İnsanlar kaderin kokusunun sindiği ince bir ipliğin tam ortasına, yönü olmayan bir güvensizliğin gölgesi altına doğardı. Ne kötülük, ne iyilik ne de her şeyin birbirine girdiği felsefelerin varlığının izi hakimdi bu toprakta. İplik hayatın son anına kadar bir titreşim halinde sallanır, ömür bitimine kadar insanı yanlış yanılgılar arasında hapsederdi. Titreşim varlığın süregelen bedeniyken, insanlar hareket halinde olan başka bir şey arayıp, yaşamı yanlış eyleme yükleyip, hareket halinde kalırlarken varlığın kendisinden uzaklaşıyorlardı.
Yön, gerçekliği olmayan bir yanılgıydı.
Varlık her haliyle süregelendi, titreşimin kendisiydi.
İnsan dururken bile hissedebildiği şeyi yaşıyordu çünkü. Hareket eylemin gerçekliğini bozuyordu.Bilgisayarıma gelen bildirim sesiyle kendimi düşüncelerimden uzaklaştırdım. Mesleğimin beni en çok yoran noktalarından biri hastalığın özünü ve neden varolduğunu anlamaya çalışmaktı. Bütün hastalıkların birbirine bağlı olduğu bir teoriyi düşünürken, kafamın içi alakasız konuların zeminine dağılıyordu.
Bir kurum adresinden gelen maile baktım. Daha önce bilmediğim bir yerden, cevaba kapalı bir mail gelmişti. Maile tıkladım, gönderilen videoyu oynat tuşuna basarken ürperdim. Biri yanlışlıkla bana mı mail atmıştı? Son zamanlarda birçok şey yanlışlıkla oluyor gibi duruyordu ama gerçek bundan çok uzaktı. Korkunun üzerini örttüğü düşüncelerim videodan yükselen çığlık sesleriyle odamın duvarlarına çarparak yere düştü.
İrkildim. Kendi evimde güvende olmama rağmen adrenalin vücuduma yayıldı. Kanımın içinde kaynamaya başlayan hisler huzurdan çok uzaktı, kadının bitmek bilmeyen feryatları evimin güvenirliğini zedeledi.
Hareket etmek istedim, şokun etkisiyle oturduğum yerde çakılı kaldım. Video devam ederken, kadının yüzünü seçmeye çalıştım. Amatör kamerayı biri tutuyordu, tutan kişinin hareketleri sabit ve düzenli değildi. Çeken kişi titriyor muydu?
Oynayan ve her harekette bulanıklaşan kamera ve karanlık oda olanları anlamamı zorlaştırıyordu. Neydi bu böyle? Ses yankı yapıyordu, boş bir odanın veya bodrum katı gibi bir yerin içinde olmalıydılar. Sarı saçları yüzüne örtülmüştü, sarı saçlarında kan vardı. Odayı aydınlatan tek şey kameranın çekim ışığıydı.
"Yalvarırım..." Cızırtılı sesi kesildi, nefes nefeseydi. Canı ne kadar yanıyordu? "Bırak beni. " kadın konuşmayı zorla bitirdiğinde kamera arkasında sakin bir soluma sesi geldi. Ardından görüntü kesildi.
Video kendi kendine kapanırken korkuyla telefonuma uzandım. Biri bana bir cinayet videosu mu yollamıştı? Çok mu geç kalmıştım, kadın ölmüş müydü? Polisin numarasını tuşlarken aklımda onlarca soru vardı, hattın öbür ucundan bir kadın sesi bana seslenirken gözlerimden yaşlar akıyordu.
Dehşetin tohumları boğazımdan mideme doğru indi ve orada filizlenmeye başladılar.
"Bir ihbarda bulunmak istiyordum," dedim kelimeleri düzgün seçmeye çalışarak. "Bana bir video geldi.." nefesim kesildi. Elimi boğazıma götürdüm. Daha önce bu kadar korkunç bir durumda hiç bulunmamıştım. Bu video neden bana gönderilmişti? Ben de mi tehlikedeydim?
"Evet hanımefendi, adınızı öğrenebilir miyim?"
Hattın ucundaki kadının sesiyle bütün dikkatimi topladım.
"Eliz Doğu. Az önce mailime bir video geldi, bir kadın var ve kanlar içinde çığlık atıyor. Benimle ne alakası var bilmiyorum ama galiba birileri tehlikede ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. "
Kadın durakladı.
"Evinize en yakın merkezden birkaç arkadaşımızı yollayacağız. Onlar gelene kadar video üzerinde hiçbir oynama yapmayın. Adresi alabilir miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEN
Teen Fiction"Doktor, Seni gördüm, seni izledim, seni tanıdım. Bir insanı utanç verici parçalarıyla kabul etmenin, bunlardan zevk almanın doruğuna ulaştım. Zirvede seni besledim, uyuttum, korudum. Zihninin her bir parçasına dokundum, düşüncelerinin nefesinde bır...