arkadaşlar yorum yaparsanız çok çok mutlu olurum şimdiden teşekkürleerr
"Siz ne yapıyorsunuz ben hiç anlamadım.".
Jimin'in çalıştığı kafede tüm arkadaş grubumla buluşmuştuk. Her şey her zaman olduğu gibiydi. Namjoon ve Hoseok telefonlarından bir oyun videosu izliyor, Yoongi ve Rose sarılıp duruyordu. Jungkook her boş zamanında yaptığı gibi Lisa'ya yürüyüp azar işitiyordu ve Seokjin tatlısını mutlu mutlu yerken Jisoo herkesle muhabbet ediyordu. Şu an her zamandan farklı olan iki kişi vardı ki onlar Taehyung ve bendik.Normalde de arada flört ettiğimiz zamanlar olurdu ama bunu hep şakayla karışık lanse ederdik. Şu an ise açık açık flört ediyor, yan yana otururken eskisinden farklı bir yakınlıkta davranıyorduk birbirimize.
Bize yöneltilen sorunun sahibi Yoongi kız arkadaşı Chaeyoung tarafından azarlandı. "Sana kaç kere anlattım Yoongi.".
Ortamda bulunan herkes yaptığımızın saçma olduğunu düşünse de çok umrumda sayılmazdı. Ben eğleniyordum.
Taehyung, Seokjin'in fondüsünden bir dilim muz alıp çatala, oradan da çikolataya batırdıktan sonra ağzına atmıştı. "Tadı güzelmiş," dediğinde aynı çataldan bir tane daha hazırladı ve bu sefer bana uzattı.
Muzu yediğimde masadakilerden tepki gecikmedi tabii. "Of, ne kadar romantik." diye dalga geçen Seokjin, "Sen niye bana böyle yapmıyorsun?" diyen Chaeyoung ve Lisa'ya dönüp "Ben de sana yedireyim mi?" diye soran Jungkook. Hepsi bizimle dalga geçiyordu.
Gözlerimi devirdiğimde Taehyung hafifçe doğruldu. Biraz ona yaslanarak oturduğumdan dolayı sağ omzunun hafifçe koltuğa düşmesiyle kendimi kötü hissetsem de sesimi çıkartmadım. Aslında olduğum yerde mutluydum. "Bunda ne var?" diyen Taehyung tekrardan muzu çikolataya batırdı ve bu sefer Jungkook'a yedirdi "Bak ona da yapıyorum.".
"Ee ilişkiniz hızlı ilerliyor mu?" diye bir soru geldiğinde bıkkınca ofladım. "Artık bu konuyu kapatabilir miyiz?" dediklerinde arkadaşlarım tabii ki arkadaşlık görevlerini yaptılar. "Hayır, kapatamayız.".
Bizimle dalga geçilen bir yarım saat daha orada kaldıktan sonra "Taehyung," dedim "Hadi yemeğe gidecektik.".
Tabii ki bu da herkesin laf söylemesine neden oldu. Biz kalkarken "Demek bu ilişkideki patron Jennie," gibi cümleleri duymamazlıktan geldim.
Bugün Taehyung'la üçüncü randevumuza çıkacak ve akşam yemeği yemeye gidecektik. Bana şık bir şeyler giymemi söylese de onu dinlememiştim. İyi ki de dinlememişim çünkü o bir kot üstüne yazılı bir tişört giymişti.
"Görüşürüz.".
Taehyung'la herkese veda edip kafeden çıkarken ben fazla dengesiz yürüdüğümden ona çarpıp duruyordum. Şehirde yeni açılmış bir restauranta gidecektik ve ben daha önce orada yemediğim için heyecanlıydım. Herkes gerçekten lezzetli yemekler yaptığını söylüyordu.
Arabaya bindiğimizde kemerimi takarken Taehyung beklemediğim bir soru sordu. "Eğer hiçbir gelecek endişen olmasa, yani iş bulabileceğin ve para kazanacağın kesin olsa. Ne olmak isterdin?".
Bunu daha önce hiç düşünmemiştim. Bazı çocukların küçüklüğünden beri saçma sapan hayalleri olurdu ama ben onlardan olmamıştım. Genelde her şeye gerçekçi yaklaşır sonrasında üzülmemek için boş hayallere kapılmazdım.
"Bilmiyorum ki..." dediğimde düşünceli sesim Taehyung'un "Nasıl bilemezsin?" diye itiraz etmesine neden oldu "Ben neden bilmem ama hep otobüs şöförü olmak isterdim.".
Söylediği gülmemi sağladı. Bir insan neden otobüs şöförü olmak isterdi ki? Öyle saçma bir hayalim bile olmamıştı, sanırım fazla gerçekçi biriydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 days || taennie.
FanfictionKim Jennie ve Kim Taehyung, birbirlerinden hoşlanmalarına rağmen kimse itiraf etmediğinden birlikte geçirebilecekleri güzel dört yılı kaybetmişti. Şimdiyse ikisi de üniversite için başka ülkelere gitmeden önce sadece yirmi günleri vardı.