"Anne, baba ve abime,
Siz bunları okurken ben bu dünyadan göçmüş olacağım. Şu an bunu okurken ağlıyorsanız özür dilerim ama üzgün değilim. Ben kaç gece ağladım, kaç gece umutsuzluğa düştüm. Belki bir kez başımı okşasaydınız, bir kez sevseydiniz. Yaram kanadığında sarsaydınız şu an sizin kollarınız arasındaydım. Her neyse.
Öncelikle babama. Baba sana çok kırgın değilim. İlgisizdin, evet. Sevgi göstermezdin, evet. Ama benim için bunlar hafif şeylerdi. Bunlara alışıktım. Ben senin için bir sorumluluktum. Sorumluluğu yerine getirdin endişe etme.
Anne. Anne seni affedemeyeceğim. Sana 24 yıl her gülümsediğimde her affetmiş gibi yaptığımda hiç affedemedim. Anneler çocuklarının yaraları kanayınca sarmaz mı anne? Sen sarmayı geçtim yaralar açılmasına bile engel olmadın. Benim tenime değen her tokat, canımı yakan her tekme senin için anlamsızdı. Ben hep senin için huzursuzluk yaratandım. Artık huzurlu olabilirsin anne. Tüm huzursuzluklarımı alıp gidiyorum.
Abi.. Sana yazacağım tek bir kelam bile yok. Seni affetmek aklımdan geçecek en son şey bile değil. Eğer dedikleri gibi bir öbür dünya varsa orada bile görüşmemek üzere.
Can kırıklıklarıyla,
-Hale."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Mahallesi
Short StoryMutluluk Mahallesi'ndeki mutsuz kız Hale'ye, Seni her şeyinle seven birilerine kavuşmuşsundur umarım güzel kızım.