0.1

2.9K 54 112
                                    


"Uhm... Atsumu-san..?

4 etti değil mi? Daha kaçınızı reddetmem gerekiyor acaba.

Miyalar her zamanki yerlerinde öğlen yemeklerini yerken, onlara eşlik eden Suna'yla beraber oturdukları masada, aynı gün içinde yanlarına gelen altıncı kıza bakıyorlardı.

Bir gün içinde, sürekli bilmem kaç farklı kız gelir ve üçlüden birisine çıkma teklif ederdi. Ve şu an ki kız, Atsumu için bu gelen dördüncüydü.

"Ş-Şey, Atsumu-"

"Miya-san diyeceksin."

Suna'nın çıkışması ile küçük kıkırtısını ortama sunan Atsumu ve olaya hala kayıtsız kalan Osamu ile, kız daha da gerilmiş ve olduğu yere sinmişti.

"Suna'yı takma sen, Atsumu desen de olur."

Sonunda saniyelerdir tuttuğu nefesini az da olsa bir rahatlıkla veren kız ile birlikte Suna, Atsumu'nun dediği şeyle homurdanarak yemeğine dönmüş ve ikiliyi konuşacak tek kişiler olarak bırakmışlardı.

"Şey, Atsumu-san.. bir şey soracaktım."

"Hm?"

Önüne dönmüş ve ağzına takoyakisinden bir tane attıktan sonra, ağzı dolu ve yanağı şiş bir şekilde cevap vermişti Atsumu. Kızın ise, Atsumu'nun bu şekilde ne kadar tatlı olduğunu düşündüğü her halinden belli oluyordu. Böyle şeyleri anlamak için insan sarraflığına gerek yoktu sonuçta.

Kızın tepkisi ile Suna rahatsızca yerinde kımıldanmış, Osamu ise derin bir nefes alıp elindeki onigiriyi bırakarak başını masanın üzerindeki kolları arasına saklamıştı.

"Atsumu-san'ın hoşlandığı birisi... var mı acaba?"

Osamu'dan gelen yüksek homurtu sesinin ardından, kız hariç herkes ne olduğunu anlamış gülerken, Atsumu ağzındaki bitirmiş bir şekilde gülümseyerek kıza yeniden dönmüştü.

"Aslında var."

"A-ah! Çok üzgünüm, bilmeliydim! Ş-Şey... kimdi... acaba..?"

O sırada Suna yüzündeki uğursuz ifadesi ile durumdan oldukça rahatsız olan Osamu'yu dürterek başını kaldırmasına sebep olmuştu. Herkes büyük heyecanla, daha çok Osamu'nun ordan kaçma isteğini bastırmaya çalışmasıyla, Atsumu'nun cevabını beklerken, Atsumu dişlerinin her birini kıza sunacak şekilde sıcacık gülümsemişti.

"O benim!"

Cevapla beraber öksürük krizine giren Osamu ve içtiği suyu gözleri sonuna kadar açık şekilde tüküren Suna, Atsumu'ya şokla bakarken, kızın ağzı açık kalmıştı.

"...eh?"

Kıza olan gülümsemesi sıcak bir auradan, cürretkar var aşağılayıcı bir hal alırken bir yandan da ayağa kalkıp ona yukarıdan bakan Atsumu'yu korkan gözlerle izleyen kızın durumu için hep beraber Benzaiten'e, uzun ömür vermesi için dua edebiliriz.

Kollarını göğsünde bağlayıp histerik bir kıkırtıyla gözlerini kırpmasının ardından kızın aşağıda kalan yüzüne doğru eğilen Atsumu, iyice yaklaşmasının ardından dominant olan sesini takınıp hafif yüksek sesle fısıldamıştı.

"Yani diyorum ki, senin gibi küçük bir sürtük benim dikkatimi çekemez. Eğer beni tatmin edebilecek bir seviyeye gelmek istiyorsan, ben olman gerekir küçüğüm."

Büyük olasılıkla kendisinden bir yaş küçük olan kızın korku ve göz yaşı ile dolan gözleri ile birkaç adım gerilemesini ve sonra da tamamen ortamı terk etmesinin ardından, Osamu yüzünü kapatmış şekilde hızlıca uzaklaşmıştı.

"Samu!"

Arkasından bağırsa bile, tam yerinden kalkıp peşinden gidecekken kolunu tutan Suna ile yeniden durmuş ve yerine oturmuştu.

"Pis egoist."

Suna'nın homurdanmasına rağmen sinirini bozmadan gülümsemeye devam etmişti Tsumu. Nedenini kimse bilmese de içine girip kapıyı kilitlediği tuvalet kabininin kapısına dayanmış olan Osamu'da sırıtışına engel olamıyordu. Şanslılardı ki, kimse ne olduğunu anlamamıştı...













__________________________

Ne olduğu hakkında tahmininiz varsa alabilir miyim <3








my dear self || atsuosaWhere stories live. Discover now