Evsiz, 6

9.2K 726 289
                                    

Bölüm Şarkısı:

Sezen Aksu - Sen ağlama

ALTINCI BÖLÜM.

Ben sana, içime oturan ilk cümlende sormuştum halbuki.

6

Bir gün gideriz öpmeye.

Benimle mi?

Seninle.

Gider miyiz sahi?

Gideriz.

Öperiz elini.

Öperiz.

Eğer çoklu evrenler teorisi gerçek olsaydı, eğer ben yine doğsaydım, ben yine Sırma olsaydım, ben yine bu bedende, tam karşımda bu adamla olsaydım, herhangi bir yerde, belki bir markette ayaküstü öylece konuşurken, belki bir kafede karşılıklı kahve içerken, belki üniversitede kampüste arkadaşlarımızla sohbet ederken, belki deniz kenarında ben sudan çıkmış ona doğru gelirken, hatta belki denizde birlikte yüzerken, güneş tepemizde yüzümüze vururken, birbirimize bakıp gülümserken, belki o kırmızı kamyonetin arkasında rüzgar tenimize çarpıp geçerken, belki akşamüzeri beni evimin önüne bırakırken... Tam da şimdi olduğu gibi, birbirimizin gözlerinin içine bakarken, nerede ve nasıl şekilde olduğumuz önemsiz, yaşadığımız binlerce evrenden herhangi birinde Devran bana gideriz  bir gün öpmeye deseydi aramızda geçecek konuşma belki de böyle olacaktı...

Belki de hiçbir evrende Devran'a benimle mi diye sormayacaktım. Devran da seninle diye yanıtlamayacaktı.

Şimdi olacağı gibi...

Çünkü o Sırma, şuan bu masada onun karşısında oturan Sırma olmayacaktı...

Çünkü bu masada şuan tam onun karşısında oturan, öylece onun gözlerine bakan Sırma bazı şeyler için çok korkaktı.

Bir şey diyemedi.

Diyemedim...

Öylesine dudaklarıma kondurduğum küçük gülümsemeyle başımı eğerek yemeğime döndüm. Ellerimle kaşığı kavramak bir an o kadar zor geldi ki birkaç saniye öylece tabağıma baktım. Sonunda kaşığı kavrayıp pilavdan bir kaşık aldığımda Devran'ın bakışları da usulca benden çekilmişti.

Öyle sessizce ne kadar süre yemek yedik bilmiyorum.

Tabağım bittiğinde Devran'ın sesini işitmiştim.

''Ben yokken neler yaptın evde?''

Kısa bir duraksama yaşasam da başımı kaldırıp ona bakabilmiştim.

''Kitap okudum... Senin kitabın. Tehlikeli Oyunlar... İzinsiz aldım, özür dilerim.''

Kaşları çatılmıştı. ''Niye özür diliyorsun?''

Dudaklarımı birbirine bastırdım mahcupça. ''İzinsiz aldım, senin kitabın sonuçta, özeldir.'''

''Sorun değil, izin almana gerek yok ki zaten. Kitap okurken sayfaları buruşturacak, zarar verecek birisi olsan kitaplarımın önünden bile geçmene izin vermem orası ayrı.'' dedi sonlara doğru yan bir gülümsemeyle bana bakarak.

''Yok, zarar vermedim hiç. Getireyim mi?'' dedim yerimden doğrulurken.

Devran bana hayretle baktı. Kaşları bükülmüştü.  ''Sırma ne yapıyorsun?'' dedi hayretle dudaklarından çıkan küçük bir gülüşle. ''Nereye gidiyorsun?''

''Zarar vermedim Devran, hiç buruşmadı.''

Devran'ın kaşları normale dönerken yüzünde küçük bir tebessüm vardı.

EVSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin