Bölüm Şarkısı: 5SOS-If Walls Could Talk
"Ne demek gittim fake hesaptan yazdım oğlum?"
"Gittim yazdım demek işte ne abarttın bee."
"Ulan , çocukla gayet iyi anlaşıyordunuz bu zamana kadar dün birbirinizin ağzına sıçınca mı yazmayı akıl ettin?"
"Hmhmm." diye yanıtladım Aras'ı. Neden yazasım geldi bilmiyordum ama Aras haklıydı. Bu zamana kadar gayet iyi anlaşmamıza ve yönelimini bilmeme rağmen hiçbir şekilde onu sevdiğimi ona söyleyememiştim. Sanırım ağzını yüzünü dağıttıktan sonra içimdeki istek açığa çıkmıştı.
Çok saçmaydı aslında birbirimize girmemizin sebebi. Deniz'in o gereksiz arkadaşları Aras'a sallıyorlardı. Tabi üç senenin ardından Ege'nin elinden başkanlığı alınca kaldıramamışlardı. Aras yanımızda olsaydı büyük ihtimalle kavga çıkmazdı ama biz Sarp'la yerimizde duramamıştık her zamanki gibi. Sonrası zaten klasik müdürün odasıydı işte. Sarp ve ben odanın bir kenarındaydık, Deniz, Ege ve Kaan da diğer bir kenardaydı. Biz uzaklaştırma falan diye düşünmemize rağmen anlaşamamamız hiç umurunda olmayan biricik müdürümüz iki hafta boyunca bize spor salonunun temizliğini yaptıracaktı.
"Gelmiyorsun galiba?" diye sordu Aras.
"Nereye?"
"Önemli bir yere değil ya zil falan çaldı sınıfa teşrif etmek istersin diye düşündüm."
"Ben senin için dayak yiyeyim sen benimle dalga geç , işte acımasız dünya..."
"Ben mi dedim lan dayak ye diye!"
"Sinirlenme aşkım tamam." Aras göz devirip sınıfına doğru yürümeye başladı.
"Ders ne?" diye sordum Sarp'a. Dudağındaki yara yüzünden konuşmakta zorlanıyordu ve peltek peltek bir şeyler geveliyordu. Ne zaman konuşsa gülme krizine giriyordum. Bunu bildiğinden beni cevapsız bırakmıştı. Ve daha hızlı adımlayarak beni arkada bırakıp Aras'a yetişmişti.
"Sarp'çığım,"
"Bebeğim,"
"Ama kırılıyorum."
En sonunda dayanamayıp arkasını dönmüştü. Ben dersi söyleyeceğini düşünürken o bana el hareketi çekmişti. Şaşırmamıştım açıkçası. Aras'tan ayrılıp sınıfa doğru yürüdük. Felsefe hocası çoktan gelmişti ve nerede kaldığımızı sorguluyordu. Yerimize geçtikten sonra telefonumu çıkarttım.
nakrargzr: E ama sen hiç yazmıyorsun bebeğim olmuyor böyle
denizzsayman: Hala bebeğim diyorsun
denizzsayman: Kimsin lan sen
nakrargzr: Ama böyle lanlı lunlu ayıp olmuyor mu sence de?
denizzsayman: Olmuyor
denizzsayman: Rüzgar?
denzzsayman: Sen misin lan yoksa
denizzsayman: Yetmedi galiba dün yediğin dayak
nakrargzr: Ne Rüzgar'ı ya
nakrargzr: Oradan bakınca Rüzgar'ın instagramına benzer bir halim mi var
denizzsayman: Evet aynen fake hesaba da hiç benzemiyorsun zaten
nakrargzr: Aradığınız Rüzgar'a burada ulaşılamıyor
nakrargzr: Rüzgar değilim yani rahat ol
denizzsayman: Ok
nakrargzr: Ok mu cidden
nakrargzr: Merak ettiğin başka bir şey yok mu?
nakrargzr: Sadece Rüzgar olup olmadığımı mı merak ettin?
denizzsayman: Evet
denizzsayman: Sadece onu merak ettim
nakrargzr: Neden?
denizzsayman: Eğer oysan bir posta daha dövecektim
"Harbi salak bu çocuk." anlamayan bakışlarımı yönelttim Sarp'a.
"Ben Rüzgar değilim deyince inandı mı gerçekten?" mesajları okumuştu. Normalde sinirlenirdim ama böyle peltek konuşunca ciddi kalamıyordum. Gülmeye başlayınca felsefe hocasının bakışları bize döndü, yavaşça kitabını masaya bıraktı, gözlüklerini gözünden çıkardı. Bu hareketi biliyorduk hepimiz. Yine geleceğimiz hakkında konuşacaktı ve en sonunda büyük ihtimalle bize azar çekecekti.
"Çocuklar farkında mısınız bilmiyorum ama artık 11. sınıfsınız." işte başlıyoruz.
***
"Bize gidelim işte ne tartışıyorsunuz." dedi Aras. Okuldan çıkmıştık ama yarım saattir kapının önünde Sarp'la kime gidelim tartışması yapıyorduk.
"Abi senin evin uzak geçelim bize işte." Aras ikna olunca mecbur Sarp da kabul etti. Ona dil çıkarıp okul kapısına baktım. Toprak, ikizim, hala ortalıkta gözükmüyordu.
"Rüzgar!" arkamı dönüp bana seslenene baktım, Deniz.
"Ne var?"
"Konuşmalıyız."
"Ne hakkında?"
"Burada olmaz." dedi Sarp ve Aras'a bakarak.
"Nerede olur?"
"Gel benimle." kafamı sallayıp peşinden gittim.
"Bekliyoruz seni." dedi Aras.
Deniz okulun sokağından çıkmış biraz ilerleyip sağa dönmüştü. Kalabalık değildi, hatta neredeyse kimse yoktu.
"Fake hesap mı Rüzgar? Ciddi olamazsın."
"Neden bahsettiğin hakk-" sertçe duvara ittirdi. Sesini yükselterek,
"Doğru söyle bana Rüzgar." dedi. Valla boyu posu benden büyük değildi ama eli ağırdı ağzını yüzünü sevdiğim. Normalde çok kibar, naif falan duruyordu ama dün yumruklarken hiç acımamıştı şerefsiz. Bildirim sesiyle dağılmıştı dikkati. Telefonuna baktıktan sonra aniden değişen surat ifadesiyle benden uzaklaştı. Arkasını dönüp geldiğimiz istikametin tersine doğru yürümeye başlamadan önce son bir şey söyledi,
"Özür dilerim."
******
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paperwhite | bxb
Teen Fictionnakrargzr: Demek minik bebeğimiz omzuna nergis dövmesi yaptırmış. denizzsayman: Minik? denizzsayman: Bebeğimiz? nakrargzr: Aa özür dilerim yanlış yazmışım. denizzsayman: Önemli değil. nakrargzr: Bebeğim diyecektim. :)