Gökhan Kırdar, Yağmur
💲
''Benim için dans et, bunlar senin olsun,'' dedi.
Gülümseyerek bakıyordum ona. Tecrübeli bir raqqase gibi parmak uçlarına yükselip, usulca, kıvrılarak yaklaştım ona. Tam karşısında durup, ''Senin için dans edeceğim,'' dedim ve bakışlarımı elindeki paralara çevirdim, ''ama bu dolar desteleri için değil,'' diyerek yeniden tutku dolu gözler ile onun orman yeşili gözlerine baktım. ''Ve bugün değil Akın, düğün gecemizde.''
''Bunu hatırlatırım,'' dedi.
''Unutturma,'' dedim ve yanından geçip gülerek mutfağa doğru ilerledim.
''Yine kaçıyorsun,'' dedi arkamdan, ''ama kendi ayaklarınla bana geldiğin o gün, seni hiç bırakmayacağım...''
Bu sözler beni öylesine yükseltti ki, bir anlığına parkelerin üzerinde değil de, bulutların üzerinde yürüyormuş gibi hissettim. Bana tam olarak böyle hissettiren ilk erkekti ve onun ilk aşkı olmak hoşuma gidiyordu.
Mutfak masasındaki yerimi aldım ve ılıklaşan çorbayı içmeye başladım. Az sonra o yanıma yaklaştı ve eğilip yanağımı öptü, gülümseyerek ona baktım. Masanın diğer tarafına geçip kahve makinesine yanaştı. Kendine kahve yaparken, bir yandan da benimle sohbet ediyordu.
''Sana bir şey soracağım,'' dedi.
Ağzımda beklettiğim çorbayı yutup, ''Sorabilirsin,'' dedim.
''Kolundan yaralandığın o geceyi hatırlıyor musun? Ulvi'nin evinde.''
''Evet, tabii, hatırlıyorum,'' diyip, devamında pür dikkat kesildim acaba ne diyecek diye. Hatta yalvardım içimden, lütfen düşündüğüm gibi bir soru yönlendirmesin diye.
Bana arkası dönük kalmaya devam ederken, ''O gece ne oldu Nalân?'' diye sordu ve ben hayal kırıklığına uğradım.
''Ne demek ne oldu?'' diye sordum.
''Aranızda ne geçti işte,'' dedi.
Kaşlarımı çattım. ''Akın, ne demek istiyorsun? Açık konuş.''
Bir süre sustu. Makinenin altına koyduğu fincanın dolmasını bekliyordu.
''O gece Ulvi seni gece kulübünden kaçırmış, bunu biliyorum,'' dedi.Hemen, ''Kaçırmadı,'' dedim, ''ben kendi isteğimle gittim onunla. Sen de taktir edersin ki, o zamanlar aramız böyle iyi değildi. O bana teklif etti ve ben de kabul ettim.''
''Kendi isteğinle gittiğin için sevinmeli miyim Nalân? Ne yaşadınız o gece? Yani,'' sanki çok zorlanıyormuş gibi bir hâli vardı. Kahve tamamen bahaneydi, o, yüzüme bakamıyordu. Çünkü bana arkadaşıyla yatıp yatmadığımı soruyor, biz nişanlanmadan evvel bunu kesinleştirmek istiyordu.
''Sor, sor,'' dedim, ''çekinme hiç... Ulvi ile yattın mı de, sen hırsızlığı, katilliği yakıştırmışsın bana, bir bu kalmıştı Akın... Arkadaşınla, üstelik evli bir adamla yatmayı da yakıştır bana...''
Sustu ve beni asıl yaralayan şey de onun susması oldu. ''Sana inanamıyorum,'' diyerek dudaklarımı peçete ile sildim ve ayağa kalktım. ''Ne var biliyor musun, bu olay çözülmeden sen bana hiç güvenmeyeceksin. O yüzden teklif ediyorum,'' diyerek yüzüğü çıkarıp masanın üzerine bıraktım. Bu sesi duyup arkasını döndü ve donup kalarak bana baktı. Kahve taştı, umrumuzda bile olmadı. ''Sen bana tamamen güvenene kadar, sen gerçek hırsızı ve Sara'nın gerçek katilini bulana kadar, bu yüzüğü takmayacağım.'' Arkamı dönüp mutfak kapısına doğru ilerledim. Son anda durup arkamı döndüm ve onun gözlerine baktım. ''Ve biliyor musun, o gece Ulvi ile yattım. O zamanlar aramızda bir şey yoktu ve senin, bunun bir ihanet olmadığını kabuk etmeni bekleyeceğim,'' dedikten sonra ondan hızlı adımlarla uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÂLİM (KİTAP OLDU)
General Fictionİlk kitap Odessa Yayınevi ile kitaplaştırılmıştır. "Sen nasıl bir insansın ya?!" Diye bağırdım. "Böyle biriyim, çünkü sen kibarlıktan anlamıyorsun." Kendimi tutamadım ve yüzüne tükürdüm. Gözlerini kapatıp açtı ve ensemi bırakıp, polisler gelmeden ön...