Karan'a olan kırgınlığımı atamasam da dışarıya olan kırgınlığımı dün gece gizlice evden çıkarak atmıştım. Birkaç kadeh bir şey içmiş, çakırkeyif bir şekilde eve dönmüş ve uyumuştum.
İçkinin insan üzerindeki etkisini içenler en az benim kadar iyi bilir. İçmesi birkaç saatliğine kafayı dağıtması güzeldir. İçtikten sonra uyanılan sabah ise uyanılmak istenmeyen sabahtır.
Ben de çatlayan başımla odamdan çıkmış mutfağa doğru yürürken mutfaktan yükselen seslerle lanet ettim. Kapının önünde fark edilmemiş olsaydım şu an odama geri dönerdim ama bir kez görünmüştüm.
Safiye teyzelere başımla selam verdim. Annem yanıma geldiğinde başımı sızlanarak tutuyordum. "Neyin var kuzum?" derken annem bana sokuldu. Üzerimde kokuyu aldığı gibi de koluma geçirdi. "Allah canını almasın kız. Sen içtin mi?"
"Ben seni bu yaşa içip de sabah baş ağrıları çekesin diye mi büyüttün?" Dizlerini döverken gözlerimi devirdim. Safiye teyzeleri gözlerimle işaret edip, "Anne sırası değil." dedim.
Sonrasında olaylar ben sanki yerimde duruyormuşum da zaman akıyormuş gibi geçti. Ben ilaç içip odama geçtim, kahvaltı sofrasına bile oturmadım. Safiye teyzeler birkaç saat sonra gitti. Abim de gitti muhtemelen.
Onlar gittikten sonra da annem zaten soluğu odamda aldı. "Niye içiyorsun annem? He kızım iki haftadır zaten durgunsun. Söyle annem bana. Çözüm bulalım."
İşte bu komiğime gitmişti. "Gerçekten bulabilecek misin anne? Karan'ı sevdiğim gibi beni sevmesini sağlayabilecek misin?" Şuursuzca kurduğum cümleler boğazıma kapıdan girenle beraber dizildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Mahallesi
Short StoryMutluluk Mahallesi'ndeki mutsuz kız Hale'ye, Seni her şeyinle seven birilerine kavuşmuşsundur umarım güzel kızım.