İçimde Ölen Biri Var

594 19 1
                                    

Annemlerin bir endişeyle piknik için hazırlanma seslerini işitirken karşımda dolabımın kapağına astığım gelinliğime bakıyordum. Karan'ım seçmişti. Bu bile içimi sıcacık yapıyordu. Gelinliğin güzelliği büyülüyordu beni.

"Hale çıkıyoruz kızım biz."

"Tamam anne. Dur bir saniye." dedim ve odamdan hızlıca çıkıp anneme sıkıca sarılıp öptüm.

Annemler gittikten sonra gelinliği giymek için makyajımı ve saçımı yapmaya başlamıştım. Bunları yaparken dün Karan'la vedalaşırken dudaklarımın bekaretini bozmama sebep olan öpücüğü anımsayıp gülüyordum.

İki saate yakın bir sürede hazırlandığımda aynadan kendime baktım. Griye boyattığım saçlarım omuzlarımdan bukle bukle dökülüyordu. Yaptığım makyaj yeşil gözlerimi ortaya çıkarmıştı. Gelin olmak bana çok yakışmıştı. Gülümsedim aynada kendime ve komodinin üzerindeki iki mektubu aldım elime.

Her güzel şeyin bir sonu vardır. Ben sonları hiç sevmezdim. Aslında mesele sonlarla değildi, zorunlu vedalardaydı. Ben veda etmek zorunda kalmaktan nefret ederdim. Hayatın bana sunacağı zorunlu vedaları reddediyordum bugün.

Gelinliğimin kuyruğu odamdan savrulup banyonun önünde durduğunda her şey çok yavaşlamıştı. Kolay değildi. Cesaretim vardı, isteğim her şeyden çok. Ama kalbim öyle deli atıyordu ki. Caymak istiyordu. Ayaklarım geri gidiyordu. Ellerim hep sıcacık olurdu ama şimdi morarıp soğuduklarını görüyordum.

Gülümsedim ve gelinliğimin uçlarından tutarak bir adım attım banyoya. Her şeyi hazırlamıştım. Küvetin yanına odamdaki sehpayı çekmiştim. Mektupları üzerine koydum. Sehpanın üzerindeki kutuya baktığımda nefesim daraldı.

Başka tarafa döndüm. O an karşıma ayna çıktı. Ağladığımı o an fark ettim. Üzerime bir bilinçsizlik gelmişti. Gözyaşlarımı sildim ve o an her şeyden baskın gelen hislerle küvete oturdum.

Aklım ve kalbim savaşıyordu. Kalbim kırgınlıklarıyla kararını verirken aklım sebepler sunuyordu yaşamak için. Karan var, diyordu. Ama dün anlamıştım. Karan yoktu. Abi olarak vardı Karan, kalbimi kurtaramazdı. Tüm suç onun değildi. O kırgınlıklarımın çeyreği bile etmezdi. Benim davam ailemle, dünyaylaydı.

Jileti alırken parmaklarımın arasına birkaç defa düşürmüştüm. Kolay mıydı öyle ölmek, değildi. Tam jiletle bileğimi keseceğim an aklıma bir şey geldi. Koşarak çıktım küvetten. Odama geldim. Kuşumu aldım elime. Ardından cama doğru geldim.

Gözümden yaşlar süzülürken onu son bir kez başından öptüm. Anlamıştı öleceğimi gözlerime korkak bakıyordu. Ötüşü bile korkaktı. Öptüm ve camı açtım gitsin diye. Gitmedi ellerimde durdu ama gitmesi lazımdı. Ben özgür kalırken o da kalmalıydı. Ellerimle ittiğimde uçtu ve son bir kez bakıp gökyüzüne havalandı.

Dakikalar sonra Ahmet Kaya: "İçimde ölen biri var." dediğinde Hale'de gökyüzüne havalanmıştı.

Mutluluk MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin