paperwhite | bxb

•4

Bölüm Şarkısı: 5SOS-Amnesia

Ne diyebilirdim ki? Kim olduğumu sorması normaldi sonuçta merak ediyor, anlayabiliyordum. Ama sorarken neden 'Rüzgar olmayan bir erkeksen' diye soruyordu işte onu anlamıyordum. Sadece kimsin diye de sorabilirdi. Bir süre bunu düşündükten sonra düşündüklerimi ona da iletmeye karar verdim.

nakrargzr: Neden bunu sorgularken bile Rüzgar'ı geçiriyorsun cümlende

nakrargzr: Sana yazabilecek birçok insan varken aklın neden hala Rüzgar'da

denizzsayman: Aklım Rüzgar'da falan değil

denizzsayman: Bana neden yazdığını net olarak açıklamadın

denizzsayman: Ben de doğal olarak Rüzgar saçmalamak için yazıyor diye düşündüm

denizzsayman: Özür dilerim yani ikide bir insanlar fake hesaptan yazmadığı için kim olup olamayacağından emin değilim

denizzsayman: Karşıma geçip saçmalıyorsun bir de gelmiş aklın niye Rüzgar'da diyorsun

denizzsayman: Bir siktir ya

nakrargzr: Sana neden yazdığımı anlaman için illa aptala anlatır gibi anlatmam lazım

nakrzrgzr: Seviyorum diye yazdım

nakrargzr: Boşu boşuna sevgi sözcükleri yazıp boş atmak için geldiğimi sanmışsın

nakrargzr: Ama yanlış sanmışsın

nakrargzr: Şimdi kendimi düzgünce açıkladığıma göre siktirip gidiyorum

İnterneti kapatıp uyumaya çalıştım ama bir kere kaçmıştı uykum işte. Odadan çıkıp Toprak'ın yanına gittim. Şansıma o da hala uyumamıştı.

"Deniz yazdı." çok şaşırmış durmuyordu.

"Ne yazdı?" okuması için telefonu ona verdim. Bir süre dakika telefona bakındıktan sonra telefonu geri verip birkaç gün ona yazmamamı, mesaj atarsa da bakmamamı söyledi. Nedenini sorguladığımda bana, 'Sorgulama aq bir bildiğimiz var.' bakışını attı. Yanına yatmak için onu ittirdim. Nefret ederdi yatağını başkasıyla paylaşmaktan. Küçücüktü ama koca yatağa tek başına sığamıyordu. Biraz mızmızlandıktan sonra gitmeyeceğimi anlayıp arkasını döndü ve uyumaya başladı.

***

Toprak'ın sözünü dinlemiştim. Nedenini anlamıyordum ama bu aptal ne yapmamı söylese o işten karlı çıkıyordum. Ne Deniz yazmıştı ne ben mesajlara girip gördü mü diye kontrol etmiştim. Arada bildirim gelince meraklanıp heyecanla bakıyordum telefona ama yazmıyordu yani, heyecanlanmama gerek yoktu. Zaten muhtemelen bir, iki gün daha dayanıp sonra tıpış tıpış yazacaktım yine.

"Yani sonuç olarak Rüzgar birkaç gün mesaj atmayacak ki Deniz onu merak etsin?" Toprak teşekkür eden gözlerle Sarp'a bakıyordu.

Yüzümü düşük görünce doğal olarak sorgulanmıştım ve benden söz çıkmayınca Toprak ötmeye başlamıştı tabii. Olayı ben bile anlamamışken Sarp salağının anlamasına şaşırmıştım. Toprak tam yine söze girecekti ki bildirim sesim onu böldü. İstemsizce telefona baktım.

"Kimden?"

" Önemli bir şey değil."

"Deniz mi?" diye sordu Toprak.

"Sınıf grubu..." dedi Sarp.

***

"Rüzgar zil çaldı."

"Mmh. Uyuyacağım ben biraz daha."

"Öğle teneffüsündeyiz."

"Eee?"

"Üç derstir uyuyorsun."

"Eee?"

"Ne eesi lan kalk da bir şeyler yemeye gidelim."

"Git sen ben gelm-" kolumda tutup çekmesiyle kalkmak zorunda kaldım.

"Ne varmış yemekte?"

"Mantı... Mantı varmış."

"Ulan madem mantı var ne diye kaldırıyorsun güzel uykumdan." okulun mantısını hiçbirimiz sevmiyorduk ama el mahkûm yiyorduk işte.

Aras, Toprak ve Belen -Toprak'ın yakın arkadaşı- çoktan yemeklerini almış her zaman oturduğumuz köşede oturuyorlardı. Yemeğimizi alarak memnuniyetsizce masaya geçtik. Normalde okulda birilerine ısınmakta çok zorluk çekmiştik Toprak da kızlara ısınmakta çok zorluk çekerdi, büyük ihtimale küçükken zamanını hep üçümüzle geçirdiğindendi, ama Belen'e çok çabuk ısınmıştı. Nasıl tanıştıklarını öğrenince biz de ısınmadan edememiştik kral kızdı valla.

Belen okula bu sene gelmişti. Toprak kimseyle yakın olmadığından tek oturan bir o vardı sınıfta dolayısıyla Belen de onun yanına oturmuş. İlk derslerde pek bir şey olmamış Belen de pek konuşkan değilmiş. Sonra ön sıralarda oturan bir kız laf atmış işte neymiş 'Arkada ikisi birbirini buldu, tencere kapak misali' falan diye sonra Belen'le Toprak aynı anda kızı taklit etmiş. Toprak'ın dediğine göre ikisi de parlayan gözlerle birbirlerine bakmış zaten ardından kızı kolundan çekiştirerek bizim sınıfa getirip 'Hayat arkadaşımı buldum!' diye bağırmıştı.

Yemekleri bitirmiştik ama kimsenin kalkıp sınıflara gidesi yoktu. Herkes bir şeyler hakkında konuşuyordu. Sarp, dalgın dalgın Aras'la konuşurken; Aras onu hiç umursamadan telefonuna bakıp sırıtıyordu. Son zamanlarda çok yapıyordu bunu, bir ara nedenini sormalıyım sanırım.

"Hadi sıkıldım kalkal-"

"Rüzgar" ama benim sözüm çok kesilmeye başladı. Yavaşça arkamı döndüm.

"Ne var yine?" üstünde bağrı hafif açık beyaz tişörtü vardı, dövmesi gözüküyordu.

"Konuşmalıyız."

"Dejavu oluyorum galiba."

"Hayır bu sefer öyle değil."

"Nasıl peki? Bak yine geçenki gibi saçma şeyler geveleyeceksen sağdan sağdan uzaklaş, bu sefer durmam sıçarım ağzına."

"Saçma şeyler gevelemeyeceğim."

"Ne söyleyeceksen söyle burada." masadakilere göz gezdirdi,

"Burada olmaz." dedi.

Onlardan çekiniyordu, evet onlardan baya çekiniyordu. O günkü gibi değildi surat ifadesi, daha çok mahcubiyet vardı gözlerinde. Ne söyleyeceğini ölesiye merak ediyordum ama onunla gidemeyecek kadar kızgındım. Tamam, sonuçta o bana yazdığını bilmiyordu, kiminle konuştuğuna dair hiçbir fikri yoktu ama ben şuan onunla konuşacak kadar iyi durumda değildim.

"Deniz, ya istediğini burada söyle ya da defol."

"Bak Rüzgar sakince geldim konuşalım diye sinirlendirme."

"Ulan sinirlenmeye hakkın mı var senin. Neymiş fake hesap mı Rüzgar neymiş yalan söyleme Rüzgar. Gelmiş bir de sinirlenme diyor. Aptalın biri ne yazmışsa sana hıncını çıkaracak yer arıyorsun." büyük ihtimalle artık ben olmadığıma kesin inanmıştır.

Sinirlendiğini metrelerce öteden bile fark edebilirdiniz ama bu kadar sinirlenmesinin nedenini arada bir metre olmasına rağmen anlayamazdınız. Ben tam bitti deyip arkamı dönüyordum ki o hiç beklemediğim bir şey yaptı. Omzumdan tutup kendine döndürdü ve geçen kavgada da vurduğu hala izi geçmemiş yere bir yumruk daha...

Ahh, here we go again.

******