•5

2.6K 169 50
                                    

Bölüm Şarkısı: Halsey-Sorry

nakrargzr: Yine ne oldu Rüzgar'la aranda

denizzsayman: Yok bir şey

nakrargzr: Kafana estiği için mi yumrukladın çocuğu yine

denizzsayman: Sana ne oğlum Rüzgar'dan

denizzsayman: Ne bu merak yani

denizzsayman: İkide bir Rüzgar da Rüzgar

nakrargzr: Tamam yiğidim kızma

nakrargzr: Sormam bir daha

nakrargzr: Eee ne yapıyorsun

denizzsayman: Sence?

nakrargzr: Büyük ihtimalle tarih dersinde sıkıntıdan patlıyorsun?

denizzsayman: Doğru tahmin

denizzsayman: Aynı sınıfta mıyız

denizzsayman: Yoksa ders programımı mı biliyorsun

nakrargzr: Hayır aynı sınıfta değiliz

nakrargzr: Ve yine hayır ben daha kendi ders programımı bilmiyorum pxşşğxskpğpl

denizzsayman: E o zaman?

nakrargzr: Tarihçiyi gördüm sizin sınıfa girerken ehehe

denizzsayman: Senin dersin ne 

nakrargzr: Edebiyat :/

denizzsayman: Sevmez misin

nakrargzr: Aslında konuşmayı falan severim edebiyat hakkında ama bu divan edebiyatı kısmı beni çok sıkıyor

denizzsayman: Kim giriyor sizin derse

nakrargzr: Normalde Sema hoca giriyor ama rahatsızlandığı için gelmemiş Tugay hoca giriyor o yüzden

denizzsayman: Sema hoca sadece Rüzgarların sınıfına giriyor diye biliyorum

denizzsayman: Stajyerliğini yapıyor diye tek bir sınıf vermişlerdi ona

Hassiktir. Deniz bunu nereden biliyordu ki? Boşluğuma denk gelmişti ve bilebileceğini hiç düşünmemiştim.

denizzsayman: Rüzgarlarla aynı sınıftasın yani ve benden küçüksün

nakrargzr: Evet

denizzsayman: Sınıflarında neredeyse 16 erkek var sanırım

denizzsayman: Rüzgar veya Sarp olmadığını bildiğime göre geriye 14 kişi kalıyor

denizzsayman: İşimi kolaylaştırdığın için teşekkürler ufaklık

nakrargzr: Ufaklık mı

nakrargzr: Umarım minik küçük bir şey olduğumu düşünmüyorsundur senden daha kaslıyım

denizzsayman: Demek minik değilsin ve kaslısın

denizzsayman: O zaman kaslı birilerini aramam lazım

denizzsayman: Teşekkür ederim

nakrargzr: Hay ağzıma yılan işesin ya

nakrargzr: Yeter bu kadar gidiyorum ben

denizzsayman: Tamam kızma

denizzsayman: Sınıfa girip hanginiz nakrarzgr diye soracak halim yok

nakrargzr: Ok

nakrargzr: Neyse zil çaldı gidiyorum ben

Kırdığım potlara bak ya. Yemin ederim kendi sonumu getirmekte üstüme yoktu. 

"Sarp sıçtım ben."

"Ne oldu yine." telefonu eline verdim okuması için çünkü anlatmaya üşeniyordum.

"Aferin sana aptal. En azından hala sen olmadığını düşünüyor."

"Evet, en azından."

Sonrasında bahçeye indik. Toprak Aras'a zorla fizik sorusu çözdürüyordu, Belen de boş boş soruya bakıyordu. İşte sayısal olmanın zorlukları. Onları her görüşümde iyi ki eşit ağırlık seçmişim diyordum. Canım eşit ağırlık aşkım eşit ağırlık.

"Deniz sana bakıyor." Belen düşüncelerimi böldü. 

Deniz'e döndüm ben de. Dört ya da beş metre vardı aramızda, yüzünü çok iyi göremiyordum lenslerimi takmadığım için. Ama hala bana bakıyordu, ıslarla bakıyordu ve ona bakmama rağmen gözlerini benden almıyordu. Kafamı ne var diye salladım. Kalkıp okulun içine girdi. Garip.

***

Sonunda eve gelmiştik ve ben uykudan ölüyordum. Yemek yiyecek halim bile yoktu zaten yattığım gibi uyumuştum. Beklemediğim bir bildirim sesiyle kalktım. Mesajları sessize aldığımı hatırlıyordum. Deniz'dendi. Onu sessize almamıştım evet.

denizzsayman: Beni sevdiğini nasıl anladın

nakrargzr: Nasıl yani

denizzsayman: Baya işte

denizzsayman: Öyle şak diye birden hoşlanıyorum ben bundan galiba mı dedin

nakrargzr: Hayır tabi ki ama

denizzsayman: Aması ne

nakrargzr: Yani ben anlamadım aslında

nakrargzr: Durmadan sana bakınıyordum, seni arıyordu gözlerim, meraklanıyordum seni göremeyince

nakrargzr: Sonra arkadaşım söylendi biraz

nakrargzr: N'oluyor oğlum sana diye öyle anlıyor gibi oldum

nakrargzr: Ama sen eğer karnımda kelebeklenme veya fil tepişmeleri oldu mu diye soruyorsan 

nakrargzr: Olmadı öyle bir şey

nakrargzr: Daha çok kalbimdeki minik bir sızı gibiydin sen

nakrargzr: Çünkü eğer açık olmam gerekirse bizim olamayacağımızı biliyordum

denizzsayman: Neden öyle düşünüyorsun

denizzsayman: Yani en azından biseksüel olduğumu biliyorsundur

denizzsayman: Bu sence de bir artı değil mi

nakrargzr: Evet biliyorum

nakrargzr: Ona rağmen böyle düşünmek daha kötü

nakrargzr: Dövmenin anlamı çok güzel Deniz

nakrargzr: Nereden biliyorsun diyeceksin 

nakrargzr: Biliyorum işte bir yerden

nakrargzr: Bu yüzden çok saygı duyuyorum

nakrargzr: Kimseye çaktırmamaya çalışıyorsun içindekileri ama eskiden onunla yaptığın şeyleri şimdi başkalarıyla yaparken yüzündeki anlık hüzün görülebiliyor

nakrargzr: Çok güzel sevmişsin onu Deniz'im ama çok erken kaybetmişsin

nakrargzr: Ona verdiğin son sözü de biliyorum

nakrargzr: Sadece onu sevebileceğini söylemiştin.

(Görüldü)

Nergis sadakati simgelerdi. Birçok çeşidi vardı aslında ama beyazı daha da bir zarifti. Narcissus papyraceus ise, diğer bir adıyla kağıt beyaz nergisi, nergisin az bilinen bir cinsiydi ve aralık ayının doğum çiçeği olarak nitelendirilirdi. O, aralıkta göç etmek zorunda kalmıştı bu dünyadan. Beraber geçirdikleri iki koskoca yıl sonra aralık ayında hiç istememesine rağmen Deniz'i arkasında bırakıp ayrılmıştı buralardan. Yine bir bildirim sesi.

denizzsayman: Özür dilerim.

******


paperwhite | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin