10. Bölüm
Ben birinden hoşlanıyordum. Bunu ona söyleyecek cesaretim de vardı. Lakin ben söylememeyi seçtim. Ruhumda açan siyah gülleri görmezden geldim. İçimde oluşan heyecan, göz bebeklerime kadar titretti bedenimi. Cesaretliydim ama kırılmaktan o kadar korkuyordum ki.
Bunu açıklamak benim için çok zordu. Kaçmayı ya da saklanmayı düşünüyordum. Öyle de yapıyorum. Çağrı, koşarcasına peşimden geliyor hatta benimle saklanıyordu. Ne olursa olsun ondan etkilenmediğimi söylemek aptallık olur. Ben ondan korkuyordum.
Denizden çıkıp kahkahalar eşliğinde yanımıza gelen arkadaşlarım sırasıyla yerlerine yerleşti. Böyle bir ortamın içinde bulunmak bana gereksiz bir özgüven veriyordu. Sanki onlar varsa çılgınlar gibi istediğimi yapabilir, saçma sapan şeylere kahkaha atabilir ve avazım çıktığı kadar özgürce bağırabilirdim. Gerçek öyle değildi, bunu çok iyi deneyimlemiştim. Birbirlerine o kadar bağlılardı ki biri birini uzaklaştırırsa diğeride uzaklaşıyordu. Ekin, iyiki var.
Ekin yanımdaki sezlonguna kendini atarken Bora havlusuna sarılıp "Deniz beni o kadar acıktırdı ki şuan üç menü hamburgeri yiyebilirim." dediğinde Görkem, Ezgi'nin yanına oturup "Harbiden bende çok acıktım. Şöyle mis gibi bir sofrada yemek yiyelim." dedi. Yattığım yerde dikleşip oturduğumda Hamdi gelip yanıma oturdu. Ona tebessüm edip bakışlarımı Seda'ya çevirdim. Üstünü giyinmeye başlamıştı bile.
Tekrar Hamdi'ye odaklanıp "Denizde biri yanıma geldi. Aşkım." dediğimde tüm gözler bana çevrildi. Özellikle Seda. Boğazımı temizleyip "Kızın adı Aşkım, akşam kumsalda toplanıyorlarmış, ateş falan. Bizi de davet etti." dediğimde Çağrı "Karnımızı doyuralım da onu daha sonra düşünürüz." diyerek bana baktı. Onu kafamla onaylayıp ayağa kalkarak çantamdan şortumu çıkardım. Giyinirken Hamdi'nin saçlarıyla oynayan Seda "Sizde bizimle gelecek misiniz?" diye sordu. Yüzüme inandırıcı bir gülümseme yerleştirip "Ekin nereye isterse oraya gideriz biz. Tabi size rahatsızlık vermeyelim." diye kinayeli bir sesle konuştum. Çağrı yattığı yerden kalkıp "Siz, biz yok. Hep beraber tatile geldik. Beraber takılacağız." diye kelimeleri bastırarak konuştuğunda Seda yerine sinerek "Onlar bizden ayrı geldi ya o yüzden sordum canım." diyerek Çağrı'ya baktı.
O kıyafetlerini giyinirken Hamdi Seda'nın beline sarılıp bana dönerek konuşmaya başladığında "Herkes güzel bir duş alsın, sonra haberleşiriz. Dayanabilir misiniz bir saat?" deyip sırıtarak bakışlarını Bora'ya çevirdi.
Bora oflayıp "Tamam be, gidip hazırlanalım bakalım." diyerek arkasını dönüp yürümeye başladı. Ezgi bana döndüğünde ona gülümseyip "Haberleşiriz o zaman," diyerek Ekin'e dönüp "Hadi Ekin, eve geçelim." dedim. Ekin yerinden kalkıp yanıma geldiğinde çantasını ona uzattım. Sırtına taktığında bende kendi çantamı koluma geçirdim. Çağrı iç çekerek güneş gözlüğünü çıkardı. Bana bakıp "Eve gidince bana konum at, sizi almaya geleyim." dediğinde Ekin araya girip gıcık bir ses tonuyla "Gerek yok, benim arabam var zaten. Buraya da Ahsenle beraber o arabanın içinde geldik. Şimde de beraber arabayla eve geçip duş alacağız." dediğinde kafamı çevirip Ekin'e baktım. Gözlerimi kısıp onu sorgularken Çağrı'nın yüksek çıkan sesi bakışmamıza son verdi. "Her neyse, ben sorayımda sonra geç kalmayın. Bir de yemekte sizi beklemeyelim."
Havlusunu eline alıp yanımızdan ayrıldığında diğerlerine de veda edip arabaya geçtik. Koltukta yan dönüp "Az önceki tavır da neydi öyle?" diye sordum. Ekin omuz silkip "Seni kıskandığı bal gibi ortada. Bir an önce harekete geçmesi lazım diye yaptım. Sevdiğini başkaları kaparsa o zaman görürüm ben onu." dediğinde sitemli sesimle "Sana söylemedim ama zaten Çağrı bana açıkça belli ediyor bunu. Hatta ben onu öptüm!" diye sitem ettim. Ekin aniden kafasını bana çevirip "Çocuğu öptü mü sen?" diye sordu. Onun şaşkın hallerine histerik bir gülüş sergileyip "Evet, sen demiştin anı yaşa, nasıl hissediyorsan öyle davran diye." dediğimde kaşlarını çatıp "Ama senin yaptığın birebir duygularla oynamak oluyor. Çocuğun ayrılırken sana soğuk atması normal." diyerek beni azarlarcasına konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhuna Hapset |18|
JugendliteraturBölümler uzun uzundur kısa olmasına bakmayın, yorum yaparak okursanız çok sevinirimmm Derin bir nefes alıp "Ne yapıyorsun sen manyak herif?" dediğim de karşımda ki çocuk bana daha çok yaklaşıp gözlerimin önüne gelmiş bir tutam saçı kulağımın arkasın...