Uçurumum • Part 5
Toprak ;
Hayat ince bir çizgiden ibaret, o çizginin ilerisinde azrail kucak açmış bekliyor beni. Yaşamak ve ölüm arasında ki o ince çizgideyim, bir adım geri gitsem yaşam kucaklayacak beni, bir adım ileri gitsem azrail tutup çekecek yakamdan. Halbuki bir zamanlar arzularım vardı,
Hayallerim
Heveslerim
Nefeslerin
Yaşamlarım..
Şimdi hepsinden yoksulum, kalbim soruyor bana yaşamak mı istiyorsun gerçekten? Bu cehennemde ruhunu yakmak yetmedi mi?
Son bir sözüm var hayata,
Kalbime
Beynime
Beni bu hale getirenlere;
Size inat yaşam savaşını ben kazanacağım.Okyanus;
Hayat bütünü ile denge tahtasının üstünde dengede durabilmekti. Ben ise hiç bir zaman dengede duramamış sürekli yere çakılıp durmuştum. Yaşamanın ve ölmenin arasında gidip geliyordum, halbuki avaz avaz sessizce ölmeyi diliyordum. Bir zamanlar, bir zamanlar sadece yaşamak istiyordum.
Mutluydum
Hayallerimin peşindeydim
Güçlüydüm
Küçük bir kız çocuğuydum
Babasının prensesiydim
Annesinin güzelliği..
Şimdi herkes için hiç kimseyim, ne için yaşadığımı bile bilmiyorum. Ona kavuşmak istiyorum ama bir yanım daha zamanı değil diyordu.
Fakat ben bu seferde düştüğüm yerden kalkacaktım,
Her zaman öyle olmamış mıydı?
Düştüğüm gibi kalkmış, kalktığım gibi yenilmiştim.
Yinede pes etmemiştim, şimdi etmemeliydim. Daha vakti değildi, herkese göstermeliydim.
Herkesin bilmesi gereken bir şey var özelliklede benim;
Kalbimin
Beynimin
Hayatımın
Evet herkes bilsin, herkes duysun, herkes öğrensin;
Bu yaşam savaşını ben kazanacağım!Uçurumum • Part 6
Sadece ufak bir an ile son nefesini veriyor insanlar,
Onun gözlerinden anladım..
Her şey film şeridi gibi canlanmıştı gözlerim önünde, gözlerim kapalıyken nasıl görebiliyordum bunca şeyi?
Ormanın içinde koşmalarım
Karanlık odalarda sessizce ağlamalarım
Kemer ile dövülüşlerim
Saçlarımın birer birer kesilmeleri
Psikolojik olarak şiddet görmelerim
Aşağılanmalarım, itilip kakılmalarım
Evimin ateşlere sarılması..Ve;
Uçurumun en yüksek kesiminden yağan yağmurla birlikte denizin içine düşüşüm. Ölmek için savaşan benliğim bu sefer yaşamak için çırpınışlarım. Nefesimi tutmak, su içinde gözlerimi açıp peri kızını seyretmek aynı zamanda onu tutup denizin içinden çekip çıkarmak.
Ne yapıyorsun? Ölemezsin, daha beni tanımadın demek geliyor içimden. Halbuki aramızda bir gemi geçebilecek kadar mesafe var ve gözlerimiz birbirine kilitlenmiş bir halde. Aklımdan geçen bir cümle;
"Yaşamak ölümdendir, ölmek senin uğrunda yaşamaktır."
Esasında tanımadığım bir kızın bunları söyletmesi daha da yaşamak için heveslendiren beni. Buradan onu yaşar bir şekilde çıkaracaktım, ölmem gerekse bile son nefesimi alamasam bile. Hızla yüzerek yanına yaklaşmıştım, ellerini uzatmıştı bana. Gözlerimi bir saniyeliğine kapatıp açmamla benden uzaklaşına şahit oldum, gözleri yardım et der gibi çığlık atıyordu. Ellerini tutmaya çalıştıkça biraz daha geriliyordu beni, daha hızlı hareket etmem gerektiğini kendime telkin edip daha hızlı yüzmeye başladım.Ellerini tutamamıştım, alamadığım nefesim daha fazla suyun altında kalmama izin vermiyordu, gözlerim açık kalmakta güçlük çekiyordu o ise benden uzaklaşabildiği kadar uzaklaşmıştı. Sadece bir gemi değil onlarca gemi geçebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUMUM
Teen FictionSisli ve yağmurlu bir günün ardından çıkan, gökkuşağı gibi hayat bulsun yaşamımız.. >>>>> Aynı zamanda farklı duygular altında ezilen iki gencin hikayesi. Ölüm savaşının, yaşam savaşına dönüşmesinin hikayesi. Okyanus ve Toprağın birleşme hikayesi...