0.3 pencereler

2.2K 197 50
                                    

[Yunho]

"Yani neticede çok fena faka bastık ha bu sefer?" diye sordum karşımda ramen yemekten şişmiş göbeğini ovuşturan kızıl saçlıya bakıp.

Yaklaşık bir buçuk saattir yemek yiyor ve Mingi'nin bir dramaqueen edasıyla en ufak detayına kadar olayları tekrar anlatmasını dinliyordum.

Bu gece burada yatacaktık. Yarın da tatil günümüzdü. Yani erken yatmak için bir sebep yoktu.

Konuşmaktan yorulmuş Mingi ise hem günün gerginliği hem de odasız kalmanın üzüntüsüyle yatağa gitmek istiyordu.

Herkes kendini bir odaya kilitlemişti ve son kalan oda Seonghwa ve Hongjoong-hyung'larınkiydi. Ve oraya girmek demek, özellikle bu aralar, ölüm fermanını imzalamak demekti.

Seonghwa-hyung eşyaların yerinin milimlik bir değişiminde bizden iki adet jumbo boy yer paspası yapabilirdi.

Hongjoong-hyung' un çalışma masasına yapılan en ufak yanlış ise bir minion tarafından camdan fırlatılmakla sonuçlanırdı.

Yani kısacası evsiz kalmıştık ve salonla birleşik amerikan tarzı mutfağın taburelerinde önümüzdeki boş kaselere bakıp düşünüyorduk.

Daha doğrusu ben düşünüyordum.

Mingi daha çok yediği ramenden sonra mayışmış ve yayılmış bir halde masada kollarını kavuşturmuş uyumamaya çalışıyordu.

Bu şirin haline hafifçe gülümsedim.

"Bu kadar olay oldu ve bir tanesi bile senin elinden çıkmadı ha? Sanırım en çok buna şaşırdım." Dedim ona takılarak.

Birden o uyuşuk hali gitti ve dimdik bir şekilde durup kaşlarını ve omuzlarını kaldırdı. Yüzünde kendinden emin bir gülümsemeyle

"Elbette, sonuçta cennetten geliyorum." Dedi şirince.

Kıkırdadım ve kavuşturduğum kollarımı çözüp bu sefer çeneme yasladım.

Peki şimdi ne yapacaktık? Saçma sapan bir nedenden bu kadar dağıldığımızı ilk kez görüyordum.

Ama konu her neyse Woo'yu çok rahatsız ediyor olmalıydı. San' dan değil birkaç gün, birkaç dakika bile ayrı kalmakta zorlanıdı.

Fakat herkesi şaşırtarak birkaç haftadır San'dan kendini uzak tutuyordu.

Konu hakkındaki soruları geçiştiriyordu. Hatta San'ınkileri bile.

Bunun oda arkadaşımı ne kadar yıprattığını görebiliyordum.

İkisi de normalde her şeyi daha sormadan anlatırlarken şimdi ağızlarını bıçak açmıyordu.

Onlar dışında Yeo biliyordu. Ama ona bile San'la kavga çıkartacak şey neydi hayal bile edemiyordum.

Bir de Hwa ile yaşadıkları vardı. Onlar arasında neler oluyordu anlamıyordum.

Furorem | AteezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin