Ben hala hırçınım {5}

155 11 16
                                    

 5.Bölüm

Gözlerimle ıssız mahallemizi tarayıp perdeyi çekerek görüş alanımı kapattım. Saat sabah ondu. Bu saatte neden uyandım bilmiyordum bile. 

Duruma bakılırsa annem olduğunu iddia eden zengin bir kadın vardı. Onu her halükarda seven, yaşam fonksiyonlarını yitirmiş alkolik bir babam. Tüm sorunlarıma yok edermiş gibi derin bir nefes verip dolabımın karşısına geçtim. Kapaklarını açıp eskimiş kıyafetlerime baktım. Ne zamandan beri alışveriş yapmıyordum. Kendime yaptığım tek iyilik komşumuzun kuaföründe epilasyon yaptırmamdı. Gerçekten bunu kabul ettiğime bin şükür duyuyorum. Bana kalsa ayda bir kuaför bakımından geçmekle yetinirdim ama Hafize teyze kendi kızı gibi beni yönlendirmişti. Aslında yönlendirmek demeyelimde zorla kuaför salonuna sokmak diyelim. 

Babam aklıma gelince hızla üzerime v yaka uzun kollu siyah dümdüz bol bir elbise geçirdim. Beline de siyah deri kemer takıp üst tarafını çekiştirerek bol durmasını ve kemerin yarısını kapatmasını sağladım. Boyu biraz kısalmıştı ama bugün Hamdi'nin doğum günüydü. Bunu dert etmeyip ona ne hediye alacağımı düşünmeliydim. Hem ucuz hem de manevi değeri olan bir şey almam lazımdı. Aklımda hala fikir yoktu.

Saçlarımı yandan ayırıp taradım. Hafif dalgalar omuzlarımdan aşağı döküldü. Sağ tarafımı kulağımın arkasına koyup biraz esneyerek mutfağa doğru ilerledim.

Hemen bir kahvaltı hazırlayıp babamı çağırdım. Karşıma gelip oturduğunda sessizce kahvaltımızı ettik. Yerinden kalkacakken boğazımı temizleyip "Dün bir kadınla buluştum." dedim. Kısa bir nefes aldım. "Bana 'ben senin annenim' dedi."

Yavaşça yerine oturup gözlerini mutfak halısına dikti. Biliyordum. İçi acımaya başlamıştı. Kusura bakma baba. Ben hem anne hem babadan yanıyorum. Sende azıcık yansan sorun olmaz değil mi?

Sesimi sertleştirip "Kadın annenim dedi. Şuan bir kızı var. Ve evli. Çok da zengin. Durumundan çok da memnun gibi görünüyor." dediğimde öfkeli gözleri bana döndü. Bir an korkup gözlerimi kaçırdım. Güçlü ol Ahsen! Sen bu kadar güçsüz bir kız değilsin.

Babam sinirli sesiyle "Bir daha o kadını görmeyeceksin. Duydum mu beni?! Bahsetmek yok. Yasak!" dediğinde hüzünle gözlerine baktım. Derin ve titrekçe bir nefes verip gözlerimle mutfağı taradım. Ellerimi saçlarımın arasından geçirip kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Çıkmaza girmiş gibi hissediyordum.

Hissiz yanım hiçbir şeyi umursamayıp hayatıma devam etmek istiyordu. Bir tarafımsa anne diye ağlıyordu. Ve ben her zaman ki gibi hissizliği seçtim.

Mutfağı toplayarak odama ilerlediğimde telefonumu elime alıp saate baktım, on ikiye geliyordu. Birden çalmaya başladığında Ezgi'nin aradığını görüp açtım. Kulağıma götürüp "Efendim Ezgi?" diye sordum.

Neşeli sesiyle "Bugün Hamdi'nin doğum günü. Sürpriz yapacağız değil mi?" diye sorduğunda yüzüme alaycı bir gülümseme takıp "Hamdi böyle şeylere bayılır. Akşam işteyken pasta alırız yeter bence." dediğimde Ezgi "Ahsen harika olur. Ama benim aklımda hala alacağım hediye yok. Ben bizim buradaki alışveriş merkezindeyim. Kahvaltı yapmaya gelmiştik. Sende gelsene hediye bakalım." dediğinde söylediklerini incelemeden "Tamam on dakikaya orada olurum." diyerek telefonu kapattım.

Sırt çantama cüzdanımı, hırkamı ve telefonumu atıp topuklu botlarımı giydim ve evden çıktım.

Yemek katına çıkıp gözlerimle onu aradım. Renkli saçları dikkatimi çekerken kalabalık masada oturduğunu fark ettim. Sınanıyordum resmen. Yalnızlık isterken kalabalık geliyordu. Sabır!

Ruhuna Hapset |18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin