Mevsimlerden kış. Ben yine yalnız. Ellerim yine soğuk. Dışarda yağmur, parmaklarımın arasında sigara, aklımda aptallıklarım, kalbimde ise geri dönmeyecek biri. Kışın neden yalnız kalıyorum anlamıyorum. Yediğim bedduaların tahsilatları kışın oluyor galiba. Yoksa bu yalnızlığın başka açıklaması olamaz. Yalnız uyumaktan nefret edenlerdenim. Ama bi o kadar da yalnız uyuyanlardan. Daha doğrusu uyuyamayanlardan. Uykuya aşık bi insan neden uykunun en tatlı saatlerinde yağmur sesiyle hüzünlenir yine anlamıyorum. Galiba ben bi çok şeyi anlamıyorum. Yada çok sonradan anlıyorum ve biraz geç oluyor sanırım doğru adımlar için. Kendimle çelişiyorum çoğu zaman. Doğru adım nedir? Bi insan için doğru yada yanlış geçici bi histen fazlası değil. Bugün doğru yarın yanlış. Çok fazla sorguluyoruz. Çok fazla detaylara iniyoruz. Çok çabuk vazgeçiyor, çok çabuk bağlanıyoruz. Yanlışlarımızdan utanıyor doğrularımızla gururlanıyoruz. Yarın o yanlışlar doğruya terfi ettiğinde utanç boşluktan başka birşey olmayacak. Çok övündüğümüz doğrular sert bir rüzgar gibi yüzümüze vuracak yanlışla yer değiştirince. Doğru yada yanlış yok. Kabullen artık bunu aptal zihnim. Sen sadece mutluluğu bulamayıp aptalca bahaneler üreten bi varlıksın. Mutluluk nedir? Gülüp eğlenmek mi? Yada istediğin yerde olmak. Bunlar da geçici. 5 yıl sonra olduğun yeri sevecek misin yoksa hala şikayetçi olmaya devam mı edeceksin hayattan! Ne istiyorsun? Ev, araba, iş, kariyer.. İstediğin her ne boksa siktir et. Yarın öleceksin. Arabanın, evin, yada kariyerinin sana katacağı hiçbirşey olmayacak. Kabul ediyorum konforlu bi yaşam için belirlemen gereken bi yol, ilerlemen gereken bi çizgi var. Ama şöyle düşün o çizgi simsiyah ve yalnız yürüyebileceğin bi çizgi. Etrafındaki insanlar rengarenk çizgiler çizip renkli yollarda yarınsız ve mutlulular. Son diye birşey yok çünkü. Onlar sonunu düşünmeden kendi hayatlarını renklendiriyorlar. Sen ne zamana kadar aptal siyah çizgiden dışarı çıkmamaya özen göstereceksin? Sarsıl ve kendine gel. İstediğin bu değil. İstediğim bu değil. Hoşlanmadığın şeyleri yap. Farklılık mutluluk getirir çünkü. Bilmediğin bi yemeğin tadı hep damağında kalır. Çık dışarı ve şu aptal yağmur damlalarıyla dalga geç. Onların gücü seni üzmeye yetmesin. Her yağmur tanesi vücüduna değdiğinde bi kez daha gülümse. Hafızanda kalıplaşmış bazı anlar var sil at hepsini. Yağmur hüzün değil eğlence olsun. Aşık olmak için birine bağlanma. Kendin için sev, kendin için yaşa. Bitince gitti diye üzülme. Hayatın boyunca kalbinde ağırladığın insanlar yük olmaktan çıksın artık. Boşalt şu içindeki kendine acıma duygusunu. Bırak şu gidenler için üzülmeyi, sevmeyenler için ağlamayı. Sen bu değilsin. Sen sana iyi geldiği için hayatına aldığın insanların, bi zaman sonra seni üzmesine izin verme. Hayatına girmesi için müsaade eden sendin. Yaşadın bitti. Yağmur yağdı ve bitti. Geride ne kaldı biliyor musun? Toprak kokusu. En sevdiğim. Gecelerde bitiyor 3,5 saate. Herşey bi döngü içinde. Bi çark düşün başında mutsuzluk var sonlara doğru mutluluk görünüyor. O çark bir yerde tutuklu kalmıyor. Herşey kendini tekrarlıyor. Lütfen kalk ve o camı aç. Seni yalnız olduğuna inandıran o yağmurla alay et. Et ki yağmurun sana aşıladığı yalnızlık hissinden kurtul. Sen güçlüsün. Ve yarın hiçbirşey düzelmeyecek. O yüzden bugün bokunu çıkarmanın tam zamanı...
