"Bugün beni aramadı.".
Lisa'yla akşam üstü yürüyüş yapmaya karar vermiştik. Dün geceden sonra Kim Taehyung beni aynı on altı yaşına yeni girmiş ergenin teki gibi hissettirmişti. Gece uyumadan önce onun hakkında düşünüp durmuştum ve tehlikeli bir yola girdiğimin farkındaydım.
Bu sabah uyandığımda bugünkü randevumuz için fazla heyecanlıydım ve öğle yemeğimi yedikten sonra ona mesaj atıp ne yapalım diye sormuştum. Taehyung bana cevap vermemişti.
"Sana nedenini söylüyorum," diyen Lisa telefonuna bakıyordu. Ne kadar adım attığımızı kontrol ederken "Onunla hala öpüşmediğin için senden sıkıldı. Ben olsam ben de sıkılırdım. Şimdiye kadar öpüşmeniz gerekiyordu.".
Bıkkınca ofladım. "Lisa buna neden bu kadar takıyorsun anlamıyorum.".
Tekrardan yürümeye başladığında ona uydum. "Takıyorum çünkü biriyle yirmi günün varsa bazı şeyler hızlı gelişir. Sen çok yavaş ilerliyorsun.".
"Çok büyütmüyorum çünkü." dediğimde yalan söylemiştim. Lisa durdu ve kocaman bir kahkaha attı "Büyütmüyor musun?" dedi daha sonra alayla "Resmen ondan bahsederken kocaman gülümsüyorsun.".
"Hayır gülümsemiyorum." diye çıkıştım. Kafasını iki yana salladı. "Beş günde seni kendine hasta etmiş. Bunu inkar etme. Saat akşam on oldu ve o seni hiç aramadı. Neredeyse ağlayacaksın.".
"Bak," dedim tekrardan yürümeye başladığımda "Beni arayıp aramaması umrumda değil.".
Lisa tam bana cevap veriyordu ki telefonum çaldı. Heyecanla elimi spor bel çantama atarken gördüğüm isimle "Tanrım Taehyung arıyor!" diye cırladım.
Lisa gülmesini tutmaya çalışırken telefonu açtım ve kulağıma götürdüm. "Efendim?".
Karşımdan gelen ses fazla uykuluydu. "Mesajını şimdi gördüm," dedi Taehyung. Hafifçe esnemiş, uykulu olduğundan sesi daha da derin çıkmıştı "Bütün gün uyudum. Dün aptal Jungkook ile sabaha kadar Overwatch oynadık da... Her neyse, sana bir saat sonra dışarı çıkmak ister misin diye soracaktım.".
Yüzümdeki gülümseme büyürken Lisa bana alayla gülüyordu. "Saat on bir olacak..." dedim düşünceli bir ses tonuyla "Ama bir anlaşmamız var bu yüzden olur.".
Taehyung "O zaman bir saat sonra görüşürüz." dediğinde ben de ona görüşürüz dedim ve telefonu kapattım.
Lisa "Ah, Taehyung hiç umrumda değil." diye benim taklitimi yaparken "Kapa çeneni." dedim telaşla "Tanrım hemen eve gidip hazırlanmam lazım.".
Arkadaşım arkamdan kahkahalarla gülerken adımlarımı hızlandırmış eve doğru ilerliyordum.
Evime vardığımda -ki bu on dakika gibi bir süre içerisinde gerçekleşmişti- koşar adımlarla odama gidiyordum.
Annem "Jennie geldin mi?" diye seslendiğinde "Evet, birazdan çıkacağım." diye yanıtladım.
Giyecek kıyafet kararı vermek için dolabımın önüne geçtim. Hava güzeldi bu yüzden günlük bir elbise giyebilirdim. Kırmızı beyaz kareli bir elbise çıkarttıktan sonra banyoya doğru ilerledim.
Hızlı bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurutmam ve tam olarak hazır olmam yirmi dakikamı almıştı. Kendime odamdaki büyük boy aynasında bakıyordum. Güzel görünüyordum. Abartısız klasik bir yazlık kombin yapmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 days || taennie.
FanfictionKim Jennie ve Kim Taehyung, birbirlerinden hoşlanmalarına rağmen kimse itiraf etmediğinden birlikte geçirebilecekleri güzel dört yılı kaybetmişti. Şimdiyse ikisi de üniversite için başka ülkelere gitmeden önce sadece yirmi günleri vardı.