28

7K 493 220
                                    

Madrigal / Kelebekler

Herkese merhaba !!

Oy ve yorumlarınız için hepinize çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız virüs sakinleri :))

Bir şarkı yazdı kader bizim için, içinde ölümleri kulağımıza fısıldayan patlayıcıları olan.

Bir şiir yazdı kader bizim için, içimde ölüme bizi yaklaştıran katilleri olan.

Bu hikâyede bize düşen ise hayata tutunabilmekti. Her ne kadar tutunabilirsek. İçim harabelerin içindeki bir korkuyla doluydu. Dudaklarımı açsam korku çığlıklarım benimle birlikte dışa aktarılacaktı.

" Dikkatleri üzerimize çektik. " dedi Gediz fısıltıyla. Dudak okuyabildiğim için şanslı hissettim o an kendimi. Eğer hiç sesimizin çıkmaması gibi bir olay olursa bunda en karlı ben çıkabilirdim.

" Şimdi ne yapacağız ? " diye sorduğumda sesim telâşları içinde avuçlamış, derime gömüyordu.

" Önce bizimkilerin yanına gidelim. Tehlikede olabilirler. " dediğinde başımla onayladım onu. Ellerim avcunun arasına girdiğinde ona doğru döndüm.

" Ne yapıyorsun ? "

" Güvende hissettiriyorum. " dedi göz kapaklarını usulca kapatıp açarak. " Elini yemem merak etme, sadece.. " sustu, dili sonraki kelimeleri söylemek isteyip istememek arasında kalmış gibi irkildi.

" Sadece ne ? " diye sordum ona doğru başımı çevirerek. Yürümüyor hala olduğumuz yerde duruyorduk. Morg buraya uzaktı. Bunun için bir an önce yurumemiz, hızla ilerlememiz gerektiğini fark ettim.

" Sen hep böyle çok soru sorar mısın ? " dedi gözlerini kısarak. " Bazen sadece bakışlarıyla konuşan kız bugün ne kadar da konuşkan. Sana bir şeyleri itiraf edince susup kalıyorsun, içimde çeşitli reddetme senaryoları düşünüyorsun. Şimdi sadecenin devamını getirsem yine aynısını yapacaksın. Hâlâ istiyor musun cümlemin devamını ? "

Konuşmasını büyük bir dikkatle dinledim. " Sadece tutmak istedim diyebilirdin. " dediğimde güldü.

" Bunu desem elini çeker benden uzakta ilerlerdin. " dedi kaşının tekini havaya kaldırıp. " Haksız mıyım ? "

" Yani belki.. " dedim boşta kalan elimi enseme götürerek.

" Belkisi yok, seni tanıyorum. "

" Beni ne kadar tanıyabilirsin ki ? İki ya da üç gündür sana gösterdiğim şeklimle mi ? " dediğimde gülümsedi tekrardan.

" Sana bunu daha önceden de söylemiştim ama sanırım unutkanlık var sende. " dedi alayla karışık bir şefkati yüzünde hissettiğimde. " Birini tanımamız onunla ne kadar süre gecirdigimizle ilgili değil. Bir bakışıyla da insanları anlayabilirsin. Bir hareketiyle de. "

" Bu bence daha çok gözlem olur. " dediğimde dudaklarını büzdü.

" Senin bir sonraki adımında ne yapacağını biliyor olmam da mı gözlem olurdu ? " diye sordu kafamı karıştırmak istercesine.

" Gitmemiz gerekiyor.." dedim gözlerimi onunkilere sabitleyerek. Onunla bu konuda tartışmak istemiyordum ki bu konuyu sürekli konuşup duruyorduk ve ikimizde farklı seyler söyleyip ortak bir karar alamıyorduk. Zihnimiz farklı yerlerden kendine çıkarlar oluşturuyordu.

" Evet. " dedi elimi daha sıkı tutarak. " Elini tutarak gitmemiz gerek. " dedi nefes vererek. " Sadece istediğim için. " diye eklediğinde de bana bakmadan ilerlemeye başladı. Bende onunla birlikte ilerlediğimde etrafta gözlerimin gezmesine, tetikte bir halde olmama engel olamıyordum.

VİRÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin