3.6 final boss

944 98 83
                                    


[Seonghwa]


"Evet, Hong?" diyerek açtım telefonu.

"Seonghwa, bir şey söylemem gerek." diyerek her zamanki gibi direkt konuya girdi liderimiz.

Neler olduğunu anlamadan kaşlarımı çattım ve konuşmasını bekledim.

Önümdeki çocuğa baktım bir yandan da.

Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı.

Yüzü tıpkı... Vlive çekimindeki, partideki gibiydi.

"Önemli mi bilmiyorum, merdivende veya koşarken düşürmüş de olabilirim ama..." diye devam etti telefondaki.

Önümde oturan çocuğun donuk bakışlarını takip edip arkamı döndüm.

Kahverengi saçlı, genç silüet.

Kameradaki.

"Alıcı kayboldu kısacası." diyerek cevabımı bekledi mavi saçlı lider.

Yavaşça ayağa kalkarken cevapladım.

"Fark ettim..."

Sakince telefonu kapattım ve yere bıraktım.

Yeosang da ayağa kalkmıştı benimle beraber.

Birkaç saniye karşımdakinin kahverengi gözlerine baktım.

Alaycı ve hesaplı bir gülümseme taşıyordu bu gözler.

Hafifçe çarpık gülüşünü gizlemeye gerek görmüyordu.

"Naber? Özledin mi beni? Saçını mı değiştirdin? Yakışmış." diyerek beton yükseltiden atladı ve hizamıza geldi.

Elleri uzun kahverengi paltosunun ceplerindeydi.

Arkamdaki çocuk bir adım öne çıktı ama öne geçmesini engelledim kolumla.

Önündeki kolumu tutup aşağı indirdi.

Hem öfkeli, hem de dehşet içinde olduğunu görmek için ona dönmeme  gerek yoktu.

Bir adım öne çıktım.

Korumacı tavrımı fark etmiş gibiydi.

Önümdekinin sırıtışı genişlerken bana yaklaştı.

"Ah, bakıyorum yeni arkadaşlar edinmişsin. Geçen seferki sarışın fıstıktan daha sert görünüyor, Wooyoung muydu? "

Dudaklarını yalayıp bir adım daha yaklaştı bana.

"Hmm, hatırlayacağım. Park... Ah, Park Seonghwa. Yüzünü tanımamak zor. Vücudu da hiç fena değil. Gerçi ben daha masum olanları tercih ederim."

Yumruklarımı sıktım.

Yeosang'ın anlattıklarından sonra,  buradaydı.

Arkamdaki sarışın boğuk bir sesle konuştu.

"Siktir git. Belanı arıyorsun."

İç çekip tekrar gülümsedi hastalıklı.

"Hala ne diyorsun Yeo? Onca yıldır bu anı bekliyordum. Ki baksana, çok tatlı bir sevgilin ve arkadaşların da var. Daha iyi olamazdı."

Yeosang aramıza girecek oldu ama onu arkamda kalması için tuttum.

"Onlara bir şey yapmayı aklından bile geçirme, anlıyor musun orospu çocuğu?!"

Furorem | AteezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin