0.4

1K 44 37
                                    

Ödevimi bir kez daha kontrol edip eksik olmadığından emin olmak istedim. Bu ödeve baya özen göstermiştim ve iyi bir sonuç almazsam sinirlerim alt üst olabilirdi. Her şey an meselesiydi.

Rüşvet olabileceğini düşündüğüm kahve kupasını daha sıkı kavradım. Yavaşça kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde pek de düzgün bir manzarayla karşılaşmamıştım. Şaşkın gözlerle bana bakan Bay Malik'in dudakları şişmiş ve kızarmış, saçları dağılmıştı. Her daim fönlü olan saçlarını böyle görmek biraz garibime gitmişti. Önünde ise ayakta duran uzunca zayıf bir kadın vardı. Yanakları dolgun, gözleri renkli bir kadındı. Sarı saçlarını salık bırakmış, resmi ve oldukça sade bir takım giymişti.

Gözlerim şaşkınlıkla açıldığında özür dileyerek çıktım. Kapıyı kapatıp oluşan utanç ve anlamsız kırgınlık duygusunu bastırmaya çalıştım. Kadın September'a çok benziyordu. Büyük ihtimalle karısıydı.

Toparlanmaya çalışırken kapı açılınca irkildim. Kadın bana sıcak bir gülümseme sunarak dışarı çıkınca Bay Malik'in gel diyen sesini duydum. Kafamı eğerek içeri girdim. Kahve kupasını masasına bırakırken bile yüzüne bakmıyordum. "Americano sevdiğinizi duymuştum efendim." Bakışlarını yüzümde hissedince doğruldum. Ara sıra instagram üzerinden konuşuyor olmamız aramızın iyi olduğunu düşündürmüştü. "Evet, severim. Kahve için teşekkürler. Ne için gelmiştin?"

Ellerimi eteğime sürtüp dosyamı uzattım. "Projemi teslim edecektim efendim." Dik durup gözlerine baktığımda gülüyordu. Dosyayı masasına bırakara ayağa kalktı ve tam önümde durup kalçasını masaya yasladı. Çok yakındık ve bu garipti. Yutkunmamı engelleyemedim. Ondan etkilendiğimi kabulleniyordum ama bu kadar yakınınızda kim olursa etkilenirdiniz. Çok tehlikeliydi.

"Rüşvet mi teklif ediyorsun Scott?" bunu sırıtarak söylemişti. Siktiğimin öğretmeninin gülüşü çok güzeldi. Şişmiş kırmızı dudakları da çok güzeldi. Titrek bir nefes dudaklarımdan havayla buluştuğunda gözlerine baktım. Hafifçe omuz silkerken mırıldandım. "Şey, belki. Kahve her problemi çözer."

Önünde bağladığı kollarını çözerken vücudunda kısa bir süre göz gezdirmiştim ve çadırı fark edilmeyecek gibi değildi. Gözlerimi önünden ayıramazken yutkundum. Sıcak eli çenemi kavrayıp başımı kaldırdığında gözleri parlıyordu. Elini geri çektiğinde sıcaklığın gitmesine  sinirlenmiştim. Memnun olmadığımı belli eden bir mırıltı çıkardığımda gülümsemesi keskinleşti. "Belki de rüşvetle bir şeyleri çözmemen gerektiğini öğrenmelisin Valerie."

Hormonlarım bu aptal andan o kadar etkilenmişti ki kendimi kontrol edemiyordum neredeyse. "Haklısınız efendim, belki de öğrenmem gereken çok şey vardır." Meraklı bakışları yüzümde dolanırken yapacağım şey için sonradan duyacağım pişmanlığı görmezden gelemedim. "Mesela?" derken kaşlarını kaldırdı. "Mesela, bunu size söylememiş olmam gerektiği efendim. Belki de gitsem iyi olacak." Aramızdaki mesafe yok denilebilecek kadar azdı. Odadan çıkarken derin bir nefes aldım ve çocukların yanına ilerledim.

Dersler oldukça sıkıcı geçmişti. Sonunda son derste bittiğinde Delilah ile dolaplara doğru ilerledik. Paul hediyesini önceden ayarladığı için bizimle partide buluşacaktı. Biz de Delilah ile önce hediye alacaktık. Eşyaları dolaba bırakıp arabaya ilerlerken ne alabileceğimizi konuşuyorduk. "Ben elbise takımı almayı düşünüyorum Valerie."

Omuz silktim. Kızlarının kulaklarını yeni deldirmişlerdi ve ben ona şirin küpeler almayı planlıyordum. "Ben karar vermedim henüz." Arabayı çalıştırıp avmye ilerlerken bundan sonra ne yapacağımı düşünüyordum. Bay Malik'ten su götürmez şekilde etkileniyordum ve onu yatağa atma fikri aklımı çelip duruyordu.

my biggest mistake, malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin