Bazen insanlar fazla düşünürdü.
Genelde bu insanlardan olmazdım. İçimden geldiği gibi hareket etmem gerektiğini ailemden öğrenmiştim ve bunu uygulamaya çaba gösterirdim. Keşkelerimizin olması için fazla kısa bir dünyada yaşıyorduk ve ben yetmiş yaşında bir nine olduğumda öyle yapsaydım nasıl olurdu diye düşünmek istemezdim.
Yirmi iki gün sonra Fransa'ya gidecek ve orada beş yılımı geçirecek olduğumdan artık Kore'deki liseli Kim Jennie'nin birkaç tane keşkesinin olmasının bir anlamı kalmadığını biliyordum. Tamamen yeni bir hayata başlayacaktım ve yapmadığım için pişman olduğum şeyler için çok geç kalmıştım.
Kızlara bizim evde pijama partisi yapmayı teklif ettiğimde hepsi bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüştü. Aynı eski günlerdeki gibi karmaşadan uzak bir şekilde sadece birbirimizle vakit geçirecektik.
Ben, Lalisa, Chaeyoung ve Jisoo ortaokula başladığımızdan beri ayrılmazdık. Bizi o küçük sınıfta yakınlaştıran şey neydi gerçekten bilmiyordum ama dördümüz de çok farklı karakterlere sahip olsak da birbirimiz olmadan yapamayan bir hale gelmiştik. Bir aydan kısa bir süre sonra Fransa'ya gidecek olmam onları bu yüzden üzüyordu, çok uzakta olacaktım ve birbirimizi fazlasıyla özleyecektik.
Lila renk yün halımın üstüne yayıldığımızda ergenliğe yeni girmiş çocuklar gibi şişe çevirmece oynuyorduk. Zaten saçma bulduğum bu oyun birbirimizin her şeyini bildiğimizden olsa gerek, hiç eğlenceli geçmiyordu. Cesaret söylendiğinde yaptırılacak hiçbir şey bulamıyorduk, doğrulukta da merak ettiğimiz bir şey olmuyordu.
Chaeyoung yeni boyadığı saçlarını tepeden bir atkuyruğu toplamakla uğraşırken "Biraz heyecan katsanıza." diye söylendi "O kadar sıkıldım ki birazdan cesaret denildiğinde Jisoo'dan su getirmesini isteyeceğim.".
Jisoo önündeki cam Coca-Cola şişesine uzanırken hafifçe belini kütletmişti. Herkesin sıkıldığı açıktı ama ısrarla oynamaya devam ediyorduk. "Bir dahaki soru gerçekten zor olacak tamam mı?" dedi yattığı yerden doğrulup. Heyecanlı bir tavır takınmış, hepimizi yükseltmeye çalışmıştı ama pek de başarılı değildi. Kimsenin dikkatini çekememişti.
Kafamı geçiştirircesine salladığımda Jisoo Coca-Cola şişesinin yün halıda dönmesine izin verdi. Kaygan cam bulunduğu zeminin de katkısıyla dönüp dururken, hepimizin hipnoz olmuş gibi ona bakıyorduk. Saat dokuzdan beri hiç durmadan konuşup dans etmiş, Twister oynamış, karaoke yapmıştık. Duvar saati neredeyse üç buçuğa geliyorken bu kadar durgun olma nedeni belki de yorulmuş olmamızdı.
Sonunda cam şişe bende ve Chaeyoung'ta durduğunda "Söyle." dedim umursamaz bir şekilde. Tarih hocasıyla mı yoksa Biyoloji hocasıyla mı yatmak isterdin gibi aptal aptal sorular soran Chaeyoung nedense cevaplarımızı ciddi bir temele dayandırıp açıklamamızı istiyordu. Cesaret soruları nefesini tut gibi saçma sapan şeyler olduğundan "Pardon ben söylüyorum, cesaret." diye düzelttim.
Chaeyoung'un yüzünde bir sırıtma oluştuğunda kaşlarım çatıldı. Keyifli bir şekilde doğrulurken beni korkutmadığını söyleyemezdim. Birden oyuna olan ilgisi alevlenmiş, uykusu açılmıştı. "Ne?". Jisoo ve Lalisa da tepkisini garipsemiş olacak ki meraklanmışlardı. Chaeyoung hafifçe gerindi "Biraz heyecan katıyorduk değil mi?".
Siyah kahküllerini üfleyen Lalisa kafasını onaylarcasına salladığında ben onun aksine iki yana sallamıştım. Bu heyecan katma olayının kurbanının ben olması işime gelmiyordu, hele Chaeyoung'ın sadist planları olduğunu belli eden yüzü olaydan kaçmamı söylüyor gibiydi.
"Kim Taehyung'a ona duyduğun küçük hoşlantıyı mı açıklasan?".
Kahkaha attım. Lalisa ve Jisoo uykusunu tamamen açtığında bana bakan üç çift göz beni iyice geriyordu. Kim Taehyung, Chaeyoung'ın sevgilisi Yoongi'nin yakın arkadaşlarındandı ve liseye başladığımızdan beri aynı arkadaş grubundaydık. İyi anlaşırdık ve çok yakışıklı bir çocuktu. Ona karşı içimde yılladır duyduğum bir hayranlık olsa da bunu ona hiç söylememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 days || taennie.
FanfictionKim Jennie ve Kim Taehyung, birbirlerinden hoşlanmalarına rağmen kimse itiraf etmediğinden birlikte geçirebilecekleri güzel dört yılı kaybetmişti. Şimdiyse ikisi de üniversite için başka ülkelere gitmeden önce sadece yirmi günleri vardı.