Cesur ol [8}

148 6 0
                                    


8.Bölüm

Camın ardından bize bakan babamla göz göze geldiğimde kafamı hızla Çağrı'ya çevirdim. Omuz silkip arabanın kapısını açarak dışarı çıktı. Bu çocuktaki rahatlık kimsede yoktu. Peşinden aceleyle dışarı çıkıp babamın yanında dikilirken babam bir bana bir de yanımıza gelen Çağrı'ya baktı. Çağrı elini uzatarak "Ben Çağrı, Ahsen'in erkek arkadaşıyım." dediğinde büyümüş gözlerle ona bakarak direk babama döndüm. Babam çatık kaşlarla bir ona uzatılan ele bir de yüzüne bakarken "Çok yakın dostum baba. Bugün denize girdikten sonra beni eve bıraktı." diyerek araya girdim. Babamın yüzündeki ifade silinip yüzünde hafif bir sırıtış oluşurken başını sallayarak Çağrı'nın elini sıktı. "Tanıştığımıza memnun oldum Çağrı. Bende Erhan."

Üstümüzü süzdüğünde "Yukarı çıkıp bir kahve içmek ister misin? Kızımın yakın arkadaşını tanımayı çok isterim." dediğinde Çağrı'ya bakarak kaşlarımı yukarı aşağı indirdim. Sırıtarak "Sizi geri çevirmek hiç istemem. O yüzden yarım saat durabilirim." dediğinde elimi alnıma götürüp ovaladım. Daha ben babamla kaynaşmamıştım, bu ne hızdı?

Boşuna sinir adam demiyordum!

Babam önümüze geçip kapıyı açtığında "O halde geçin içeri bakalım." dedi gülümseyerek. Ona kafamı sallayıp önünden geçerek salona girdim. Koltuklara yerleştiklerinde "Siz oturun ben kahve yapıp geliyorum." dediğimde babam kafasını sallayarak Çağrı'ya döndü. Hızla salondan çıkıp odama geçtim ve üzerimdeki her şeyi çıkartarak yatağın üstüne koydum. Üzerime iç çamaşırlarımı geçirdikten sonra siyah taytımı ve mavi askılı tişörtümü geçirip ıslak kıyafetleri alarak banyodaki kirli sepetine tıktım. Hızla mutfağa girdiğimde arkamdan Çağrı'nın da geldiğini fark ettim. 

Kalçasını tezgaha yasladığında "Kahveni nasıl içersin?" diye sordum. Kollarını göğsünün altında bağladı ve "Fark etmez." dediğinde durup ona döndüm. "Neden geldin içeri?" Tezgahtan ayrılıp yanıma yaklaşırken "Bana bir öpücük borcun var." dediğinde kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Resmen kedinin fareyle oynadığı gibi benimle oynuyorsun değil mi?"

Yaslandığı yerden ayrılıp dibime girerek elleriyle beni tezgahla arasına sıkıştırdığında "Sana takılmak hoşuma gitmiyor değil." dediğinde "Kahveler hazır mı Ahsen?" diye seslenen babamın sesini duydum. Kollarının arasından ters dönerken ocakta kahveyi yapmaya başladım. "Şimdi geliyorum baba!"

Arkamdaki bedeni umursamamaya çalışırken kafasını omzuma yasladı. İçim içime sığmazken heyecanla olduğum yerde gerilirken onu düşünmemeye çalışıp "Daha dün beni dans pistinin ortasında bırakıp gitmiştin. Şimdi yakın davranmaya devam ediyorsun. Ne değişti?" diye sordum. Dirseğimle karnını itip "Uzaklaş!" diye azarlasamda beni takmayıp çenesini omzuma yerleştirdi.

Kahveyi fincana doldurduğum zaman "Sen kendi ellerinle bana geldin." dediğinde kafasını omzumdan kaldırmıştı. Derin bir nefes alıp fincanları tepsiye koydum. Yanından geçerken "Sadece çok üzgündüm." dediğimde mutfaktan çıkıp salona geçtim. Arkamdan gelen Çağrı tekli koltuğa oturduğunda babama kahvesini verip Çağrı'nın önüne gittim. Tepsiyi ona doğru uzattığım zaman babam "Sen okuyor musun oğlum?" diye sordu. Çağrı gözlerini benden çekip babama baktığında bende yanına gidip oturdum. "Mimarlık son sınıf öğrencisiyim."

Babam kafasını sallayarak "Ahsen'in de bu yıl sınava girmesini istiyorum ama onun kararı tabi." dediğinde kafamı babama çevirdim. Yutkunarak saçlarımı geri ittim. "Bu yıl sınava girmeye karar verdim. Bir arkadaşımda girecek sınava. O çalıştıracak beni." dediğimde babam gülümseyerek "En doğru kararı vermişsin kızım. Her şeyin düzene girmesinin zamanı geldi de geçiyor." dediği zaman ona hüzünlü bir tebessüm yolladım.

Ruhuna Hapset |18|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin