27. Bölüm

17.9K 779 1.9K
                                        

Gözlerimi ilk açtığımda direkt olarak aklıma dün gece gelmişti. Bedenimin her yeri hemen hemen ağrıyordu. Özellikle de kasıklarım. Bu ağrı normal miydi bilmiyordum ama bir ağrı kesici alsam kesinlikle iyi olacaktı. Korhanın başı çıplak gögüslerimin üzerindeydi. Onu uyandırmadan kalkmak istiyordum. Dün gece gerçekten de dediğini yapmıştı. Gecenin başlarında başlayan birlikteliğimiz sabaha kadar sürmüştü. Bundan asla şikayetçi olmamıştım. Hatta ona fazlasıyla ayak uydurmuştum. Şuan muhtemelen saat öğlene doğru geliyordu.

Kollarını çekmeye çalıştığımda Korhan boğuk sesiyle homurdanıp daha da sıkı sardı. Vücudumun açıkta kalan yerleri üşürken bu sefer onu sarstım kaldırmak için.

" Korhan çekilir misin? Öğlen oldu. Sen uyu, ben duş alıp kahvaltı hazırlayacağım. Sen uyumaya devam et." Başını kaldırıp tek gözünü açarak bana baktı. Şu an öyle yakışıklı ve tatlı gelmişti ki gözüme. Saçları dağınıktı. Elimi atıp karıştırmak istedim.

" Dışarıdan söyleriz, bırak şimdi kahvaltıyı. Senin ağrın var mı? " Dedi son anda. İki gözünü de tam açıp dikkatle bana, ardından bedenime baktı. Onunla birlikte benim de gözlerim bedenime değdi. Gögüslerim de ve iç bacaklarımda kızarıklık, ve morarmaya yakın yerler vardı. Korhanın dudakları şaşkınlıkla aralanırken, üzüntü duyduğunu hissettim. Şimdi pişman olacaktı belki ama ben pişman değildim. Yatakta doğrulup başını kendime çevirdikten sonra bana bakmasını sağladım.

" Bakma öyle. Canım acımıyor ki benim. Dün gece için pişman değilim Korhan." Gülümseyip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. İfadesi hala değişmemişti. Hala bana pişmanlıkla bakıyordu.

" Sana hayvan gibi davranmışım baksana şu haline. Kendimi kaybetmişim resmen. Ama söz veriyorum bir daha böyle bir şey olmayacak. Kendimi kontrol edeceğim."

" Dün gece ki halinden son derece memnundum Korhan. Şimdi pişmanlığı bırak ve kalk artık koca adam. Acıktım çünkü ben. "

" Bu koca adam sana hiçbir zaman doymayacak biliyorsun değil mi? Hep doyumsuz olacağım sana. " Bu konuda hislerimiz karşılıklıydı galiba. Çünkü ben de ona hiç doymayacak gibi hissediyordum.

" Korkarım ki ben de sana karşı hep doyumsuz olacağım. " Dediğimde Korhan gülüp üzerime eğildi.

" O zaman birlikte duş? " Dedi bir hevesle. Dudak büküp başımı olumsuz anlamda salladım. Şimdi birlikte duşa girersek sadece duş alıp çıkmazdık. Bunu biliyordum. Ve kendimi hem yorgun hem de aşırı aç hissediyordum.

" Hayır sevgilim. Şimdi sırasıyla gireceğiz. İlk önce ben gireceğim, sen de o ara bir şeyler hazırlarsın her halde? Ben senden güzel bir kahvaltı bekliyordum aslında. Şöyle kırmızı gül falan. Ne biliyim dizilerde falan hep öyle oluyordu. Sen neden yapmadın ki? " Diye sordum Korhana. Tek elinin üzerine ağırlığını verip başını eğerek bana baktı.

" Neden acaba? Bir düşün bakalım yavrum. " Dedi ima ile ama hiçbir şey anlamamıştım. Kaşlarımı çatıp sorgular gibi ona baktım.

" Hani bir keresinde sana kahvaltı hazırlayıp yatağa getirdim. İçinde kırmızı gül de vardı. Sen de bana, ' gül ne alaka Korhan onu mu yiyeceğim' dediğin için olabilir mi güzelim?" Dedi alaylı sesiyle. Şimdi dank etmişti işte. Ay ben gerçekten de öyle demiştim değil mi? Korhan haklıydı galiba. Bu ilişkinin odunu bendim.

" Ama haklıydım. Yani yemeyeceğim şeyin masada, tabakta ne işi var? " Öyle mi der gibi tek kaşını kaldırdı.

" Biz mum da yemiyoruz ama dün masada mum vardı." Dudaklarımı büküp yastığı alarak yüzüme bastırıp yatağa geri yattım. Korhan kahkaha atıp, yastığı yüzümden çekerek beni kolları arasına aldı.

HARE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin