Uyuyan Krallık

377 14 2
                                    

Anna

Nasıl olur.Gördüğümüz kız bizden biraz büyük ,genç ve güzeldi.Ama bu kadın yaşlı.Ayrıca o kendisini prenses olarak tanıtmıştı.Bu kadın ise kraliçe.O anda kral konuşmasını sürdürdü.

“Ablanızı aradığınızı duydum prenses Anna.Kayıp olmasına üzüldüm.Ama o burada değil.”

“Ama en son Maria ile yolculuğa çıkmıştı.Beraber buraya geleceklerdi.”

“Maria mı?Benim halsiz,zavallı,yaşlı kraliçem mi?Lütfen konuşmamızı saygı kuralları çerçevesinde devam ettirelim prenses.Kendi makamımda bana ve karıma hakaret edemezsiniz.Bu büyük saygısızlık!”

“Özür dilerim.Ama söylediklerim doğru.Kardeşim buraya gelecekti.Lütfen!Beni dinleyin.”

“Sizi yeterince dinledim.Muhafızlar!Prenses Anna ve diğer misafirlere odalarını gösterin.Onları bir gece misafir edelim.Nasıl olsa yarın giderler.”

Bu son söylediğini direkt bana bakarak söylemişti.Sesinde bir ricadan ziyade talep vardı.Şahin bakışlı gözleri yılların ve savaşların ağarttığı sakallarına karşın hala parıltısını kaybetmemiş korlar gibi alev alev yanıyor ve sanki bana emirler yağdırıyordu.Bunun üzerine de bana kabullenmek düşer deyip selam verdikten sonra dönüp taht odasından hızla çıktım.

Taht odasına benimle birlikte Kristoff,İki muhafız ve kaptan gelmişti.Selena ve diğerleri gemide kalmıştı.Sarayın karanlık koridorunda ilerlerken etraf iyice tenhalaştı.Karanlık etrafı sarmaya başladı.Birden gelen ses ile arkamı döndüm.Beş saray muhafızı Kristoff’u , kaptanı ve diğerlerini yakalamıştı.Kristoff “Kaç!” diye bağırınca korkup döndüm.Ama çok geçti.Başka bir muhafız da beni yakaladı.Ve biri başıma vurunca karanlık beni kucakladı.

Uyandığımda Sarayın arkasında limana yakın bir yerdeydik.Kristoff ve iki asker bağlanmıştı.Kaptan ise ortalıkta yoktu.Gemideki askerler de yakalanmıştı.Selena’yı da göremedim.Muhtemelen kurtulmuş , gizlice kaçmıştır diye düşündüm.Bu nasıl mümkün olabiliyordu ki?Kral yüzümüze gülüp arkamızdan mı bıçaklamıştı?Hayır!Bu işin içinde başka bir iş var.

Sonra onu gördüm.Şeytan.Hans karşıdan geliyordu.

“Askerleri zindana atın.Kızı gemiye götürün.Dağcı çocuğu ise asın!”

“Hayır!Bunu yapma.Kristoff!”

Ağzı bağlanmış halde yalnızca anlamsız sesler çıkarıyordu.

“Oow Anna.Seni özlemişim.Kilo mu aldın sen?”

“Hans lütfen.Bırak bizi.Amacın ne?Yine kral olma zırvaları mı?”

“Çok yavaşsın.O arzum geçmişte kaldı.Artık yeni şeyler var.Ama tabii ki onu da aradan çıkarabiliriz.”

Böyle dedikten sonra gülerek uzaklaştı.Sonra muhafızlar beni gemiye götürdü.Yaşlar gözlerimden süzülürken aklımdan geçen şey belki de Kristoff’u son görüşümün bu olacağıydı…

Jack

Haber yollayamayacağımı öğrendikten sonra hücreye döndüm.

“Ne oldu?”

“Çok geç.Kardeşin bizden önce adalara varmış.Ve biz de şuan çok yakınız.Hans’tan duyduğuma göre kralın huzuruna çıkıp sensin kayıp olduğunu orada bildirmek istiyormuş ve şuan saraydalarmış.Yani ona haber uçuramam.”

“Hayır.Anna tehlikede.Ne yapmalıyız?”

“Bence en uygun anı kollamalıyız.Şu an Maria’nın ne peşinde olduğunu bilmiyorum.Ama odasında konuştuğu kişinin duyduğum sonsözü “bir ay” oldu.”

“Bu durumda sadece bekliyoruz öyle mi?Ne sefil bir durum bu.”

“Hayır sadece beklemeyeceğiz.Ben yukarıda olabildiğince bilgi toplayacağım.Sonra beraber kafa patlatıp bir plan yapacağız.”

Sonra yukarı çıktım.Tüm mürettebat normal görünüyor.Yani, hiç kimsenin Maria’nın kim olduğundan,planından haberi yokmuş gibi.Maria bana yaptığı şeyi herkese yapmış ve tüm krallığı adeta uyuyan bir krallığa çevirmiş de haberim yokmuş.

Etrafta konuşanlara kulak misafiri olmaya çalıştım.Ama kimse önemli bir şeyden bahsetmiyor.Konuştukları şeyler basit sıkıcı denizci konuları.

Tatmin olmuyor ve tekrardan hücreye iniyorum.İndiğimde hücrede Demirci var.Ona kısaca böyle deniyordu.Çünkü demirciydi.Hem de işinin en iyisi.

“Hey bir şey mi vardı?”

“Seni ilgilendirmez çocuk.Beni rahat bırak.”,

Elsa’nın eldivenlerini ve zincirlerini kontrol ediyordu.Sonra çıkıp gitti.

“Yukarıda hiçbir şey öğrenemedim.Sanki kimsenin bu konuda bilgisi yokmuş gibi.Bu durumda planımızı varsayımlara göre yapmalıyız.”

Bir süre düşündük ve planımızı yaptık.Plana göre adaya vardığımızda eğer Anna güvende ise ben Elsa’yı kurtaracağım.Eğer Anna Tehlikede ise önce Anna’yı bulup oradan uzaklaştıracak sonra,geri döneceğim.Anna’nın yanındakileri ise Elsa ile beraber kurtaracağız.Umarım işe yarar…

Elsa

Planımızı yaptıktan sonra Jack güverteye çıktı.Hücre her yandan ısıtıldığı için içeride bunalıyordum.En azında içeriyi soğutmak için kendimi zorladım.Önce birkaç kar tanesi,sonra ise birçok kar tanesi odada ,etrafımda dönmeye başladı.Rahatlamaya başladım,ama kontrolüde kaybetmemek için dikkatli oluyordum.Güçlerim eskiden büyük bir sıkıntıydı benim için.Kontrolüm dışında ortaya çıkıp her şeyi mahvediyordu.Sonra kontrolü ele aldım.Ama hala rüyalarıma odamdaki başarısız kontrol denemelerim giriyor.O sözler aklıma geliyor: “Asla hissetme.Sakın belli etme.”

Bu olaylar da güçlerimle alakalıymış gibi geliyor.Güçlerim her zaman birilerine zarar veriyor.Doğrudan ya da dolaylı yoldan.Bu benim lanetim olmalı.Ayrıca Anna hamile.O haliyle beni aramaya geldi ve şu an tehlikede.Demek ki bu güçlerden nefret etmekte haksız değilmişim.

Sonunda adalara varınca gemide hareketlenmeler arttı.Sanırım ben bir süre daha bu hücredeydim, çünkü tüm o karmaşa ve kalabalığa rağmen kimse aşağı inmedi.Derken Hans kapıda belirdi.

“Merhaba kraliçe.Bugün nasılsın?”

“…”

“Tamam konuşmasan da olur.Şu an Güney Adaları’ndasın.Yakında tekrar gemiyle açılacağız.O zamana dek burada uslu dur.Sana yine Frost bakacak.Aksi taktirde..” dedikten sonra cebinden Anna’nın pelerin düğmelerini çıkarıp bana gösterdi.Anna’yı yakalamışlardı.Planımızın zor halini uygulamalıydık.Artık elimden beklemek geliyor.Her şey Jack’e bağlı.Umarım Anna’yı kurtarmayı başarır.

Kristoff

Muhafızlar beni sürükleyerek darağacına götürürken,iyi kötü her anım canlanıyor,iyiler ile huzur buluyor,kötüler ile ise yaralarım deşiliyor idi.Adeta kendi hayatımı tartıyordum. “Ben nasıl biriyim?Dünyadaki amacım neydi?” gibi sorular soruyorum kendime.Sonra Askerler beni tabureye çıkartıp ağzımı açıyorlar.Bir tanesi:

“Şimdi son dileğini sorardık ama buralara pek kar yağmaz,geyik te pek bulunmaz dağcı çocuk!” diyor

 ve diğer ikisi de çok komik olmayan bu espriye gülüyorlar.İp boğazıma geçiriliyor.Son duamı ediyorum ve asker tabureyi tekmeliyor…

Frozen : A New StoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin