yorum yaparsanız sevinirim tşk
"Emin misin Taehyung? Seni kel bırakabileceğimden korkuyorum."
Taehyung'la anlaşmamızın yedinci gününe girdiğimizde normalde onunla sinemaya gidecektik. İnternetten saçma sapan bir film için biletleri bile almıştım ki Taehyung beni arayıp çok acil bir şey olduğunu ve onlara gitmemi söylemişti.
Onlara geldiğimde bahsettiği acil şey saçını boyamak istemesiydi. Annesine bir tane açıcı, bir tane de mavi boya aldırmış kendisi beceremeyeceğini düşündüğü için beni çağırmıştı. Şimdi banyolarına getirdiği tahta tabureye oturmuş Taehyung'a bakarken pek de kendimden emin değildim.
"Saçım yanarsa kazıtırım. Ne olacak?" dedi gözlerini büyütmüş bana bakarken "Yakışır bence."
Hafifçe güldüm "Kocaman kulakların var, pek yakışacağını sanmıyorum."
Dudaklarını abartılı bir şekilde büzerken "Beni o zaman bırakır mısın?" diye sordu alayla "Her şey yakışıklı olduğum için mi?"
Onu onayladım. Kafamı baştan aşağıya salladığımda bu hareketim onu güldürmüştü "Dürüst kız," dedi bana bakarken "En sevdiğimden."
Bu tavrına karşılık gözlerimi devirsem de içten bir göz devirme değildi bu. Bilirdiniz işte. Hoşlandığınız ya da hoşunuza giden biri size takıldığında flörtöz bir şekilde gülmenizi bastırıp göz devirirdiniz. Ondandı.
Üstümün boyanacağından korktuğum için üstüme Taehyung'ın verdiği beyaz tişörtü giymiştim. Üstümde fazla bol duruyordu ama Taehyung'ın tişörtünü giymek ikimiz gerçekten sevgiliymişiz gibi hissetmemi sağlamıştı.
Ona doğru uzandığımda banyolarının aşırı renkli dizayn edilmesini sevmiştim. Bizim ev de fazla renkliydi ve bu sanki bir ortak yönümüzmüş gibi hissettirmişti. Ne kadar aptalca.
Açıcıyı getirdiği beyaz kaseye koyup karıştırdığımda burnumu yakan kokusu yüzünden yüzümü buruşturdum. Hiç hoş kokmuyordu. Taehyung bu halime güldüğünde beyaz eldivenleri taktım elime.
Karşımda duran çocuğun yumuşak saçlarına dokunduğumda kendimi mutlu hissediyordum Taehyung'ın o kadar hoş saçları vardı ki onu ne zaman görsem elimi atıp karıştırasım geliyordu.
Elimdeki fırçayla açıcıyı sürmeye başladığımda "Bu kokuyla ölürüz herhalde." diye söyleniyordum. Şu an fazla yakındık ama ben işine odaklanmış bir kuaför olarak bunu farkında bile değildim. Saçının her yerine açıcı sürmeye çalışırken eğer mavi saçlı Taehyung çirkin olursa ağlayacaktım çünkü böyle çok yakışıklıydı. Resmen ona bakınca gözlerimden kalpler çıkmasına engel olamıyordum.
Saçının her yerine açıcıyı sürdüğüme emin olduğumda duraksadım ve onunla göz göze geldim. Birkaç santimetre uzağımda olan Taehyung yüzündeki sırıtmayla bana bakıyordu. Taburede otururken yayıldığı için bacaklarının arasında duruyordum ve direkt suratına bakıyordum işte.
"Ne oldu?" diye sorduğumda ben de gülümsemiştim. Eğer hoşlandığınız kişi bu kadar yakınınızda olsa vücudunuz ister istemez böyle bir tepkime gösteriyordu. Suratımı incelerken ilgisizce omuz silkti "Hiç, güzel olduğunu düşünüyordum.".
Söylediği şey suratımdaki gülümsemeyi daha da büyütürken karşımda duran dudaklara baktım. Tam olarak iki gün önce benimkilerin üstünü örtmüşlerdi ve ben bu hissin bir kereyle sınırlı kalmasını istemiyordum.
Anın büyüsüyle -ki aptal açıcının kokusu bu anı biraz bozuyordu- Taehyung'a doğru eğildim. O sanki bunu bekliyormuş gibi dudaklarımızı birleştirdiğinde bu öpüşmemiz diğerinden farklıydı. Daha yoğundu, ya da ben öyle hissediyordum. Ellerimi kibarca boynuna sardığımda Taehyung bu sefer belimi tutuyordu. Ne kadar öpüşmüştük bilmiyordum ama biri kapıyı açana ve benim olduğum yerde sıçramama neden olana kadar bana fazla güzel dakikalar gibi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 days || taennie.
FanfictionKim Jennie ve Kim Taehyung, birbirlerinden hoşlanmalarına rağmen kimse itiraf etmediğinden birlikte geçirebilecekleri güzel dört yılı kaybetmişti. Şimdiyse ikisi de üniversite için başka ülkelere gitmeden önce sadece yirmi günleri vardı.