İki gün sonra, Sakura arka balkonda uzanmış, bir kadeh şarap içerek Dante’yi seviyordu. Huysuz kedi masanın üzerine yatmış hafif hafif hırıldayarak güneşleniyordu. Sırtının üzerine yatarak dev göbeğini sergilemeye başlamıştı, en çok orasının okşanmasından hoşlanıyordu. Sakura eli yoruldukça duruyor, o zaman ise Dante artık sahte olduğu bilinen tehditkâr bakışlar atarak tıslamaya başlıyordu.
“Tam bir ilgi manyağısın,” diye onu uyardı Sakura.
Büyük, yeşil gözleri ona müthiş bir istek ve edepsizlikle bakıyordu. Sakura sabırla iç çekip kadehini masaya bıraktı. Tırnaklarını tekrar göbeğinde gezdirmeye başladığı sırada Dante öyle yüksek bir sesle hırıldanmaya başlamıştı ki, sanki yanı başında bir motor çalışıyordu. “Pekâlâ, pekâlâ, buraya, hoşuna gitti mi?”
Tanrı aşkına, kedilerden nefret ediyordu.
Elbette Dante gibi o da koca bir yalancıydı. Bu his tüm vücudunu sardı. Azgın kedinin ondan başka kimsenin kendisine dokunmasına izin vermiyor oluşu içini ucuz bir gururla kaplamış, saçma bir şekilde ona büyük bir yakınlık hissetmeye başlamıştı. İkisi de insanlarla ilişki kurmayı başaramayan huysuz, koca kafalı yalnızlardı.
Ne yapacaktı?
Sasuke onu seviyordu. Ona bunu yıkıcı bir şekilde itiraf ettiği andan itibaren sessizce bu konuyu daha fazla tartışmama konusunda anlaşmışlardı. Sakura ona inanmak istiyor, sevgi sözcüklerine karşılık vermek için can atıyor, ama bir şeyler onu alıkoyuyordu.
Geçmişi.
Güneş, yüzük parmağındaki elmasın üzerinde toplanıp alaycı bir şekilde parıldamasına sebep oldu. Kısa süre içinde bir karar vermesi gerekiyordu. Bayan Uchiha'nın iyileştiğinden emin olana kadar birkaç gün daha orada kalmayı kabul etmişti, böylece Mayu'nun düğün planlarını da tamamlayabileceklerdi.
Bugüne dek annesi dışında kimseye bu tecavüz olayından söz etmemişti. Annesinin umursamazlığı güven duygusunu derinden yaralamış, Sasuke ise geri kazanmasını sağlamıştı. Ellerinin, ağzının ve dilinin bedeninin her yanında dolaşarak onu teslim alışını hatırlamak kollarını uyuşturuyordu. Lanet olsun, artık insanların sevişirken birbirlerini bağladıkları romanların, neden bu kadar çok okuyucu bulduğunu anlamıştı.
Dante sanki düşüncelerini okumuş gibi kuyruğunu sallayıp elini kendinden uzaklaştırarak başka bir pozisyona geçti. “Evet, eminim sen de şehirdeki tüm dişileri altına alan bir sersemin tekisin,” dedi ona işaret ederek. “Yaptıklarına karşı biraz sorumluluk sahibi ol dostum. Sanırım seni veterinere götürüp tedavi ettirmem gerek.”
“Kediyle mı konuşuyorsun sen?”
Sakura başını çevirdiği anda kıpkırmızı kesildi. Sarigi kollarını kavuşturmuş, karşısında durup ona gülüyordu.
“Elbette hayır,” diye telaşla inkâr etti. “Sen garipten sesler duyuyor olmalısın.”
Sarigi kıkırdayarak “Evet, tabii. Selam Dante,” dedi. Birkaç adım daha yaklaşarak ellerini açıp kediyi sevgiyle kucaklamak için harekete geçti. Dante yavaş yavaş kendisine yaklaşmasını izlerken Sakura ve Sarigi nefeslerini tutuyorlardı.
Kedi tiksinti dolu bir tıslamayla havaya sıçrayıp kuyruğunu dikleştirdii ve çalıların arasına girerek gözden kayboldu. Sarigi'nin ağzı açık kalmıştı. Sakura yüzündeki memnuniyet ifadesini gizlemeye çalışarak şarabından bir yudum aldı. “Neden benden hoşlanmıyor?” diye inledi Sarigi. “Hayvanları çok severim. Onu besliyorum. Ona hakaret etmene rağmen sana bayılıyor.”
Sakura kahkahayı patlattı. “Erkekler değer bilmez. Neler yapıyorsunuz?”
“Çiçeklere bakmak için şehre iniyoruz. Gelmek ister inisin?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESKİ SEVGİLİ
Teen FictionKitap benim kurgum değil sadece uyarladım. Sasusaku kitabıdır. Seri ile alakası yoktur.