18

1.1K 97 100
                                    

Uyandığımda her tarafı beyaz olan bir odaydım ve serum bağlıydı. Dün olanlar ve kafam güzelken dediğim şeyler zihnime hücum ediyordu. Bay Stark artık örümcek adam olduğumu biliyordu, üstelik ailemi de biliyordu! İç çektim, acınasılığa ayrı bir seviye katmıştım.

"Friday saat kaç?"

"Sabah 10 Peter. Bay Stark'ı çağırmamı ister misin?" Saat 10 mu? Bugün pazartesiydi, okulu kaçırmıştım. İç çektim sanırım Bay Stark'ı çağırsam iyi olacaktı. Konuşmamız gereken tonla şey vardı.

"Olur." Neler diyebileceğini düşünmeye başladım. Ya örümcek adam olmama kızarsa? Of!

"Pete günaydın evlat. Nasılsın iyi misin?" Bay Stark her zaman ki halinden daha değişik görünüyordu. Mutlu gibi?

"İyiyim bay Stark ve dün gelip beni aldığınız için çok teşekkür ederim."

"Hiç önemli değil Pete. Dün neler olduğunu hatırlıyor musun?" Heyecanlı ve gergin gibiydi. Niyeydi bilmiyordum.

"Evet hatırlıyorum. Çok üzgünüm bay Stark sizi de saçma sapan dertlerimle meşgul ettim." O ise kafasını iki yana salladı.

"Peter sana anlatmam gereken bir şey var." Meraklı bir yüz ifadesiyle ona baktım. Ne anlatacak olabilirdi ki?

"Bundan 12 sene önce ben Afganistan'da kaçırılmışken oğlum da burda kaçırıldı. Onu medyadan güvende olması için saklamıştım ama yine de bu bir işe yaramadı maalesef."

"Bay Stark bunu bana niye anlatıyorsunuz efendim?" Hiçbir şey anlamıyordum.

"O sendin Peter. Dün dediklerinden sonra emin oldum. Oğlumun adı Peter'dı seninle aynı yaştaydı. O sensin Pete. Sen benim oğlumsun." Ne? Ciddi anlamda orda öylece bakakaldım. Hiçbir tepki veremiyor, ne diyeceğimi bilemiyordum. Bay Stark ise yüzünde büyük bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Tüm parçalar yerine oturmuştu, 12 sene önce kaybettiği şey bendim, o fotoğrafta ki çocuk da bendim. Rüyalarımda gördüğüm adam o muydu yani? Norman'ın Stark'ın kazanmasına izin veremem demesi, Mj'in sandığımız kişiler olduğumuz kişilerle aynı değillerdir demesi. Hepsi yerine oturyordu.

"Peter bir şey söyle lütfen." Bunca zamandır aradığım babam Bay Stark'dı. Ben onun oğluydum. Ağzımı bir şeyler demek için açtım ama kelimeler çıkamıyordu. Ağzımı geri kapadım. Ne diyecektim ki? Böyle bir durumda ne denirdi? O an fark ettim ki babamı bulursam ne diyeceğimi daha önce hiç düşünmemiştim. Onu bulamayacağıma o kadar emindim ki...

Düşüncelerimi bir anlığına kenara atıp Bay Stark'a baktım. En başında yüzünde olan mutluluk,gerginlik ve heyecan yerini sadece gerginliğe bırakmıştı. Hiçbir şey demiyor olmamın onu strese soktuğu belliydi. Öyleyse niye bir şey diyemiyordum? Sanki ses tellerim çalışmıyor gibiydi.

"B-ben miyim?" Yeniden bir şeyler demeye çalıştığım da ağzımdan bu saçma kelimeler dökülmüştü. Kendime gelmem gerekiyordu. Derin bir nefes aldım. Hadi Peter düzgün düşün. Ona dürüst olmaya karar verdim. Başka ne yapabilirdim ki?

"A-açıkçası şu an n-ne demem lazım b-bilmiyorum." Kelimeler en düzgün bu şekilde çıkıyordu. Hala şoktan çıkamamıştım. O anlayışla bana bakıyordu.

"Önemli değil Peter. Şaşırmış olmanı anlıyorum, bundan sonra seni hiç bırakmayacağım." Sonra da bana sarıldı. Dün de sarılmıştı, demek bu yüzdendi. Ben ciddi ciddi onun oğluydum. Bir şeyler demek için ağzımı açtım ama ona nasıl hitab edeceğimi bilmiyordum. Bay Stark mı demeliydim? Hayır, hayır bu saçma olurdu. Tony mi demeliydim? Sanırım bu daha mantıklı olurdu. Ama diyecek bir şey bulamadım. Bir süre orda yan yana oturduk. Ben de bu ara da kendimi şaşkınlıktan kurtarmaya çalışıyordum. May'in yalanını ilk öğrendiğim zamanı düşündüm. Adım bile bu muydu diye düşünüyordum. Sanırım bunları sorabilirdim değil mi?

"T-tony?" Heyecanla bana baktı.

"Evet Pete."

"Bana biraz kendimden bahseder misin? Yani benim adım, doğum günüm doğru mu? Bazı şeyleri merak ediyorum." Sonunda teklemeden bir cümle kurabilmiştim. Belki babamın kim olduğunu öğrendiğim ilk an bunu sormak hiç normal değildi ama normal diye bir şey kalmış mıydı?

"Seni ilk bulduğumda kapımın önündeydin daha yeni doğmuştum. Benim eski ünümü biliyorsun bir playboydum. Ve üzgünüm ama annen kim bilmiyorum. Adını Peter Anthony Stark koymuştum. O kadar tatlı bir bebektin ki Peter! Kocaman kahverengi gözlerin vardı ve etrafına meraklı meraklı bakıyordun." Bana küçüklüğümden bahsetmeye devam etti. Bense dinliyordum, anlatırken gözleri parlıyordu ve yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. O gülümseme bana da geçmişti. Sanırım şoku yavaş yavaş atlatıyordum. Bunca senedir hayran olduğum Tony Stark benim babamdı! Bu benim hayatım için bile çılgıncaydı.

"Sanırım sana her şeyin nasıl başladığını anlatmalıyım." Ona gerçekten anlatmam gerekiyordu belki ikimiz de birbirimizde olan eksik parçaları bulup bu olayın sorumlulularını yakalayabilirdik. Ben ona rüyalarımın ilk başlangıcından May, Strange, Mj ve Norman'a kadar her şeyi anlatmıştım ve tabi örümcek adamdan bahsetmiştim. Dikkatle dinliyordu ve arada yorum yapıyordu.

"Yani Norman sahte belgeler ayarlayıp seni Parker'lara vermiş ve hafızanı sildirmiş. O örümcekleri ürettiği ve seni ısırdıkları için minnettar olacağım aklıma gelmezdi." Tony'nin hafıza konusunda kafası karışmıştı. Bir tek buna yakın bir şeyi Hydra'nın elinde kalan kış askerinde görmüştü. Norman Hydra'ya mı çalışıyordu? Bunu söyleyip Peter'ı daha fazla germek istemedi, yeterince şey yaşamıştı.

"Hey örümcek güçlerimi seviyorum ben! Canlarım benim, beni koruyolar hep!" Yavaş açılıyordum. Ona Ben amcamı, okul hayatımı kısaca her şeyimi anlattım. Babamın bunları bilmesi gerekirdi değil mi?

"Tamam örümcek çocuk hadi kahvaltı vakti. Hala yaralısın onu da unuttum sanma. Bunu daha sonra konuşacağız." Örümcek adam konusundan kurtulamadım, kahretsin! Beraber mutfağa gittik ve kahvaltı etmeye başladık. Aklımda bir sürü soru vardı. Artık burada mı kalacaktım? Peki ya adım ne olacaktı? Hayatım tamamen değişecek gibi duruyordu.

"Pete şu an bunları konuşmak için erken biliyorum ama mahkemeye babalık davası açacağım. Velayetinin May'de olmaması gerekiyor. Zaten kaçırılman gizli bir soruşturmaydı yani bunun kolay olacağına eminim. Senden ifade almak isteyeceklerdir bununla bir sorunun var mı?" İfade alacaklarsa örümcek adamlı olan kısımları ne diye anlatacaktım? Benim rüyaları görmemi sağlayan şey örümcek güçlerimdi.

"Örümcekli kısımlar için ne diyeceğim peki?"

"Önemli bir nokta. Bence oraları atlasan kimse fark etmez. Benimle staj yapmaya başladıktan sonra hafızanı tetikledi dersin." Evet bu mantıklıydı, kafamı salladım. Hala onun babam olmasına inanamıyordum. 40 yıl düşünsem aklıma Tony Stark'ın babam olduğu gelmezdi. Ben de bir Stark'tım vay canına. Kahvaltıyı bitirdikten sonra tüm gün film izleyip sohbet ettik. Anladığım kadarıyla Pepper ve diğerleri bizi yalnız bırakmak istemişlerdi. Gece olduğunda bana verilen odaya gidip huzurlu bir uykuya daldım. Tony yarın da okula gitmeme gerek olmadığını söylemişti, hala yaralıymışım!



















Bu bölüm çok hoşuma gitti 🤧🤧

Siz bölümü nasıl buldunuz? Uzun zamandır baba oğul kavuşması bekliyorduk. Peter artık daha hafifledi ve mutlu gibi görünüyor.

İlerde ne olacak sizce?

Rock bottom Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin