•16

1.6K 104 13
                                    

Bölüm Şarkısı: 5SOS-Ghost of You

Hafta sonu çabuk geçmişti ve ben düşüncelerimi toplamayı başarmıştım. Ölümüne istiyordum Deniz'le konuşmayı biraz korkum vardı evet ama onunla konuşmazsam bu korkunun geçmeyeceğini anlamıştım. Okula giderken içimdeki tedirginlik yavaş yavaş büyüyordu ve aklım bulanıyordu. Zar zor toparladığım düşüncelerin hepsi teker teker aklımdan gidiyordu ve Deniz'le ne konuşmak istediğimi bile unutmuştum.

"Deniz konusunda... Ne yapmayı düşünüyorsun? Konuşacak mısın onunla?"

"Sanırım, yani konuşmayı düşünüyorum. Ama önce Aras ve Sarp'la konuşmam daha iyi olur galiba."

"Haklısın. Bir süredir hiçbir şeyden bahsetmiyorsun onlara."

***

"Olaylar böyle işte gençler. Sizce ne yapmalıyım?"

"Önemli olan bizce yapman gereken değil." dedi Aras.

"Önemli olan senin ne yapmak istediğin." diye devam etti Sarp.

"Biz seni her türlü destekleriz. Ama ne olur artık birbirinizi yumruklamayın."

"Sanırım onunla konuşmam gerekiyor."

"Ne bekliyorsun git konuş."

"On dakikalık teneffüsten daha fazlasına ihtiyacımız var konuşmamız için."

"Çıkışta seni beklemeyelim o zaman."

"Zaten farklı yerlere gidiyoruz beklemenize gerek yok."

"Akşam size geliyoruz."

"Peki bundan şeyin haberi var mı, benim?"

"Yoo. Ama Toprak'ın var."

"Lahmacun çekti canım dedim bari beleşe getireyim yemeği." dedi nereden çıktığını bilmediğim Toprak. 

"Eve davet ettiğinde bir şeyler çevirdiğini anlamıştım. Hayrına çağırmaz bu bizi."

"Onu bırakın da anlattı mı Rüzgar size onu söyleyin."

"Anlattım. Konuşacağım Deniz'le okuldan çıkarken."

"Peki, birbirinizi üzmeyin."

"Tamam anneciğim."

"Dalga geçme benimle."

***

rzgrarikann: Çıkışta konuşabilir miyiz

rzgrarikann: Yani tabii eğer sen de istersen

rzgrarikann: Ve müsait olursan

rzgrarikann: Müsait olmazsan sorun olmaz

rzgrarikann: Sonra da konuşabiliriz yani

denizzsayman: Müsait olurum Rüzgar

denizzsayman: Konuşabiliriz :))

rzgrarikann: Pekala 

rzgrarikann: Kapıda beklerim seni

denizzsayman: Tamamdır

***

Elim ayağıma dolaşmış dudaklarımı ısırarak Deniz'i bekliyordum. Son günlerde çok yapmıştım bunu o yüzden durmadan dudaklarım kanıyordu. Sonunda karşıdan gelen Deniz'i görmemle bakışlarımı kapıdan yere indirdim.

"Çok bekletmemişimdir umarım."

"Beklemedim çok."

"Peki." kafamı kaldırıp ona bakınca elini kaldırıp dudağıma götürdü. Elini çekerken konuşmaya devam etti.

"Dudağın kanıyordu." Deniz'im öyle ani de yapılmaz yani. Ufak çaplı kalp krizinden sonra konuşmayı akıl edebildim.

"Iı şey, teşekkürler."

"Burada mı konuşacağız?"

"Sanırım burası pek uygun olmaz."

"Pekala, yürüyelim o zaman." nereye gittiğini bilmeden takıldım peşine. Bir süre konuşmadan yürüdükten sonra sessizliği ilk o bozdu.

"En son korktuğunu söylemiştin. Benimle konuşmaya nasıl ikna oldun?"

"Düşünmek biraz iyi geldi sanırım."

"Anladım. Oturalım mı?" etrafı yeşillikli ortası açık piknik alanı gibi bir yere gelmiştik. Havalar serin olduğundan pek kimseler yoktu. Hatta bomboş denecek kadar az kişi vardı. Kimse oturmuyor sadece yolunun üstü olanlar geçiyordu. Başımı sallayıp gösterdiği yere oturdum. 

"Deniz seninle konuşmak istediğim çok şey var. Bana anlatmanı istediğim çok şey var. Ama nasıl başlayacağımı, hangi soruları sormam gerektiğini bilmiyorum."

"Ben anlatmaya başlasam olur mu?" cevap vermeden devam etmesini bekledim.

"Senin beni reddettiğin zaman çok kalbim kırılmış hissetmemiştim açıkçası. Sonrasında Emir'le tanışınca da senin, okula yeni başladığımız için sadece dikkatimi çektiğini düşünmüştüm. Zaman geçtikçe olaylar hep birbirini takip etti. İşte Emir bana duygularından bahsetti, çıkmaya başladık, daha da yakınlaştık yavaşça onu onun beni sevdiği anlamda sevmediğimi anladım ama çoktan bir seneyi bitirmiştik. Geri kalan yaklaşık bir yılın nasıl geçtiğini inan ben bile anlamadım. Tek bildiğim aklımın hâlâ sende olduğuydu.

Bir gün geldi işte benimle konuştu ayrılmamız gerektiğinden bahsetti. Duygularımı fark ettiğini söyledi. Ne diyeceğimi bilemedim karşısında sus pus oturdum. Beni, bizi anladığını söyledi. Çok iyi kalpliydi hiç kötülüğümüzü düşünmemişti. Hastanede söylediklerim de bir nevi bu yüzdendi. Ben seninle konuşmayı, sana yazmayı, yanına gelmeyi çok istedim. Ben de bunlardan korktum. Onun mükemmel bir insan olmasına rağmen ona doğruları söyleyemediğim için korktum. Ama sen," bir süredir bana bakmayan gözlerini bana çevirerek devam etti sözlerine,

"iyi ki bu düşünceleri atlatıp bana yazdın. Benim de bu düşünceleri atlatmamı sağladığın için teşekkür ederim." bu sefer tüm vücudunu bana çevirerek dudaklarından duymaktan asla bıkmayacağım kelimeleri çıkardı,

"Seni seviyorum Rüzgar." ve bana yaklaşarak yumuşak dudaklarını benim yaralı dudaklarıma bastırdı.

******



Mutluyum çok hehehe.


paperwhite | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin