&Sen, Ben, Biz&

1.1K 80 62
                                    

"Yeniden buradasın..."

Kafamı heyecanla sağa çevirdim. Yine beyaz odada, o naif sesle birlikteydim.

"Bir şey mi oldu?"

"Her zaman bir şeyler olur Emma. Ama bu seninle son görüşmem."

"Neden?"

"Zamanı geldi... "

Sessizce boş duvarlara bakarken güzel sesiyle konuşmaya devam etti.

"Seninle çok resmi konuştuk ha? Umarım, bir gün gerçekten konuşma fırsatımız olur."

Derin iç çekerek,
"Umarım."

"Hoşçakal, kızım."

Sıçrayarak yatakta doğrulurken tüm gözler bana döndü. İçlerinden sarı saçlı kız telaşla yüzüme bakıyordu.
"İyi misin?"

Hayır, değildim. Kız cevap beklercesine yüzüme bakarken yutkunup kafamı salladım.
"Sadece, bir rüya."

"Rüyalar bu kadar endişelenmene sebep olmaz."

Elena elindeki yayla dikkatle yüzüme bakarken gözlerimi kaçırdım. Endişelenmeme sebep olmamıştı sadece şaşırtmıştı.

Herkes yavaş yavaş hazırlanıp dışarı çıkarken Elena kapının kenarından seslendi.
"Hey, antrenman alanına gideceğiz. Gelmek ister misin?"

Şu an hiç sırası değildi. Kafamı hayır anlamında sallayarak karşılık verdim. Üzgün bir ifadeyle:
"Eğer bir şeye ihtiyacın olursa nerede olduğumu biliyorsun."

Gözlerim sağ ol dercesine gözleriyle buluşurken hafifçe gülümsedim. Kapıdan çıkmasıyla kafamı önümdeki yorgana bastırdım. Gerçekten bazen tam bir salaktım. Nasıl oldu da o sesin Artemis olduğunu anlamadım.

Yorgan nefesimi keserken hızla kafamı kaldırdım. Bir yanım kendimi avutmak istercesine bahaneler üretirken diğer yanım gerçekleri acımadan yüzüme vuruyordu. Kafamın iki yanına sertçe vurup seslerinin kesilmesini sağladım. Sonuç olarak geç farkına varmıştım. Acaba erken fark etsem neler olurdu diye düşünmeden edemedim.

Sanırım, çokta bir şey değişmezdi. Benim onu kurtarmam gerekirken çoğu zaman o beni kurtarmıştı. Önemli olan da buydu.

Yavaşça kalkıp etrafı düzenlerken odaya göz attım. Gümüş, kahverengi ve siyahın hakim olduğu oda tek kelimeyle nefes kesiciydi. Hep hayalini kurduğunuz bir oda vardır elbet. Onlar kadar güzeldi.

Odanın köşesinde duran aynaya yaklaşarak dün gece kestiğim saçlarımı inceledim. Beklediğimden daha düzgündü. Gözlerim saçımdan kıyafetlerime kayarken ne kadar pis olduklarını  fark ettim. Ayrıca, saçlarım da bir yıkansa iyi olacaktı. Yönümü banyoya doğru çevirip ılık bir duşa girdim. Duş her zaman beni rahatlatırdı. Dalgalı saçlarım, saçımı omzuma kadar kesmemle daha da belirginleşmişti. Saçlarımın suyunu havluyla alırken dolaba doğru ilerledim. İçini açtığımda birkaç temiz kıyafet özenle katlanmıştı.

Önüme geleni alıp giyindim. Siyah, paçası lastikli belime kadar gelen bol eşofman, üstüne de siyah, sıfır kol bir büstiyer giymiştim. Gri spor ayakkabılarımı da giyerek kulübeden çıktım.

Parlak güneş gözlerimi kamaştırırken Hekate kulübesine doğru ilerledim. Genellikle sabah yanıma gelen Lily olurdu ama bu sefer ona küçük bir sürpriz yapsam iyi olurdu.

Kulübenin aralık bırakılmış kapısından sessizce girip odasına doğru ilerledim. Kapısına geldiğimde bir süre izlemeye koyuldum. Arkası dönük bir şekilde kitaplığıyla uğraşıyordu. Üstündeki yeşil ip askılı büstiyeri, altında da beline kadar gelip üstüne tam oturan mavi kot şortu vardı. Dalgalı saçlarının önünden uzun iki tutam bırakıp arka kısmını topuz yapmıştı. Geri kalan kısmı açıktı.

Ejder'in KoruyucusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin