İkinci Bölüm;
Taehyung
Yoongi hyungu görünce gerçekten donmuş kalmıştım. Ona olan özlemim çok fazlaydı ama şu an güvenimin kırılması daha önemliydi. Jimin ve ben gerçekten çok fazla şaşırmıştık. Benim ne kadar üzüldüğümü bir Jimin bilirdi. Ve şimdi aniden ortaya çıkması...
"Bu bir oyundu Tae."dedi Jungkook.
"Ne oyunu?"dedim. Neden böyle bir oyun oynamak isterlerdi ki?!
"Ben aslında polis değilim,mimarım. Yoongi hyungta iki yıldır seni arıyordu."dedi Jungkook. Kucağında çocuk olmasaydı onu parçalayacaktım. Bana yalan söylemişti. Hem mesleği,hem de tesadüf karşılaştığımız konusunda yalan söylemişti.
"Bana yalan söylediniz! Bizi kandırdınız!"dedim sinirlenerek. Sonuçlarını düşünemiyordum. Sinirim tüm duygularımı ezip geçiyordu.
"Sana yalan söylemiş olabiliriz kardeşim ama bak seni kurtarmak için söyledim o yalanı!"dedi Yoongi hyung. Jungkook'tan ona doğru çevirdim kafamı.
"Doğruyu söyleseydin zaten gelirdim kendim aptal! Ben o gün ne kadar korktum farkında mısın?!"dedim. Gerçekten yarına çıkamayacağımı bile düşünmüştüm.
"Lütfen otur sakince konuşalım. Bak hak vereceksin."dedi Jungkook. Jimin sadece yeri izliyordu.
"Jimin bir şey söylesene!" Kafasını kaldırıp baktı.
"Ne diyebilirim ki? İki sene önceki sevdiğim çocuk bir anda karşıma çıkıyor ve seni kurtarmak istediğini söylüyor."dedi sakince. Ne demişti o? Yoongi hyungu mu seviyordu yani!?
"Al birini vur ötekine! Ya bugün gerçekler günü mü!? Hepiniz bir oldunuz,beni çıldırtmaya mı çalışıyorsunuz!?"dedim. Jimin'e Yoongi hyunga aşık olduğu için kızgın değildim,bana anlatmadığı için kızgındım.
"Peki,sakinim. Her şeyi detayı ile anlatın. En ufak bir atlama istemiyorum."dedim. Filmlerdeki gibi kapıyı çarpıp çıkacağımı falan mı düşünmüştünüz?
"Ben evden sevdiğim kız için kaçmıştım. Babam izin vermemişti evlenmemize. Kaçıp evlenmiştik. Aradan yedi ay geçmişti ve hamile olduğunu söylemişti. Sonra Yoona doğdu. Bir buçuk yaşında. Annesi doğumunda öldü. Ona kendim baktım. Jungkook ile tanışalı da sekiz ay oluyor. Bir gün bana senden bahsetti. Nerede olduğunu bulunca da,böyle bir plan düşünmüştük. Seni birine takip ettirmeyi düşündük. Birini tuttuk ama o gelmedi ve o gece seni gerçekten biri takip etti. O sokağa gideceğini tahmin etmiştim ve Jungkook'a orada beklemesini söylemiştim. İyi ki orada bekliyordu yoksa kurtulma şansın çok azdı. Ona sahte polis kimliği verdim. Senin ona güvenmen lazımdı. Şimdi sıra Chanyeol'de. Babamın köpeği olarak kalmasını istemiyorum. Beni affedebilecek misin?"dedi. Duyduklarımla şaşırmıştım. Şimdi benim bir yeğenim vardı ve annesi ölmüştü. Jimin ise Yoongi hyungu seviyordu. Jimin'den bahsetmişken,onun hala sesi çıkmıyordu.
"Özür dilerim Tae. Planımız işe yaradı çok şükür. Şimdi burada olman çok iyi."dedi Jungkook. Kafamı sallayıp Jimin'e döndüm.
"Jimin?"
"Ben Yoongi hyunga platoniktim Tae. Bilmiyorum ama daha önce bir kızla çıkmadım bu yüzden ikilemde kaldım ve aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmediğim için Yoongi hyungu kaybettim. Biliyorum bana kızgınsın. Ama ikilemde kaldığım için anlatmadım sana. Beni affedebilecek misin?"dedi.
"Jimin senin affedilmeye ihtiyacın yok ki. Aşık olmak suç değil. Bir erkeğe aşık olman normal."dedim ve sarıldım. Gülümseyip bana sarıldı.
"Size gelirsem,bana biraz süre verin. Düşünmem gerek. Jimin ile onlarda kalacağım bu sürede."dedim. Yoongi hyung bir şey isteyecek gibiydi ama çekiniyordu sanırım.
"Bir şey mi isteyeceksin hyung?"dedim.
"Tae,biz işimizi halledene kadar Yoona'ya bakar mısınız?"dedi.
"Tabii ki bakarız. Hem kafamız dağılmış olur."dedim. Jungkook hyungun yanına gidip kucağından Yoona'yı aldım. Jungkook hyungun kulağına eğilip onları affettiğimi ama kırgın olduğumu söyledim. Duygularımı ifade etmeyi severdim. Kimseden birşey gizlemez,kötü veya iyi yanlarını yüzlerine vurmaktan çekinmezdim.
"Jimin,Yoona'ya bakalım mı?"dedim. Jimin hala dalgındı. Bu halleri beni üzüyordu.
"Hadi ama yapma böyle. Bak! Çok tatlı!"diyerek üstüne eğildim bebekle birlikte.
"Taehyung,bakarım tabii ki! Bebeklere dayanamadığımı biliyorsun!"dedi. Gülümsedim.
"Çantası şurada. Içinde gerekli şeyler var. Biz gidiyoruz."dedi Yoongi hyung ve Jungkook hyung ile ayağa kalkıp kapıdan çıktılar.
"Evet,kaldık baş başa Yoona-ssi."dedim. Koltuğa yavaşça yatırdım ve onunla konuşmaya başladım. Jimin'de çantayı alıp gelmişti. Çantayı koltuğa koydu ve Yoona'yı yatırdığım koltuğun yanına diz çöktü.
"Aman Tanrım! Elleri minicik!"dedi ve yanağına elini koydu.
"Ay ben şimdi amca mı oluyorum?!"diyerek aklıma yeni gelen soruyu sordum.
"Evet,Tae!"dedi. Umarım bir gün sende ikinci babası olursun Jimin. Çünkü sana babalık gerçekten çok yakışır.
Biz böyle konuşurken bir anda ağlamaya başladı.
"Ağlıyor!"dedi Jimin.
"Acıkmış olabilir mi?"
"Olabilir. Çantada maması vardır,bir bakalım." Ayağa kalktım ve çantanın yanına gittim. Çantada maması vardı.
"Sen Yoona'nın yanında kal,ben mama hazırlayacağım."diyip mutfağa gittim. Dolabı açıp süt aldım. Ve mamayı hazırladım.
Sıcaklığına bakıp,uygun olduğunu düşünüp salona gittim. Karşılaştığım manzara hem tatlı hem üzücüydü. Jimin,Yoona'yı omzuna yatırıp uyutmuş,kendide onunla uyumuştu. Buraya kadar tatlıydı. Üzücü olansa,sevdiği çocuğun başkasından olan bebeğe bu kadar ilgili bakmasıydı. Onun yüreği kocamandı. İçine yedi milyar insandan daha fazlasını alabilecek kadar kocamandı.
Mamayı mutfağa bırakıp,salona geri döndüm. İkisininde boynu ağrımasın diye uyandırmamaya özen göstererek yatırıp,üstlerini örttüm. Sonra oturup telefon ile uğraşmaya başladım. Sonrada yatıp bende uyudum.
_________________________________
Gerçekten özür dilerim tekrardan,sağlık sorunlarım vardı. Hâlâ da devam ediyor yazarken. Bir kaç gün telefona bakamadım. Herneyse,umarım beğenirsiniz. Okuyan ve oy veren herkese çok çok çok teşekkür ediyorum. Umarım bir dahaki bölümü yazabilirim.
İyi günler,sağlıklı kalın!💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rain On Me || Taekook
Fanfiction"Bana yağmurlar yağdırabilir misin?" "Yağdırırsam,o yağmurdaki gökkuşağım olabilir misin?" |Başlangıç;27 Ekim 2020| |Bitiş;5 Şubat 2021|