23

209 12 2
                                    

Yastığım nerede? Durmadan ayaklarıma çarpan bu kimselerde kim? Bu kulak tırmalayıcı uğultuda neyin nesi peki? Sıcacık olması gereken yatağım neden sert ve soğuk?  Yumuşacık yorganım neden deri ceketmiş gibi? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?

"Eylem" adımın seslenilmesiyle kafamı çevirdim.

"Eylem hadi kalk güzelim"

Güzelim mi? Annem bana hayatta güzelim demez ki.

Yavaşça gözlerimi araladım ve karşımda bana sırıtan bi adet Emre görmeyi beklemiyordum.

"Hassiktir öldüm dimi" dedim olayın gerçekliğini kavramaya çalışır gibi yüzüme dokunurken.

"Evet öldün cennettesin bende huriyenim" dedi Enes.

Enes'in sesini duymamla kafamı Emre'den çevirip Enes'e döndüm.

Enes'ten bakışlarımı çekip üstüme baktım. Ben uyurken üzerime örtülmüş bir deri ceket vardı ve müzik dinlerken uyuya kaldığım telefonum ve kulaklığım neredeydi hiç bi fikrim yoktu.

"Off tüm film boyunca uydum mu ben"

"Aynen öyle kanka tüm film boyunca uyudun. Klimalardan dolayı üşümüştün kolların buz gibiydi Emre'de sana otoparka inip arabasından ceketini getirdi"

Çüşşşş, kesin sana aşık.

Saçmalama içses.

Emre'nin deri ceketini elime alıp ayağa kalktım. Ceketini ona doğru uzatırken

"Teşekkür ederim" dedim gülümseyerek.

"Rica ederim" dedi elimde ki deri ceketi alırken. Aynı zamanda yüzünde çarpık bi gülüşü vardı.

Sinema salonundan çıkmış otoparka doğru gidiyorduk.

"Şimdi napıyoruz" dedi Berk.

"Sana acıdığım için sahile gideceğiz" dedi Bade.

Otoparka geldiğimizde Berk ve Bade Berk'in arabasına binerken ben, Enes ve Emre, Emre'nin arabasına binmeye karar vermiştik.

Yolda giderken arabada ben ve Çırak Çocuğun sesi hariç bi tek Enes'in sesi duyuluyordu.

"Eee Eylembebeim nasılsın, nasıl gidiyor?"

"Ne olsun be Enesiçim aynı aksiyonsuz hayatım işte."

"Bak sen bir hafta bizimle takıl o zaman görürsün aksiyonu" dedi Enes.

"Dimi Emreaşkm"

"Olm sana kaç kere dicem bana aşkmlı böceğimli şeyler deme diye" dedi Emre sinirle.

"Niye bilinmeyenin mi kıskanır?"

Enes'in dediği ile nefesim kesilmişti.

Ne nasıl yani? Bilinmeyenden mi bahsetmişti. Allah'ım rezil oldum rezil. Allah belamı vermesin. Nerelere gideyim ben.

"Biliyor musun Eylemkuşum, Emre'nin bilinmeyen bi sapığı var"

"Sapık" dedim yüzümü buruşturur halde.

Sapık değildim. Yani dikizcilik eğer sapıklağa giriyorsa mantıklı bi açıklamam vardı.

Seviyorum...

Ama aşık değilim.

"Sapık değil, eğer ki sapık olsaydı daha farklı olurdu. Hem etrafımdan birisiymiş. Etrafımda sapık bulundurduğumu hatırlamıyorum. Tabii sen dışında kardeşim." dedi Emre.

İyi bari en azından sapık olduğumu düşünmüyordu.

Oh!

"Hiiiğ kuru iftira! Sana şuan çok kırıldım Emreaşkım lüften bi müddet muhattap olmayalım" dedi Enes kollarını önüne bağlayıp arkasına yaslanırken.

Onların bu haline gülmeden edemedim.

Sahile gelmiş yürüyorduk. Hava pekte serin sayılmazdı. Deniz durgundu sahilde akşam üstü olduğu için kalabalıktı.

Beraber yürüdük, sohbet ettik, güldük ve en önemlisi eğlendik.

Bu süreçte Emre ile aramızda pek bi dialog geçmedi ama yinede bana aynı ortamda bulunmamız yeterdi.

"Evlere geçelim mi artık" dedim günün yoğunluyla yorgun çıkan sesimle.

"Olur geçelim Bade ile seni ben bırakırım hem babam ofiste ise ona bi bakarım." dedi Emre.

Bade'ye baktım. Başıyla onaylayınca.

"Olur, tamam" dedim.

"Görüşürüz Eylemkuşum" diyerek boynuma atlayan Enesle neye uğradığıma şaşırmıştım.

"Görüşürüz Enesiçim" dedim kollarımı ona sararak.

Enes'ten ayrıldıktan sonra Berk'e el sallayıp Emre'nin arabasına doğru yürümeye başladım.

🎸

"Bıraktığın için sağol" dedim Emre'ye dönerek.

Eve varmıştık.

"Ben seni kapıda bekliyorum" diyerek arabadan indi Bade.

"Rica ederim" dedi gülerek.

Arkasında kalan dükkana baktım. İçeri kimseler yoktu ofisin ışıkları yanmıyordu.

"Kimse yok sen inmiyorsun galiba" dedim elimle dükkanı gösterirken.

"Evet" dedi başını dükkana çevirirken.

"Babamlar eve geçmiş bende eve geçicem şimdi" dedi.

Kemeri çıkarttım ve kapıyı açtım.

"Pekela görüşürüz ce tekrardan teşekkür ederiz" dedim arabadan inmeden önce.

"Rica ederim. Görüşürüz."

Arabadan indim ve kapının önünde bekleyen Bade'nin yanına gittim. Camdan bize bakan Emre'ye el salladım. Oda bana gülümsedi ve arabasını sokağın sonuna doğru sürmeye başladı.

"Bakmasana kızım öyle arkasından aptal aşık gibi" diyen Bade'ye gözlerimi devirdim ve apartmana doğru onu ittim.

"Off sus Bade sus ve yürü"

Çırak [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin