Bölüm Şarkısı: Halsey-Sorry
nakrargzr: Yine ne oldu Rüzgar'la aranda
denizzsayman: Yok bir şey
nakrargzr: Kafana estiği için mi yumrukladın çocuğu yine
denizzsayman: Sana ne oğlum Rüzgar'dan
denizzsayman: Ne bu merak yani
denizzsayman: İkide bir Rüzgar da Rüzgar
nakrargzr: Tamam yiğidim kızma
nakrargzr: Sormam bir daha
nakrargzr: Eee ne yapıyorsun
denizzsayman: Sence?
nakrargzr: Büyük ihtimalle tarih dersinde sıkıntıdan patlıyorsun?
denizzsayman: Doğru tahmin
denizzsayman: Aynı sınıfta mıyız
denizzsayman: Yoksa ders programımı mı biliyorsun
nakrargzr: Hayır aynı sınıfta değiliz
nakrargzr: Ve yine hayır ben daha kendi ders programımı bilmiyorum pxşşğxskpğpl
denizzsayman: E o zaman?
nakrargzr: Tarihçiyi gördüm sizin sınıfa girerken ehehe
denizzsayman: Senin dersin ne
nakrargzr: Edebiyat :/
denizzsayman: Sevmez misin
nakrargzr: Aslında konuşmayı falan severim edebiyat hakkında ama bu divan edebiyatı kısmı beni çok sıkıyor
denizzsayman: Kim giriyor sizin derse
nakrargzr: Normalde Sema hoca giriyor ama rahatsızlandığı için gelmemiş Tugay hoca giriyor o yüzden
denizzsayman: Sema hoca sadece Rüzgarların sınıfına giriyor diye biliyorum
denizzsayman: Stajyerliğini yapıyor diye tek bir sınıf vermişlerdi ona
Hassiktir. Deniz bunu nereden biliyordu ki? Boşluğuma denk gelmişti ve bilebileceğini hiç düşünmemiştim.
denizzsayman: Rüzgarlarla aynı sınıftasın yani ve benden küçüksün
nakrargzr: Evet
denizzsayman: Sınıflarında neredeyse 16 erkek var sanırım
denizzsayman: Rüzgar veya Sarp olmadığını bildiğime göre geriye 14 kişi kalıyor
denizzsayman: İşimi kolaylaştırdığın için teşekkürler ufaklık
nakrargzr: Ufaklık mı
nakrargzr: Umarım minik küçük bir şey olduğumu düşünmüyorsundur senden daha kaslıyım
denizzsayman: Demek minik değilsin ve kaslısın
denizzsayman: O zaman kaslı birilerini aramam lazım
denizzsayman: Teşekkür ederim
nakrargzr: Hay ağzıma yılan işesin ya
nakrargzr: Yeter bu kadar gidiyorum ben
denizzsayman: Tamam kızma
denizzsayman: Sınıfa girip hanginiz nakrarzgr diye soracak halim yok
nakrargzr: Ok
nakrargzr: Neyse zil çaldı gidiyorum ben
Kırdığım potlara bak ya. Yemin ederim kendi sonumu getirmekte üstüme yoktu.
"Sarp sıçtım ben."
"Ne oldu yine." telefonu eline verdim okuması için çünkü anlatmaya üşeniyordum.
"Aferin sana aptal. En azından hala sen olmadığını düşünüyor."
"Evet, en azından."
Sonrasında bahçeye indik. Toprak Aras'a zorla fizik sorusu çözdürüyordu, Belen de boş boş soruya bakıyordu. İşte sayısal olmanın zorlukları. Onları her görüşümde iyi ki eşit ağırlık seçmişim diyordum. Canım eşit ağırlık aşkım eşit ağırlık.
"Deniz sana bakıyor." Belen düşüncelerimi böldü.
Deniz'e döndüm ben de. Dört ya da beş metre vardı aramızda, yüzünü çok iyi göremiyordum lenslerimi takmadığım için. Ama hala bana bakıyordu, ıslarla bakıyordu ve ona bakmama rağmen gözlerini benden almıyordu. Kafamı ne var diye salladım. Kalkıp okulun içine girdi. Garip.
***
Sonunda eve gelmiştik ve ben uykudan ölüyordum. Yemek yiyecek halim bile yoktu zaten yattığım gibi uyumuştum. Beklemediğim bir bildirim sesiyle kalktım. Mesajları sessize aldığımı hatırlıyordum. Deniz'dendi. Onu sessize almamıştım evet.
denizzsayman: Beni sevdiğini nasıl anladın
nakrargzr: Nasıl yani
denizzsayman: Baya işte
denizzsayman: Öyle şak diye birden hoşlanıyorum ben bundan galiba mı dedin
nakrargzr: Hayır tabi ki ama
denizzsayman: Aması ne
nakrargzr: Yani ben anlamadım aslında
nakrargzr: Durmadan sana bakınıyordum, seni arıyordu gözlerim, meraklanıyordum seni göremeyince
nakrargzr: Sonra arkadaşım söylendi biraz
nakrargzr: N'oluyor oğlum sana diye öyle anlıyor gibi oldum
nakrargzr: Ama sen eğer karnımda kelebeklenme veya fil tepişmeleri oldu mu diye soruyorsan
nakrargzr: Olmadı öyle bir şey
nakrargzr: Daha çok kalbimdeki minik bir sızı gibiydin sen
nakrargzr: Çünkü eğer açık olmam gerekirse bizim olamayacağımızı biliyordum
denizzsayman: Neden öyle düşünüyorsun
denizzsayman: Yani en azından biseksüel olduğumu biliyorsundur
denizzsayman: Bu sence de bir artı değil mi
nakrargzr: Evet biliyorum
nakrargzr: Ona rağmen böyle düşünmek daha kötü
nakrargzr: Dövmenin anlamı çok güzel Deniz
nakrargzr: Nereden biliyorsun diyeceksin
nakrargzr: Biliyorum işte bir yerden
nakrargzr: Bu yüzden çok saygı duyuyorum
nakrargzr: Kimseye çaktırmamaya çalışıyorsun içindekileri ama eskiden onunla yaptığın şeyleri şimdi başkalarıyla yaparken yüzündeki anlık hüzün görülebiliyor
nakrargzr: Çok güzel sevmişsin onu Deniz'im ama çok erken kaybetmişsin
nakrargzr: Ona verdiğin son sözü de biliyorum
nakrargzr: Sadece onu sevebileceğini söylemiştin.
(Görüldü)
Nergis sadakati simgelerdi. Birçok çeşidi vardı aslında ama beyazı daha da bir zarifti. Narcissus papyraceus ise, diğer bir adıyla kağıt beyaz nergisi, nergisin az bilinen bir cinsiydi ve aralık ayının doğum çiçeği olarak nitelendirilirdi. O, aralıkta göç etmek zorunda kalmıştı bu dünyadan. Beraber geçirdikleri iki koskoca yıl sonra aralık ayında hiç istememesine rağmen Deniz'i arkasında bırakıp ayrılmıştı buralardan. Yine bir bildirim sesi.
denizzsayman: Özür dilerim.
******
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paperwhite | bxb
Teen Fictionnakrargzr: Demek minik bebeğimiz omzuna nergis dövmesi yaptırmış. denizzsayman: Minik? denizzsayman: Bebeğimiz? nakrargzr: Aa özür dilerim yanlış yazmışım. denizzsayman: Önemli değil. nakrargzr: Bebeğim diyecektim. :)