7.Bölüm

1.4K 73 12
                                    

O günün üzerinden bir hafta geçmişti. Hastane ev arası mekik dokumuştum. Asaf ile de hiç karşılaşmamıştık. Kaçmıştım ondan ve hala da kaçıyordum.

O mekandan nasıl çıktım bir Allah bir de ben biliyordum. İkizlere belli etmemiştim. 'Acil bir hasta varmış, gitmem gerek.' deyip çıkmıştım restorandan. Çıkmadan önce de Doğa'ya para bırakmıştım ödemeleri için.

Bir hafta. Koskoca bir hafta geçmişti üzerinden. Bir kere mesaj atmıştı. "Müsaitim, buluşabiliriz." diye fakat bu sefer de ben istememiştim. "Bu seferde ben müsait değilim." deyip geçiştirmiştim onu.

Hem o günden sonra bir daha not gelmemişti. Fakat gelen notlar çok kötüydü. Kırılmıştım. Ama anlatmam gerekiyordu.

Kendim düşmüştüm notların peşine. Bir kaç gün ben araştıracaktım. Polise de gidecektim fakat notdan başka bir şey yoktu ki elimde bulunmazdı. O yüzden kendim çabalamalıydım.

İlk önce odamın olduğu koridordaki güvenlik kameralarından odama kimlerin girip çıktığına baktım. O gün Asaf'ı uğurlamak için odadan çıktığımda benden sonra kimse girmemişti odaya.

Ben varken de İnci ve Çağatay girmişti bir tek. Onlar olamazdı.

Hastane de değil de sabah kahvaltı için gittiğimiz mekandaki görüntüleri inceledim. Ben haberi okuyup  fenalaştıktan sonra İnci beni lavaboya götürmüştü. O sırada masada kalmıştı çantam. Ama orada da bir şey olmamıştı. Tek tek bakmıştım kamera kayıtlarına, tek tek.

Yoktu. Hiç bir ize rastlamamıştım. En başından beri yapmam gereken polise gitmekti fakat kalbime bir şey olmuştu. Güçlüydüm ve kimseye ihtiyacım yoktu. Böyle düşündüm.

Müsait değilim, deyip Sibel'le buluşmuştu ve benim onunla konuşacağım konu önemliydi. Ama artık umursamıyorum çünkü ona anlatmayı silmiştim kafamdan.

O beni önemsemiyordu ki niye şimdi ona bu notlardan bahsedip başına bela olayım?

Nefes aldım.

Bir haftadır aldığım nefesler ciğerlerime batıyordu. Mutlu değildim, yüzüm gülmüyordu. Ama yine de gidecektim. Mahallelilerin geleneğini bozmak olmazdı.

Her ay belirli bir gün de mahallenin tam ortasına uzun bir masa konulup akşam yemeği yenirmiş. Sırf komşuluklar unutulmasın filan diye. Kadınlar neyse de erkekler hiç görüşemiyormuş. Kadınlar günler de zaten bir aradadırlar. Toplu bir şekilde o akşam yemek yiyilip muhabbet ediyorlarmış.

Biz de bu Dilhunlar Mahallesinin uydurduğu bu geleneğe katılacaktık.

Mahalle zaten çıkmaz sokaktı. Sadece bir tarafından araba girilebiliyordu. Yani rahat rahat yemek yiyilebilecek, uzun uzun sofraların kurulabileceği bir mahalleydi.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin