Saatler geçiyordu.
Ben kararımı vermiştim. Bir kaç tane eşyamı toplamıştım. Suliya yanıma geldi. Buruşmuş elleriyle, ellimi tutu."Ben sana inanıyorum... defa ağacı çok parlıyor. Ve yeni bir madde geldi."
Bu bir işareti. Belkide karnımdaki bu bebek kararımı destekliyordu.
"Geçmişte yaşanan şeyler geleceği temsil eder."
"Üç bilgede gitmemi doğru buldu. Ama halk dünyadaki insanlara güvenmiyor."
Defa ağacının bana yardım etmesi gerekiyordu.
Bu yeni madde bir işaret olabilirdi.
"Herkes seni bekliyor. Git güzel bir konuşma yap"
Suliya bana güç veriyordu. Halkımla konuşmak kolaydı. Zor olan yamanı tekrar görmemdi.
Emin ve güçlü adımlarla dışarı çıktım.
"Sevgili halkım! Hepiniz beni tanıyorsunuz. Ben aranızda en zayıf olandım. Hepinizin özel bir gücü varken benimki yoktu. Bunun nedenini hiç düşündünüz mü? Beni dinleyin, çok eski bir zamanda hales adında biri varmış. Çoğunuz biliyordur..."
Halkım kendi arasında fısıldaşmaya başladı.
"Hales mi?"
"Şu ilk koruyucu olan"
"Uzayistlerin babası olan"Afra tek hareketiyle onları susturdu.
"Halesin fotoğrafı yamana çok benziyor. Ve bende halesin karısına çok benziyorum. Bu karnımdaki bebek kötü, ve Bu hepimizin sonu olabilir. Bunu biri durduracaksa o da bebeğin babasıdır. Kötü arayıcıları benden çok siz iyi biliyorsunuz. Şimdi size söylüyorum. Ya ölüm ya da gelecek seçim sizin. Defa ağacı "geçmişte yaşanan şeyler geleceği temsil eder" diyor. Yani kurtuluşumuz bu dünyalıya bağlı. Seçiminizi seçin" dediğimde etraf sessizliğe böründü.
Halkım için onu görmeye gidiyordum.
Ben yine fedakarlık yapıyordum.
Hepsi bir ağızdan
"Gelecek!"
"Gelleeecekk" diye bağırmaya başladı. Yine o eski kapıdan geçecektim."Nasıl geri dönücez."
"Bu sefer buğdaylı kolyeyle geri dönüceksiniz. Yamana güvenebilir miyiz? Bilmiyorum ama başka çaremiz yok. Dikkatli ol..."Bilge afra bana çok iyi davranıyordu. Babam mahri yanıma geldi.
"Kendine dikkat et, ve en kısa zamanda gel. Ben bu sefer inanıyorum. Her şey yoluna girecek."
Umarım...umarım öyle olur. Babam mahriye sarılmak istiyordum. Ama yapamazdım.
Bu eski kapıdan içeriye girdim.
Yaman bana yardım edecek miydi?
Ben onu affetmemişken yanına gidiyordum. Yine aynı şeyleri yaşıyordum. Acaba dünyada şuan tarih kaçtı. Ben yamanı kaç aydır görmüyordum?Evime geldiğimde heycandan ellim ayağım titredi. İlk seferimde çok ağlamıştım. Ama sonra alışmıştım.
Parlayan kapı yine duvar oldu.
Odaları gezdim, ben burayı çok özlemiştim. Ev çok sessizdi.Yatak odama girince, kıyafetlerime sarılmış biri uyuyordu. Bu düşündüğüm kişi değildi, değil mi?
Yavaş adımlarla yanına gittim. Kalbimin içine bir sıcaklık girdi. Bu yamandı. Kıyafetlerimi koklayarak uyumuştu. Ellinde kırdığım kolyem vardı.
Yüzüne saatlerce baktım. Özlemek ne kadar zordu böyle. Ben onu çok özlemişim. Ellerimle karnımı tutum.
Senin parçanı, içimde taşırken seni hiç unutamadım ki...Bebeğim, babasını hissetiği için mırıldanıyordu. Galiba o da mutluydu.
Yavaşça yanına yaklaştım. Onu bu kadar severken affedemiyordum...
Aşırı sigara kokuyordu.Örtüyü yavaşça çektim ve sırtına baktım. Siyah renginde "N" harfi vardı. Hemen örtüyü ellimde bıraktım. Bu nasıl olurdu.
Ben dalgın bir şekilde durunca biri ellimi tutu.
Ellimi hemen çektim, tam gidicektim arkamda bir el beni kendine çekti."Seni çok özledim... geri gelmiyeceksin diye çok korktum. Geldin artık seni bırakamam" beni kendine döndürdü. Yüzüme dokundu.
"Sen gerçeksin değil mi? Bu bir rüya değil."
Hemen ellini ittim. Ve yataktan çıktım.
Soğuk bir şekilde;
"Sana anlatmam gereken şeyler var."dedim.
Uzun uzun yüzümü inceledi.Gerçekten gözlerine bakınca beni özlediğini görebiliyordum.
Hemen üstüne bir tişört giyinip yanıma geldi ve sarıldı.
Ben ona sarılmadım.
"Sen gerçeksin... hiç gitme olur mu?"
Sesi ağlamaklıydı, etkilenmemem lazımdı. Onu hemen kemdimden uzaklaştırdım. Benim canımı acıtan o sözleri unutamıyordum."Evimde ne arıyorsun! Sana kim bu hakkı veriyor. Sakın bir daha bana dokunma!" Diye bağırdım.
İçimdeki kırgınlığı unutamıyordum.
"Nerrisa lütfen...lütfen beni birazcık dinle"
Ona bu şansı vermiyecektim.
"Bak bir gerizekalılık yaptım. İddiaya girdim ama bilmediğin şeyler var. Ben daha baharın gerçek yüzünü bilmiyordum. Sadece ceyhunu sinirlendirmek için onları söyledim."O gün yaşanan her şey gözümün önüne geliyordu.
"Beni kullandın..."dedim. Ve öfkeli bir şekilde ona vurdum.
"Baharın gerçek yüzünü öğrenince mi vazgeçtin? Sen bok herifin tekisin. Seni affetmiyorum. Anladın mı?"
"Sadece ceyhunun canını yakmak istedim çünkü sürekli senin etrafındaydı. Bahar sadece bahaneydi. Senin üzerine iddiaya girecek kadar kötü bir insan değilim. Evet Ben seninle birlikte oldum, ama Bunu iddia için değil, seni sevdiğim için yaptım. Bir türlü kendime itiraf edememişim... seni ne kadar çok sevdiğimi"
Gerçekten beni seviyor muydu?
Onu bu kadar kolay affetmiyecektim."Bak beni iyi dinle, bu duyacakların sana saçma gelebilir ama anlatacağım her şey gerçek. Ben buraya hiçbir zaman gelmeyi düşünmüyordum. Ama bir şey oldu. Gelmek zorunda kaldım. Söylemesi çok zor ama yardımına ihtiyacım var."
Yaman söylediklerimi dinlerken endişeli görünüyordu.
"Başın belada mı?"
Benim için endişelenmesi hoşuma gittmişti.Söyleyebilirsin ne tepki vericek bilmiyorum ama bunu halkım için yapmak zorundaydım.
"Ben amerikada yaşamıyorum...
Ailem bu dünyada değil, ben uzaylıyım."Yüzü şaşkına döndü. Ama hiçbir şey demedi.
Ona kulağımdaki lekeyi gösterdim."Bak bu uzayist lekesi... benim yaşadığım gezegen çok farklı. Orada herkesin özel bir gücü var. Bir tek Benim gücüm yoktu. Gezegenimizde bir çok yarattık var. Ve üç büyük bilge gezegenimizi yönetiyor. Buraya nasıl geldiğimi de anlatacağım..."
Yaman çok sakin görünüyordu. Ne tepki vericek merak ediyordum.
Yamana her şeyi baştan sona kadar anlatım.
"Okulda o kadar süt içmen, ve bazı şeyleri bilmen bunun için miydi?"
Yamana bu konuları çok ciddi bir şekilde anlatığım için fazla şaşırılacak bir tepki vermedi.
"Evet"
"Seni duvara ittiğimde hemen toparlaman da mı?"
"Evet"Aslında yamana en önemli şeyi anlatmamıştım.
"Ben hep senin farklı olduğunu düşünmüştüm. Ama bunu beklemiyordum. Yani özel güçleri olan bir gezegende yaşıyorsun. Peki buraya neden gelmek zorunda kaldın?"İşte beklediğim soru.
"Çünkü..."
Nerrisa, yapabilirsin en fazla ne olucak.
Yamanın ellini karnıma götürdüm.
"Karnımda ikimizin bebeği var... ve bu bebek son arayıcı"
BÖLÜM DEHŞET GÜZEL OLDU...
YORUMUNU BEKLİYORUM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kayıp iz 2
Bilim Kurguölüm, gölge gibi Nerrisa'nın peşindeydi... Nerrisa'nın yaşaması için: yaman'ın geçmişe gitmesi gerekiyordu. Ya gelecek onları kurtaracaktı ya da geçmiş! Kalbi kırık bir genç kızın, kırıklarını yaman onaracaktı. Geçmişe gitmek kolay değildi! Ve size...