Üçüncü Bölüm; Akraba ilişkileri.
Jimin
Taehyung'un sesi ile kalktım koltuktan.
"Jimin,Jimin? Hadi kalk. Sizin eve geçelim."diyordu. Gözlerimi ovuşturdum ve etrafa baktım. Yoona,Yoongi'nin kucağındaydı. Jungkook oturuyordu.
"Sen git kıyafetlerini topla. Ben bekliyorum seni."dedim. Kafasını salladı ve yukarı çıktı.
Hayat yine bana oyun oynamış gibi hissediyordum. Sevdiğim adam,bir bebekle karşıma çıkıyordu. Ne kadar mantıklıydı bu sizce? Üzülmüştüm. Tam unutuyorum derken karşıma çıkması beni yeniden sarsmıştı.
Ayağa kalkıp üstümü düzelttim. Sonra yerime düzgünce tekrar oturdum.
"Ben bırakayım sizi. Gece gece tek başınıza gitmeyin."dedi Yoongi hyung.
"Olur. Aksiyon yaşamadan eve dönsek iyi olacak."dedim. Gerçekten son iki-üç günüm ne çok aksiyonla geçmişti öyle.
Biz konuşurken Tae elinde bavulu ile geldi. Baktım. Tae bir bavula bir yıl yetecek şeyleri sığdıran bir insandı. Ki yine şaşırmamıştı beni. Büyük bir bavul ile gelmişti önümüze.
"Jimin,ben hazırım. Hadi gidelim."dedi.
"Ben bırakacağım sizi."dedi Yoongi hyung ayağa kalkarak. Bende ayağa kalktım ve kapıya doğru gittik. Kapının önünde Jungkook hyung ile vedalaşıp arabaya gittik. Yoona'yı kucağıma aldım. Yoongi hyungta Tae'nin bavulunu bagaja koydu. Arka koltuğa bindik. Yoongi hyungta binip arabayı çalıştırdı. Sessiz dakikaların ardından eve geldik. Yoongi hyunga teşekkür ettik ve Yoona'yı biraz sevdim.
Eve girip Tae'yi misafir odasına yerleştirdim. Sonra salona geçip oturduk. Canımız sıkılıyordu. Ne yapsak diye düşünmeye başlamıştık.
Tae gülümseyerek bana baktı ve "Harry Potter izleyelim."diyerek yerinde zıplamaya başladı. Son seriyi izlememiştik aslında.
"Sen sekizinciyi aç,ben abur cubur koyup geliyorum."diyerek mutfağa gittim. Mısır patlatıp derin tabaklara koydum. Cips,çikolata ne varsa doldurdum. Biraz da meyve kestim. Kolaları koyup hepsini orta sehpaya taşıdım. Yerimize oturduk ve filmi başlattık.
Aradan yarım saat geçti. Yan tarafimdan bir hıçkırık sesi duydum. Sağıma döndüğümde Tae'nin ağladığını gördüm.
"Niye ağlıyorsun kuzum?"diyerek yanına dahada yaklaştım. Burnunu sildi.
"Baksana,Tontiş yok,Sirius yok,Yakışıklım yok."dedi. Albus'a Tontiş demeyi ne zaman bırakacaktı acaba? Cedric'e yakışıklım diyip,Neville'e düşüyordu. Bu hâline güldüm. Eminim bu yüzden ağlamıyordu. Son olanlar yüzünden fazla karmaşıktı duyguları ve bir sebep bulmuşken ağlamıştı. Sarıldım sıkıca.
"Bebeğim,filmin sonunu bilmiyorsun bile. Belki onlar orada mutludur?"dedim. Bana gülümseyerek baktı ve yaşını sildi.
"Evet ya. Onlar orada mutludur yani dimi?"
"Evet. Mutludur."dedim. Çenesi titredi.
"Peki ya mutlu DEĞİLLERSE!?"diyerek yine ağlamaya başladı. Bu hâline gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Kahkaha atmaya başladım. Gülmem bittikten sonra filmi kapattım. Eğer devam etseydik daha çok ağlardı. Söylemeyin ama ben daha önce izlemiştim.
Tae'nin ağlaması bitince etrafı topladım ve Tae'ye söyleyip yattım. İyice yorulmuştum. İki gün uyusam ancaydı.
______________________________
Jimin
Sabah kalkıp,banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Dün gece olanları hatırlayınca gülüp elimle alnıma vurdum. Duygu karmaşası olmuştu resmen. Ben gülüyordum Tae ağlıyordu. Bir dizi karakteri için ağlıyordu hemde. Tae? Kim Taehyung?
Yavaşça mutfağa gittim. Tae benden önce kalkmış ve masayı hazırlamıştı.
"Ya kaldırsaydın beni de. Beraber hazırlardık."dedim. Kafasını telefondan kaldırıp bana baktı.
"Boşver. Hadi oturda yiyelim."dedi. Sandalyeyi çekip oturdum.
Kahvaltıyı yapmış ve toplamıştık. Sonra okul için hazırlanıp evden çıkmıştık. Yürüyerek gitmeyi tercih ediyordum. Yakındı çünkü.
Pekte yakın değildi.
Yürürken yanımızda bir araba durdu. Bu arabayı bilmem kaç kilometre öteden bile tanırdım. Bu araba Jungkook hyungundu.
"Okula bırakayım mı?"dedi. Tae'ye baktım.
"Olabilir."dedi. Kapıyı açıp bindik. Tae'nin bir bakışa bile kıyamayacak kadar yufka yürekli olduğunu biliyor muydunuz? Maalesef öyle.
"Tae,bizi affettin mi?"dedi Jungkook hyung.
"Hayır. Yalan söylediniz."dedi katı bir şekilde. En dayanamadığı şeydi yalan.
"Senin iyiliğin içindi. Lütfen bizi affet."dedi.
"Bana bak! Benim bu hayatta affetmek istemeyeceğim tek şey yalandır. Dayanamam. Güvendiğim birinin bana söylediği şeylerin,benim iyiliğim için olsa bile dayanamam,katlanamam yalanlara."dedi. Jungkook hyung nefesini sıkıntılı bir biçimde verdi.
"Tamam. Bir şey demeyeceğim. Anlattıklarına bakılırsa gerçekten bizimle konuştuğun için şanslıyız."dedi. Doğruydu.
"Geldik." Arabadan indik ve teşekkür ettik. El salladım ve araba uzaklaşınca bahçeye girdik. İnanamıyorum ilk ders fizik!
_________________________________
Okul bitmiş eve dönmüştük. Saat yediye geliyordu. Bu aralar sporu fazla boşlamıştık. Acaba han nehrinin yanında yürüyüş mü yapsaydık?
"Tae,yürüyüşe çıkalım mı?"diye sordum. Ellerini çırptı.
"Ben hazırlanıyorum."diyerek çıktı. Bu kabul ettiğini mi gösteriyordu? Evet. Sanırım.
~
Han nehrinin kenarına gelip yürüyüşe başladık. Gerçekten yürüyüş yapmak çok iyi geliyordu her zaman.
Biraz dinlenmek için bir yere geçip oturduk. Biz otururken yanımıza bir çocuk geldi. Yanakları çok tatlıydı.
"Selam,ben Hoseok."dedi. Çok sempatik gözüküyordu.
"Ben de Jimin. Bu da Taehyung."dedim. Elini hayır anlamında salladı.
"Oh,onu tanıyorum. Kuzenim."diyince şok oldum. Benim bildiğim Tae'nin kuzeni yoktu. Tae'yi dürttüm.
"Tae,senin kuzenin mi vardı?"dedim. Bana baktı.
"Yok. Benim kuzenim mi varmış?"dedi.
"Bu çocuk kuzenin olduğunu söyledi."
"Nasıl ya? Ne kuzeni?"
"Tae,ben Hoseok. Hara'nın en küçük oğluyum."dedi.
"Ha,tamam. Amerika'da oturan ve beni hiç sevmeyen Hara teyzem. Onun oğlu mu vardı?"dedi.
"Tae bana nasıl bahsetmezsin?!"dedim. Taş gibi bir kuzeni vardı ve bana söylemiyordu.
"İyi de onun en küçük oğlu Joseph değil miydi?"dedi.
"Ben üveyim."dedi. Akraba ilişkerileri gerçekten çok karışıktı.
Hemde çok.
_________________________
Özür dilerim. Psikoloğum bana biraz telefon ve internetten uzak kalmam gerektiğini söyledi. Bir kaç gün anca dayanabildim. Merakta bıraktığım için üzgünüm. En kısa sürede diğer bölümü atacağım. İlham yettiği kadar yazdım.
Okuyan ve oy veren herkese teşekkürler😘💜👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rain On Me || Taekook
Fanfiction"Bana yağmurlar yağdırabilir misin?" "Yağdırırsam,o yağmurdaki gökkuşağım olabilir misin?" |Başlangıç;27 Ekim 2020| |Bitiş;5 Şubat 2021|