my biggest mistake, malik

0.8

Bölüm +18 içeriğe sahiptir. Hassasiyeti olanların dikkatine..

Gözlerime bakıp hayretle sırıttığında dudaklarına bir öpücük kondurdum. O kendi arabasına binerken ben de kendi arabama ilerlemiştim.

Ben önden giderken o da beni takip ediyordu. Arabayı park edip anahtarlarımı bulmaya çalıştım. Bulduğumda zafer gülümsememle arabadan indim. O çoktan inmiş benim inmemi bekliyordu.

Elini tuttuğumda şaşırsa da bir şey demeden hafifçe gülümsedi. İlk defa hafif bir temizlik hastası olduğum için kendimi tebrik etmiştim. Ayakkabılarımı girişte bırakırken onun da girmesini bekledim. Kapıyı örtüp çantamı kenara bıraktığımda üzerindeki hoodieyi çıkartmak için can atıyordum. Elinden tutup ufak adımlarla odama ilerlerken bakışları değişikti. Hem sevgi hem de arzu hissi var gibiydi.

Yatağımın önünde durduğumda doğruca gözlerine bakıyordum. Teması kesmeden topuzumu açtığımda saçlarımın belime dökülüşünü izledi. İyice yaklaşıp ellerini belime sararken titrek bir nefes aldım.

"Lera, çok güzelsin." Eğilip dudaklarımızı birleştirdiğinde ellerimi zaman kaybetmeden ensesine çıkardım. Geri çekilmeden gömleğimin düğmelerini açtığında südyen ve eteğim ile karşısında duruyordum. Ben de onun üstünü çıkardığımda birkaç saniyeliğine dudaklarımız ayrıldı. Beni hafifçe ittirip yatağa uzanmamı sağladığında kemerini çözmeye çalışıyordu. Elimi atıp çözdüğümde ellerini çekip beni izlemeye devam etti.

Sadece boxer ile üzerime eğildiğinde kıkırdayıp yuvarlandım ve pozisyonlarımızı değiştirdim. Karnına oturup dudaklarımızı tekrar buluşturduğumda elini südyen kopçama atmıştı. Sonunda çözüp serbest bıraktığında hayranlıkla beni izliyordu.

Bu hali o kadar sevimliydi ki, telefonumun nerde olduğunu bilsem fotoğrafını çekerdim. Ellerinden biri ve dudakları göğüslerimle buluştuğunda inleyerek karnından kasıklarına kaydım. Kendimi bastırırken nefesim kesiliyordu.  Ellerimi saçları içinden geçirip tutundum. İsmini inliyordum ve bu hoşuna gitmiş gibiydi. Tekrar yer değiştirdiğimizde öperek kasıklarıma indi.

Dilini orda hissettiğimde belimin yay gibi gerildiğine emindim. Kollarını bacaklarıma ve belime sarıp beni iyice kendine çektiğinde, çoktan kendimden geçmiştim. Bir süre sonra dilini çekti ve parmaklarını sürttü. Elini tutup çektim ve doğruldum. "Uzan hadi."

Yarım ağız sırıtarak gözlerime baktı. "Emin misin Valerie?" Ensesinden kendime çekip yatağa oturttum ve inip dizlerimin üzerine çöktüm. Hafif geriye doğru kollarına yaslandı. boxerını sıyırırken gülümsedim.

.

Belimdeki eliyle karnımda şekiller çizmeye başlamıştı. Gıdıklanıp kıkırdadım. "Bence içime girmeliydin." Doğrulup pantolonunun cebinden sigarasını aldı ve bana uzattı. Paketinden bir dal alıp çakmağı bekledim. Benimki yandıktan sonra ağzımdan alıp kendisininkini yaktı ve bana geri uzattı. Sürekli olarak bunu yapmaya başlamıştı.

"Pişman olacağın bir şey yapmanı istemedim. Ve yanımda condom yoktu." Hafif bir kahkaha atıp sigaramdan bir nefes çektim. "Biraz üşüdüm sanırım." Kafasını iki yana salladı. "Hasta olacaksın bu gidişle." Omuz silkip göğsüne kafamı yasladım.

"Sevgilim, akşam eve git." Gözlerime baktı. Alayla mırıldandığında istemsizce gülümsedim. "Ne o, yoksa beni kovuyor musun?" Ellerimi yeni çıkmış sakallarında gezdirip dudaklarına bir öpücük kondurdum. "September seni özlüyordur." Kafasını salladı. "Akşam bir yemeğe çıkarmayı düşünüyorum. Prailound'da bir yemek belki iyi gelebilir."

"September ile mi?" Gözlerime baktı ve hafifçe başını eğdi. "Noura ve September ile. Boşanmadım Valerie, sadece aramız bozuk. Boşanmak gibi bir fikrim yok karımdan hoşlanıyorum." Hafifçe doğrulup dolan gözlerimi gizledim. Onun karşısında ağlayacak bir kadın değildim. Hem sorarlardı, madem ağlayacaktın neden evli olduğunu bile bile koynuna girdin diye.