Akşamdan kalma olduğumda gözlerimi açmakta bile zorlanıyordum.
Ne var ki eğer bir önceki gece çok içtiysem sabahında susuzluktan dolayı çok uyuyamadan erkenden uyanıyordum. O gün de gözlerim hafifçe aralandığında midem yanıyor, başım adeta çatlıyordu.
Uykusuzluğun da verdiği halsizlikle sanki araba çarpmış gibi hissederken bir an için nerede olduğumu kavrayamadı beynim.
Sonra dün gece alıma gelirken yavaşça yana döndüm ve gözlerim yanımda yatan Kim Taehyung'a çarptı.
Yüzümde bir gülümseme oluşmasına engel olamıyordum. Ağzı hafif bir şekilde açık, dağınık saçları ve şişmiş gözleriyle uyuyan Taehyung çok sevimli görünüyordu. Yan tarafa doğru yatarak bir süre onu izlediğimde "Ssh," dedim hafifçe omzunu dürttüğümde. "Uyan.".
Biri beni uyandırsa sinirlenecek olan ben neden Taehyung'ı uyandırıyordum bilmiyordum. Onu biraz daha sarstığımda hafifçe kıpırdandı ve akabinde yavaşça gözlerini araladı.
Birkaç saniye gözlerini kırpıştırdıktan sonra hafifçe esnedi ve geri bana döndü. Gülümsediğinde "Selam," dedi yeni uyandığından daha kalın çıkan sesiyle "Günaydın.".
"Günaydın." dedim ben de hafifçe gülümserken. Nedense şu an içinde bulunduğumuz durum bana komik gelmişti bu yüzden hafifçe kıkırdadım. Bu yaptığım onu da kıkırdattığında gerçekten bulutlar üstünde gibi hissediyordum. Ayaklarım yere değmiyordu ve umarım yere çakılarak ulaşmazdım.
"Naber?" dedi gülmesine devam ederken. Birbirimize çok yakın duruyorduk. "Susamış," diye yanıtladım onu "Kum yemiş gibi hissediyorum.".
Yüzümü buruşturmam onun iyice gülmesini sağlamış, örmesiyle arkamı işaret etmişti. "Yanında su var." dediğinde arkama döndüm. Komodinin üzerindeki büyük bardağı almak için uzandığımda başım hala ağrıyordu.
Büyük cam bardaktaki suyu içip yerine koyduğumda birden beni çeken ellerle şaşkınca güldüm. Taehyung beni belimden tutarak kendine çekmiş, sonra da sarılmıştı.
Tam bir aptal gibiydim. Salak salak sırıtırken karşımdaki çocuğa bakıyor, göğüslerimiz birbirine değerken sıcak vücudu sayesinde ısınıyordum.
"Bugün ne yapacağız?" diye sorduğunda "Üçte annemler ve kızların annesiyle dışarı çıkacağım." diye açıklama yaptım "İşim beş gibi biter. Alışverişe gitmek ister misin?".
Kafasını geriye atarken sırt üstü döndüğü için ben de hafifçe üstüne doğru çıkmış gibi olmuştum. Aşağıdan bana bakarken "Alışverişten nefret ederim." diye homurdandı. "Ama," dedim sakince "Alışverişe gitmem gerekiyor.".
Taehyung'ın dağılmış mavi saçlarını düzeltmek bahanesiyle oynarken "İyi," dedi gülümseyerek "Gideriz, sana kahvaltı hazırlamamı ister misin?".
"Yemek yapabiliyor musun ki?" diye sorduğumda kıkırdamıştım. Hiç yemek yapabilen bir tipi yoktu. Beni şaşırtmadı. Kafasını iki yana salladığında gülmemi sağlamıştı. "Ama kahvaltı hazırlarım herhalde," dedi kendinden emin bir şekilde "Yumurta kırmayı biliyorum en azından.".
"Vay be baya yeteneklisin.".
"Evet insanlar bunu genelde baya söyler.". Bunu söylerken suratındaki gülümsemeyi tutuyordu. Belimdeki elleri hafifçe tuttuğu yeri okşarken ekledi "Çok zevkli olduğumu da söylerler.".
"Öyle mi?" dedim tek kaşımı kaldırıp sorarken. Bunun üstüne kafasını olumlu anlamda salladı "Güzel kızları beğenirim.".
"Bu çok bayat bir laftı." derken yüzümü buruşturmuş kafamı iki yana sallamıştım. Güldü "Sabah uyandığımda yeteri kadar yavşak olamıyorum.".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 days || taennie.
FanfictionKim Jennie ve Kim Taehyung, birbirlerinden hoşlanmalarına rağmen kimse itiraf etmediğinden birlikte geçirebilecekleri güzel dört yılı kaybetmişti. Şimdiyse ikisi de üniversite için başka ülkelere gitmeden önce sadece yirmi günleri vardı.