13.Bölüm

1.4K 69 13
                                    

Buraya gelmemizin üzerinden tam tamına altı saat geçmişti. Bu altı saatte ne mi yapmıştık? Hiçbir şey yapmamıştık. Daha doğrusu yapamamıştık.

Asaf ile bol bol sohbet etmiş onu daha yakından tanımıştım. Sanırım bu altı saatin tek artı yönü onunla bu kadar uzun konuşmaktı.

Ersin'in diğerlerine haber vermesiyle iki kişinin geleceğini sanıyordum fakat öyle olmamış altı kişi gelmişlerdi.

On bir erkek arasında iki kızdık... Sanki sürekli onlarla yan yanaymış gibiydim. Hiç yadırgamamış aksine ortama ayak uydurup tanımadıklarımla da tanışmıştım. Şimdi ise mangalın başında duran Asaf'ın yanındayım. Ona elimdeki kabı uzattım. Hiçbir şey söylemeden kabın içerisindeki etleri alıp tek tek dizdi. Daha fazla koyulacak yer olmadığından kabı kendime çekerek kapağını örttüm. Ersin sürekli gelip 'ben yaparım komutanım siz bana bırakın' dese de Asaf onu dinlememiş mangalın başında kendisinin duracağını defalarca belirtmişti.

Mangalın ızgarasına dizilen ilk etlerdi ve şimdiden karnımı guruldatmaya yetmişti. Sosu o kadar güzel yapmıştık ki Asaf'dan özel isteğim vardı. Etleri pişirmesi bitince dilimlediğim ekmekleri et için yaptığım sosa batırıp mangalda kızartacaktım. Enfes lezzetli bir şey oluyordu.

Ağzının suyu akacak Ecmel, tut onu.

Dudaklarımı yaladım.

"Acıktın mı?" diye sordu Asaf göz ucuyla bana bakarak.

Bir şey de gözünüzden kaçsın ama Asaf bey.

"Biraz," dedim boş olan elimi karnımın üzerine koyarak.

"Dümdüz orası," dedi gözleriyle olmayan göbeğimi işaret ederek. "Sana bol bol et yedireyim de küçücük göbeğin olsun."

Kahkaha attım. "Ne kadar yersem yiyim asla ama asla karnım şişmiyor. Yani göbek diye bir şey olmuyor."

Gülümsedi. "Birazdan göbeğin ve ben sana el sallayacağız."

"Birazdan," dedim ve ona yaklaştım. Sağ elimdeki kabı sıkı sıkıya tutarken sol elimi onun göbeğini koydum. Olmayan göbeğine ve kastan geçinmeyen vücuduna koyduğum elimi çekmeden bir iki kere vurdum. "Seninki çıkarsa eğer biz de sana el sallayacağız hem de gülerek."

Konuştuğumuz muhabbete bakar mısınız, çıldırıcam.

"Ne göbeği lan?" diye gülerek yanımıza geldi Ersin. "Komutanım, sizin göbeğiniz mi varmış?"

"Abi, hani sormayacaktın?" Altan arkasından gelip o da mangalın önünde durduğunda Ersin gülerek bize bakıyordu.

"Ne yapayım Altan? Sen gelip göbek filan deyince merak ettim." Ardından Asaf'a döndü. "Komutanım, sizin bir aralar göbeğiniz mi vardı?"

Asaf'ın tek bir bakışı yetmişti Altan ve Ersin'in buradan uzaklaşıp masaya geçmelerine.

Ağlamak istiyorum. Asaf'ın makara olsun diye söylediği cümle dallanıp budaklanmış en olmayacak insanın ağzına düşmüştü.

Benim anlayamadığım biz iki dakika bile konuşamamıştık. Bunlar nasıl duyup anında yanımızda bitmişti?

"Mal değnekleri." diye homurdandı Asaf.

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Duymamış gibi davranarak etrafıma bakınmaya başladım. Liman elindeki salata tabağını masaya koydu ve ardından Eren'e sinirli bir şekilde bakıp tekrardan içeriye girmişti.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin