Bölüm 5: Tuhaf Tesadüf

498 18 10
                                    

15 Ekim 2014 04.00 Ankara

Zehra, gözlerini bir ambulansın içinde açtı ve ne olduğunu anlayamadı. Sedyeden kalkmak istedi ama ilk yardım görevlileri izin vermedi. Başını tutarak "ne oldu bana?" diye sordu.

"Yaralanmışsınız hanımefendi. Ama merak etmeyin. İlk müdahaleyi yaptık. Durumunuz gayet iyi şimdi."

Zehra, kadının söyledikleriyle Osman'ın kendisine ve bebeğine kötü bir şey yaptığını anladı. Yemek yedikten sonra uykusu geldiğini hatırladı ve  telaşla "bebeğim?" dedi.

Kadının şaşırarak ve biraz da sesini yükselterek "ne bebeği hanımefendi?" diye sordu.

"Bebeğim nerede? Bana bebeğimi verin?"

Kadın, Zehra'nın yaranın etkisiyle şok yaşadığını düşündü ve sakinleştirici iğneyi eline aldı.

Ambulanstaki diğer kişi olan adam onu kolundan tutarak durdurdu ve "bekle!" dedi. Zehra'ya baktı.

"Adın nedir? Kimin kimsen var mı?"

"Kimsem yok benim. Bir Şevket vardı. Onu da öldürdüler."

Adam, "ölüm." sözünü duyduktan sonra dondu kaldı ve ancak bir süre sonra kendine gelebildi. Zorlukla tebessüm etti ve "tane tane anlat kızım!" dedi.

"Ben seks işçisiyim. Bizim gibiler bir şeyi yapmamalı. Çocuk... Ama ben yaptım. Beni pazarlayan şerefsiz Osman da bu yüzden beni cezalandırdı. Beni saklayan, kendisine ihanet eden Şevket'i bir doktora öldürttü. Şimdi de beni bayıltıp bebeğimi benden almış."

Zehra, esir tuttuğu göz yaşlarını daha fazla engelleyemedi ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Ağladıkça ağladı ve göz yaşlarını silmek için ellerini yüzüne götürdü. Yara bantlarını fark etti. Bir adama ve bir kadına bakarak "yüzüme ne oldu?" diye sordu.

Adam, Zehra'nın sorusu karşısında ne diyeceğini bilemedi. Başını yere indirdi ve söyleyeceklerini bu şekilde söylemek istedi.

"Yanaklarınıza bir bıçakla kesik atılmış. Yara izi kalıcı olabilir."

Zehra, sinirle güldü ve adamın yaka kartını gördü. "Önemi yok." dedi.

"Zaten artık iş yapamayacaktım. Polis bebeğimi bulsa ve adalet Osman'ın cezasını verse bu yüzüme yapılanların hiçbir önemi kalmaz benim için Ömer bey."

Ömer, başını kaldırdı ve ismini nereden bildiğini sordu. Zehra'nın baş işaretiyle yaka kartını hatırladı. Sonra Zehra'nın tutarsız davranışları dikkatini çekti. Yanındaki kadının kulağına eğildi.

"Zavallı kızın davranışları çok tutarsız. Her an bir sinir krizi geçirebilir. Dikkat edelim Eda hanım."

Eda, "tamam." dedi. Sonra Ömer'e elindeki iğneyi işaret etti.

Eda, Ömer'in işaretini anladı ve başını salladı. Ömer Zehra'yı hoş sözlerle konuşarak oyalarken iğneyi Zehra'nın omzuna batırdı ve bir süre sonra geri çekince Zehra'nın gözleri yavaşça kapandı. Hastaneye kadar da bir daha uyanmadı.

Ambulans, hastaneye olabildiğince hızlı gitti ve Zehra, sedyeyle bir odaya taşındı.

Ömer, koşarak hastane polisine gitti. Bir müddet durdu ve derin nefesler aldı. Sonra Zehra'nın kendisine anlattıklarını polise anlattı.

Polis, uzun boylu, kumral saçlı, zayıf olmasına rağmen güçlü ve kuvvetli bir kişiydi. Gün içinde tıraş olduğu belli oluyordu. Üniforması ona yakışmıştı.

Zeki, çalışkan ve hızlı ve hırslıydı. Biraz fazla duygusaldı ama hep gülerdi. Adı da Çağataydı.

Çağatay, yanına Ömer'i de alarak hızlı adımlarla Zehra'nın yattığı odaya gitti. Onun uyuduğunu ve uyurken yüzüne dikiş atıldığını görünce sessizce bir sandalyeye oturdu. Küçük operasyonun bitmesini ve Zehra'nın uyanmasını beklemeye başladı. Zehra uyanınca sandalyesini yatağın başucuna çekti ve gülümseyerek "iyi misiniz?" diye sordu.

Zehra, başını aşağı yukarı sallayarak "iyiyim." dedi ve ellerini yüzüne götürdü. Dikiş atıldığını fark etti. Zor da olsa ayağa kalktı ve aynada yüzüne baktı. Boş sandalyeyi alarak sinirle aynaya fırlattı ve ayna tuzla buz oldu.

Çağatay hafif bir irkilmeden sonra ayağa kalktı ve Zehra'yı omuzlarından tuttu ve "sakin olun hanımefendi!" dedi.

Zehra, ayakta duramayarak kendini yere bıraktı. Gözlerinden yaşlar akarak "kızımı bulun lütfen!" diye yalvardı.

Çağatay, "bulacağız!" diyerek Zehra'yı ayağa kaldırdı. Yatağa oturttu.

"Bulacağız ama siz ilk önce bu Osman denen adam nerede kalır, başka pis işlerde çalışır mı? Siz bunun gibi bilgileri bize söyleyin. Biz kızınızı bulacağız."

Zehra, "tamam." diyerek başını salladı. "Ben iyiyim." diye ekleyerek ayağa kalktı.

"Size kızımın kurtulması için her şeyi anlatacağım."

Çağatay, "anlatın!" diyerek Zehra'yı tekrar yatağa oturttu ve yanına oturdu. Onu dinlemeye başladı.

"Ömer Bey'e anlattığım her şey size anlatılmıştır sanırım. Bu yüzden bebeğimin Ercüment adında bir iş adamından olduğunu ve Osman denen insanlık dışı yaratığın bildiğim adreslerini söyleyebilirim size."

Çağatay "bu Ercüment'in soyadı yok mu?" diye sordu.

Zehra, hafızasını zorladı ve Ercüment'in soyadını hatırladı. "Köz." dedi.

"Ercüment Köz. Bebeğimin babasının adı Ercüment Köz."

Çağatay, "Ercüment Köz" ismini duyunca çok şaşırdı. O kadar şaşırdı ki neredeyse küçük dilini yutacaktı. Şaşkınlıkla "Ercüment Köz benim abim!" dedi.

🔗Bölüm Sonu🔗

Sokak Kızı (+18) (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin