaptığım saçımın arasına sabit durması için kalem sıkıştırdım. Silgi çöplerini süpürürken Delilah ile birkaç soru çözebilmek adına kütüphaneye inmiştik. Artık baş edemediğimi düşündüğümde kravatımı gevşeterek arkama yaslandım. Bu sene de birincilik için uğraşıyordum ve matematik 2'den tam not almış olmak beni memnun etmişti.
Tabii ki bunun Zayn ile olan ilişkimle hiçbir alakası yoktu. Senelerdir deli gibi çalışırdım ve birinciliği elde ederdim. Saatimi kontrol edip kitapları toparladım. "Amber'in yanına gideceğim bugün. Gelmek ister misin?" Gülümseyip kafa salladığında kupadaki soğuk kahveyi kenara ittim ve kitapları kucakladım. Çantamı koluma takıp kitapları teslim ettikten sonra gerinip ceketi de çantama taktım. Bugün başka bir davete dahil olacaktım. Eğlenceli olmasa da eskisi kadar sıkılmıyordum.
Arabaya ulaştığımızda çalıştırmadan evvel direksiyona ufak bir öpücük kondurdum. Arabama bayılıyordum. Delilah yan koltuğa yerleştiğinde hareketlenip hastaneye sürdüm.
Büyük kapılardan geçerken her yerine servet yatırılmış bu hastane, Amber için oldukça iyi bir seçenekti. Sterilize odaya geldiğimizde kıyafetleri giyerek cam loba geçtik. Amber çizim yapıyordu. Gülümseyerek camı tıklattım. Koşarak cama geldiğinde gülümsedim ve telefonu açtım.
"Abla, gelmişsin. Bir an hiç gelmeyeceksin sandım gerçekten." Elimi cama yasladım ve elini benimkinin üzerine yasladı. Minik eli benimkinden görünmezken kendi elimj çekip cama öpücük kondurdum. "Seni burada yalnız bırakır mıyım ben hiç? Evimize gideceğiz az kaldı."
O an gözleri parlamıştı. "Gideceğiz değil mi abla?" Kafa sallayıp gülümsedim. Delilah da yanıma gelip Amber'a el salladığında Amber hevesle konuştu. "Delilah, sen de gelmişsin!"
Telefonu Delilah'a verip kürsüye oturdum ve küçük kardeşimi izledim. Hayatımdaki en kıymetli insandı belki de. Keyifle konuşurlarken artık çıkmamız gerekiyordu. Vedalaşıp çıktıktan sonra doktorunu ziyaret ettik. İliklerin boşaltımına başlamışlardı. Eğer vücudu iki hafta dayanabilirse, yine de oluşabilecek riskler vardı.
"Nakil sonrası erken ve geç dönem karşılaşabileceği sorunlar olabilir. Bu hastalıkların en başında graft versus host hastalığı gelir. Bu vericiye ait bağışıklık sistemi hücrelerinin, alıcıya karşı başlattığı bir savaştır ve vücudun çeşitli bölgelerinde hasar oluşturur. Bu hastalık akraba nakillerinde %30-40 arası görülürken, akraba dışı nakillerde
%60-70 oranında görülebilir. O yüzden, ne olur ne olmaz diyerek her türlü duruma hazırlıklı olalım." Doktorun konuşması bitene kadar soluksuz dinledim."Amber daha küçük. Vücudunun nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz. Şimdiden itibaren önümüzdeki 4 hafta kritik ama olumlu düşünmekte fayda var. Hasta olumsuzluğu hisseder. Pozitiflik her zaman kurtarıcıdır." Teşekkür ederek oradan ayrıldık. Yemek yemek için sade bir restoran seçip oturduğumuzda düşünceli görünüyordu.
"Ya uyuşmazsa?" Hafifçe tebessüm edip arkama yaslandım. "Bunu düşünmek istemiyorum Delilah, yemeğimizi yiyelim ne olursun. Erkenden eve dönüp hazırlanmalıyım. Babam bugün yine katılmamız gereken bir davet olduğunu söyledi. Martinlerle yemek yiyecekmişiz."
Kafa sallayıp siparişini seçti. Seçtiklerimizi garsona ilettikten sonra biraz sohbet ettik. Yemekler geldiğinde ortamda çalan şarkı çok hoşuma gitmişti. "Luke ile aranız nasıl?" Gülümseyerek et parçasını ağzına attı.
"Sanırım flörtleşiyoruz. Yatak muhabbetinden ikili ilişkiye dönüş gibi bir şeyin içindeyiz." Kafa sallayıp gülümsedim. "Paul ile konuştum. Otun kendisine ait olmadığını söyledi. Başka biri için istiyormuş." Omuz silkip kendi etimi kesmeye devam ettim. Orta pişmiş et ağzımda yayılırken etrafı süzdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my biggest mistake, malik
FanfictionZayn göremeyeceğini bilse de telefonun öteki ucundan gülümsedi. Nerde olursa olsun, Lera yanındayken her yer eviydi. ⁰⁴'¹⁰'²⁰