Affediyorum.

51 4 0
                                    

Şaşırdım mı, şaşırmadım mı, şaşırmam mı gerekiyor bilmiyorum. Doğrusu o kızdan böyle birşey söylemesini beklerim fakat bir insan bir insana böyle bir şey söylememeli. Ben ona ne yaptım? Bana böyle birşeyi söylemesinin nedenini çok merak ediyorum.

Hele de Can. O, o kızın bana böyle birşey söylemesine nasıl izin verir. Ben ona bukadar güvenirken. Tamam, kabul, son zamanlarda güvenimi sarstı ama ondan bukadarını beklemiyordum.

Sıla yüzüme bakıp "iyimisin ?" diye sordu. Ben bekletmeden cevap verdim "iyiyim ve herzamanda iyi olacağım " dedim ve yatağıma iyice uzanıp duvardaki küçük bir çiziğe konsantre olup bakmaya başladım.

Sıla " ben kafeteriaya iniyorum, birşey istermisin ?" diye sordu. Su, çorba ve pure gibi şeyler yiyip içebildiğimi bildigi halde alışkanlık olarak bana bu soruyu sordu.

" Yok canım, teşekkür ederim. " dedim.

Sıla odadan çıkalı birkaç dakika olmuştu ki telefonum çaldı.  Arayan Sıla'ydı.  Hemen telefonu açtım.

"Efendim Sıla ? "

"Tamam mısın ?"

"Evet neden ki ?"

Hiç. Berk beni almaya geliyor, birkaç gündür görüşemedik ya o yüzden ama sen merak etme ben 5 19 dakikaya kadar gelirim." Diyip telefonu kapadı. 

Telefonu tam masanın üzerine koyuyordum ki cevapsız arama olduğunu gördüm.  Arayan Akseldi. Ben Sıla'yla konuşurken aramış olmalı. 

Geri arasam mı, yoksa aramasam mı diye düşünmeye başladım. Kalbim ara derken, beynim arama diyordu. Vücudum iyileşmişti ama kalbim, kırık kalbim henüz iyileşmedi.

Beynimin ne dediğini boş verip, kalbimin sesini dinleyip hemen geri aradım. 

"Alo"

"Aksel, şey ben Sıla ile konuşuyordum, duymadım. " dedim.

"Sorun değil. Ben seni merak etmiştim, o yüzden aradim"

" Ben iyiyim. Yalnızım, Sıla Berk'le buluşmaya gitti. Istersen gel, yani işin yoksa. " dedim titrek bir sesle.

Aksel de " tamam" dedi ve benim birşey söylememe izin vermeden telefonu kapadı.

Acaba onu affetmeli miyim. Bilmiyorum hem kendime hemde ona acı çektiriyorum. Hem zaten çokta pişman.  Önce onu dinleyeceğim, daha önce o kızla aralarında ne geçtiğini anlatacak bana, ne yaşadılar herşeyi en ayrıntısına kadar öğrenmek istiyorum.

Daha konuşalı 10 dakika olmuştu ki birden kapı açıldı ve içeri Aksel girdi. Yüzünde farkli br mutluluk vardı.

" Bu ne hız ? Neyle geldin sen ? " dedim gülümseyerek.

Oda aynı şekilde gülümseyerek " babamın motoruyla geldim zaten yakınlardaydım." dedi ve karşıda duran tek kişilik koltuğu tek bir hamlede kaldırıp yatağın yanına koydu ve oturdu.

"İyimisin ? " diye sordu bana nazik bir şekilde. O mas mavi gözleriyle her yerimi süzdü ve en son gözlerimle birleşti gözleri. 

"İyiyim biraz ağrım var " dedim. Sözümü bitirir bitirmez kucağımda duran ellerimin üzerine ellerini koydu. Sonrada dudaklarına yaklaştırıp minik minik öpücükler kondurdu.

" Sana birşey olsursa ben dayanamam. Su ben sana çok kötü bağlandım. Gözlerim gözlerine, dudaklarım dudaklarına, kalbim kalbine bağlandı herşeyimle sana bağlandım. Su ben seni çok seviyorum. Seni görmediğim zaman içimde bir şey eksiliyor sanki, bir şeyler tam değil. Su lütfen beni affet, ben daha önce hiç bukadar pişman olduğumu hatırlamıyorum.  Su ben sensiz yapamam lütfen beni sensiz bırakma. " dedi. Dudaklarına götürdüğü ellerimin ıslandığını fark ettim. Aksel'in gözlerine baktığım zaman ise, o mas mavi gözlerinden yaşlar damladığını gördüm. Kendimi tutamayıp bende ağlamaya başladım. 

Gözlerimi sıkıca kapadım ve " affediyorum" dedim. Aksel anlamayıp veya tekrar söylememi istediği için " ne ?"dedi. Bende sesimin tonunu biraz yükselterek " affediyorum" dedim ve eğilip ona sarıldım.

UMUTSUZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin