Bölüm 2: Felaket Haberi

1K 20 3
                                    

12 Şubat 2014 11.00 Ankara

Zehra, bir bankta oturuyordu ve soğuk havada kürküne sarılarak düşünüyordu. Kafası bir hayli yoğundu. Üzgündü ve sinirliydi. Birisine danışma, akıl alma ihtiyacı duydu. Aklına Osman'ın koruması Şevketten yardım isteme, ona danışma fikri geldi. Telefonunu çıkardı ve Şevket'i aradı.

"Alo Şevket? Kurtuluş Parkına gelebilir misin?"

"Tamam, yakındayım zaten. Hemen geliyorum Zehra."

Zehra, "tamam, görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı.

Şevket, on dakika sonra arabasını boş bir yere park etti ve istemese de arabadan çıkmak zorunda kaldı. Titreyerek koşu yolunda biraz yürüdü ve Zehra'yı gördü. Yanına oturarak "ne yapıyorsun burada bu soğukta?" diye sordu.

Zehra, burnunu çekti, yutkundu ve derin bir nefes aldı. "Düşünüyorum." dedi.

Şevket, merakla "neyi?" diye sordu.

Zehra, başını Şevket'e çevirdi ve gözlerinin içine baktı. O anda gözlerinden soğuk havada iki damla yaş düştü.

"Karnımda bebeğimle ne yapacağımı düşünüyorum. Osman'ın beni öldürüp öldürmeyeceğini düşünüyorum."

Osman, duyduklarıyla şaşırdı. Aynı zamanda, kendisinin olmasını istediği kadının bu halde olmasına üzüldü. "Ağlama!" dedi.

"Osman sana bir şey yapmayacaktır."

Zehra, "yapacaktır!" diye atıldı.

"Ya bebeğimi aldıracaktır ya da işine yaramam diye beni öldürecektir."

Zehra, hıçkırarak ve başını önüne çevirerek yere gömdü. Ağlamaya başladı. Hıçkırarak "Beni sakla Osman!" dedi.

Osman'ın aklına o an bir fikir geldi. Aylardır yüzüne bakmayan Zehra kendisinden yardım istiyordu. Kendisine fazlasıyla muhtaçtı. Bunu kullanarak ona sahip olma gibi bir şeytani fikir geldi. Bundan hiçbir utanç duymadı. "Sana yardım ederim." dedi.

"Ama karşılığında sadece sana olan aşkıma küçük bir karşılık isterim. Bana, sadece bana ait olmanı isterim. Bu isteğimi kabul edersen seni hayatım boyunca saklar, korurum. Çocuğuna da sonuna kadar bakarım. Osman'a da hiçbir şey çaktırmam."

Zehra, o anda karşısındaki adamdan iğrendi ve ona nefretle baktı. Yüzünde gram utanma görmedi. İnsanların nasıl böyle çıkarcı, kötü, şeytansı olduğuna şaştı kaldı. Sonra aklına Ercüment geldi. Ercüment'in kendisine davranışı aklına geldi ve ondan yardım istemekten, çocuğunun babası olduğunu söylemekten vazgeçti. Ercüment'e aşık olsa da Şevket'in isteğini kabul etmek zorunda kaldı. Sessizce başını salladı. Sonra aklına zaten kendisinin bir orospu olduğu geldi.

"Yeter ki çocuğum iyi olsun. Hem zaten ben bir orospuyum. Herkesle sevişiyorum. Seninle de sevişmemde hiç bir sakınca yok."

Şevket, acı içinde gülümseyerek "hayır." dedi.

"Benden sadece bu iyiliğimin karşısında duygusuz bir sevişme istemiyorum. Sadece bana bir şans vermeni istiyorum."

Zehra, "her neyse." dedi ve ayağa kalktı. Onun kalkmasıyla Şevket de ayağa kalktı.

"Sen bana büyük bir iyilik yapıyorsun ve benim de sana iyilik yapmam gerekiyor. Al gülüm ver gülüm hesabı yani."

Şevket, duyduklarıyla birlikte düşüncelerinden ilk kez utandı. Zehra'ya söylediklerinin kendisine bir kez bile pas vermemiş olması sebebiyle öfkeli bir ticaret antlaşmasının bir maddesi olduğunu acı içinde fark etti. Özür dilemek istedi ama yapamadı. Zaten iş işten geçmişti. Oflayarak "öyle olsun!" demekle yetindi. Sonra tebessüm etti.

"Haydi seni arabamla kimsenin bilmediği evimi bırakayım. Orada güvende olursun. Orada saklanırsın."

Zehra, sessizce başını salladı ve arabaya doğru yürüdüler.

Şevket, arabayı çalıştırdı ve biraz zor da olsa yerinden hareketlendirdi. Zaten ev de fazla uzakta değildi.

Araba, Dikimevini ve Abidinpaşayı geçerek Tuzluçayıra ulaştı.

Şevket, arabayı evin önüne park etti ve anahtarı Zehra'ya verdi. Tebessüm etti. 

"Daire numarası yedi. Ben şimdi Osman'ın yanına gideyim de şüphelenmesin. Gelirken de birkaç parça bir şey alırım."

Zehra, gülümseyerek başını salladı ve arabadan indi. Teşekkür ettikten sonra apartmana girdi.

Şevket de apartmanın önünden uzaklaştı.

🗝Bölüm Sonu🗝

Sokak Kızı (+18) (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin