1.Bölüm

3.8K 96 14
                                    

(Y/N)'s POV

Her zaman ki gibi sürekli test üstüne test. Vücudumu hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim. Yine Dr. Paige beni simülasyon odasına götürdü ama bu sefer Labirent değilde öncesinin simülasyonuydu.

Ailemi gördüm kardeşimi, annemi, babamı gördüm ve bir an içimden onlarla keşke beraber olsaydım diye düşündüm ama garip bir şey vardı yüzlerini bulanık görüyordum. Babam ve Annem tartışma içindeydi bende kötü bir şey olacak diye endişelenmeye başladım. Abim farketti ve bana sarıldı kulağıma "Her şey geçecek, üzülme." diyordu. Ben ne kadar inanmak istesemde babamla anneme bakınca kötü bitecek hissi çıkmıyordu. Bir saattir tartışmaları devam ediyordu en sonunda babam "Seninle daha fazla uğraşamam."diyip beni kolumdan tuttu. Annem arkadan " Bırak ona zarar veriyorsun seninle giderse Işıla yakalanma olasılığı var." dedi. Babam annemin ne dediğine bakmadan, beni tuttu iki üç çanta alıp dış kapıya doğru sürükledi. Giderek kolumu daha sıkı tutmaya başladı. Abim beni kurtarmak için babama doğru atıldı ama yapamadı elimi tutabildi. Babam hemen fark edip abime vurmaya başladı en sonunda elini daha fazla tutamadan ayrıldı ama bilekliği elimde kaldı. Babam daha fazla zaman kaybetmeden beni tutup dışarı çıkardı.

Bir anda her şey siyah oldu. Sadece doktorların sesini duyuyordum. Endişeli bir şekilde konuşuyorlardı. Biri "Bu şekilde olmaması gerekiyordu. Ayılmaması gerekti." Diğeri de "Bir tane daha sakinleştirici ver o zaman" dediğini duydum. Sonra bir siren sesi yükseldi. Teresa'nın sesini duymaya başladım birine sesleniyormuş gibi siren yüzünden çok bir şey duyamadım ama son cümleyi anlayabildim. "Lütfen geri gel Tom." dedi. Sonra olduğum kat yanmaya başladı kokudan kendime geldim. Etrafıma baktığımda kimse yoktu. Beni yanan binada ölüme terk etmişler. Çıkış ararken masada gözüme çarpan bir şey vardı bir kapsül içinde renkli bir sıvı vardı üstünde de bir not vardı. Notu elime aldım yazanı okumaya başladım üstünde.

"Denek A7 Test İlaç"

Alevler daha da yakınlaşmaya başladı. Endişeyle kapsülü de notu da cebime koyup kapıdan çıktım her yer darmadağındı. Olduğum kat zemin katın bir altındaydı. Hemen merdivenlere koşmaya başladım. Sonra arkamda beni yakalamaya çalışan askerleri gördüm. Arkamdan vurmaya çalışıyorlardı merdivenlere yaklaştığımda aniden bir patlama sesi geldi. Askerler hala peşimi bırakmıyorlardı ama patlamanın etkisi ile bina sarsılmaya başladı. Bina çökmeye başladı ve parçaları merdiven ile kat arasını kapladı bu da bana avantaj verdi hiç durmadan binadan çıkmayı hedefledim.

Çıktığımda gözümün önündeki manzara dehşet vericiydi her yer yanıyordu. İsyan yüzünden dışarı çıkamadığımdan etrafı bilmiyordum o yüzden alevlerden uzak kalmaya çalıştım. Sokakların arasında yürürken birinin yerden kalmaya çalıştığını gördüm. Görünüşüne göre ışıla bulaşmıştı. Yakınlaşmaya karar verdim. Bir an duraksadım annemin dedikleri aklıma geldi ama yaklaşmaya devam ettim. Çocuk aniden kalkıp öksürmeye başladı. Aniden geriye tökezleyip düştüm. Gözümü ondan alamadım yardıma ihtiyacı vardır. Bana baktı gözleri korku ile doluydu. "Yaklaşma sana zarar verebilirim." dedi kısık bir sesle "Şansın varken uzaklaş git." Onu dinlemek istemedim " Yardım etmeye çalışıyorum." dedim "Lütfen yardım edebilirim." Israr ettim. Babamın Işıla yakalanıp ölmesini izledim hiç bir şey yapamadım ama tekrar aynı olaya katlanamam. Bir süre birbirimize baktık çocuk birden üstüme atladı üstümden itmeye çalıştım ve itebildim. Bir kere daha saldıracaktı ki durakladı "Özür dilerim gerçekten." dedi gözünden yaşlar akmaya başladı. "Senin suçun değil, iyiyim ben." dedim. Çocuk tam konuşacaktı vücudu sarsılarak düştü, virüsten dolayı bayıldı en azından ben öyle düşünüyordum. Arkadan bina yıkılıyordu. Binanın parçaları olduğumuz yere düşüyordu. Hiç düşünmeden çocuğu bayıldığı yerden kaldırmaya çalıştım. Ağır olacağını düşündüm ama sandığımdan hafifti. Kolunu omzuma attım diğer kolumla belini tuttum. Onu yerden kaldırdım ve güvenli bir yer bulmak için yürümeye başladım.

Sokaktan sokağa sağlam bir ev bulmaya çalıştım. Sonra patlamaların durduğunu farkettim. Yangınlar devam ediyordu. Sonra çocuğa baktım benimle aynı yaş gibi duruyordu yüzü siyah kanla doluydu. Yüzüne baktıkça içim acıyordu. Babamın ölümünü izlediğim zaman gibi. Babamın öldüğünü nasıl hatırlıyorum bilmiyorum, kısa bir dejavu yaşadım sanırım. Çocuğun yüzüne bakmayı kestim ve bir ev bulmaya odaklandım tekrardan. Biraz daha yürüdükten sonra çocuğun ayılmaya başladığını farkettim, yüzüne baktım ama bu sefer saldırmadı. Gözlerini az da olsa aralayıp bana baktığını fark ettim. "İyi misin?" diye sordum ama cevap vermedi zaten kim bu durumda olsa cevap vermezdi. Yorgunluktan gözlerini tekrar kapattı.

Birkaç sokak daha ilerledikten sonra az hasar almış bir ev vardı. İçeriye girdim bir an rahatladım güvendeydim. Sonra taşıdığım çocuğu uygun bir yere yatırdım. Kollarıma baktım. Bugün simülasyonda olanlar gerçekten olmuş olaylardı ve büyük bir ihtimalle İsyanda biliyordu ama anlamadığım eğer bağışık değilsem neden test yapıyorlar bağışık olmayanlara test yapmalarının bir amacı olmalıydı. Belki de virüse olan dayanıklılığı ölçmeye çalışıyorlardır. Bugün uzun zamandır yaşamadığım kadar adrenalin yaşadım. Uyumamaya çalıştım ama kendimi tuttamadım ve uykuya daldım.

Odanın soğukluğu ile kalktım. O kadar uzun süre kafamı duvara yaslayınca kulağım ağrımaya başladı. Evin içini dolaştım battaniye bulmak için bakındım bulamayınca ceket vardı onu giydim. Çocuğun  buraya geldiğinden beri kalkmaması biraz endişelendirdi. Nedenini bilmiyorum ama kendimi çocuğa karşı bir sıcaklık hissettim normalde kolay kolay birilerine alışmazdım. Başta istemeyerekte olsa saldırdı sonra nasıl olduysa kendini durdurabildi. Nasıl yaptığını merak ettim sonuçta güçlü bir virüs kontrol altına alabilmek zordur. Yanına gittim ve yatırdığım koltuğun yanında yere oturdum. Sonra aklım simülasyon odasındayken bulduğum kapsül ve nota gitti. Kendime "Acaba A7 kim iki grup olduğunu biliyorum bazen beni de denekmiş gibi çağırıyorlardı tabi benimkisi farklı B5 her bir çocuğa farklı bir numara." dedim kendi kendime kısık bir sesle. Burası İsyanda çalışan birinin evi ise bilgisayar ya da tablet vardır diye düşündüm. Evin içine tekrar baktığımda tablet buldum. "Belki de bu kapsülün ne işe yaradığı ile alakalı bilgi bulurum."dedim kendi kendime, çocuğun kalktığını farkettim büyük bir olasılıkla yüksek sesle konuştuğumdandır. Yanına gittim gözüne baktığımda korku yerine yorgunluk vardı. "Nasıl hissediyorsun?" diye sordum. Bana baktı bir süre bir şey demedik. Çocuk "Berbat ama önceye göre biraz daha iyi."az da olsa gülümsedi. "Daha iyi hissetmene sevindim."dedim. "Beni neden kurtardın?" diye sordu. " Seni o şekilde bırakamazdım." " Kötü mü oldu?"diye sordum çocuk sorduğu için kötü hissetti. "O anlamda demek istememiştim. Sadece başkası olsa virüs kaptığımdan dolayı yanımdan bile geçmezdi." diye söyledi. "Ben öyle biri değilim bana güvenebilirsin."
gülümseyerek söyledim. "Bu arada benim ismim Y/N." diye ekledim. "Benimki de Newt." dedi. Newt'a alışmaya başladım samimiydi. Newt " Bağışık mısın?" diye sordu. Kendimi bir an kötü hissettim.          " Bağışık değilim." dedim. Bağışık olmamı mı bekliyordu acaba. " Benim yüzümden hasta olacaktın." Gözlerinin dolduğunu gördüm. Benimde ister istemez doldu. Onun yüzüne baktım. "Bu senin suçun değil tamam mı kimsenin suçu değil lütfen kendini suçlama." diyerek Newt'e sarıldım o da bana sarıldı. Hep sarılmanın birini iyi hissettirdiğini düşünürüm. Vücudu titriyordu, başımı omzunun üstüne koyarak az da olsa rahatlatmasını umdum. Uzun süre o şekilde ayrılmadan kaldık.

Newt's POV
Y/N benden dolayı virüs kapa bilirdi. Bir daha kontrolü ele alamazsam ona da bulaştırabilirdim. Bana yardım etmeye çalışıyordu o olmasaydı ölmüş olabilirdim. Birinin benim yüzümden ölmesine izin veremezdim. Ağlamamaya çalıştım ama kendimi tutamadım birkaç damla gözümden akmaya başladı. Farkettmemiştir diye düşündüm ona baktım onunda gözleri dolmuştu. Bir anda kollarını belimde hissettim, zaman durmuş gibiydi başımdaki ağrı sanki bir anlığına durmuştu. Kollarımı Y/N'in beline doladım. Ne kadar süre o şekilde kaldığımı hatırlamıyorum. Tek bildiğim bana yardım etmeye çalıştığı benim ise ona zarar vermeye çalıştığımdı. Sonra yorgunluğumdan omzunda uyuyakaldığımı bile farketmedim.

Newt ile Hayal et/ Son İsyan'dan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin