23. Bölüm

571 27 32
                                    

Minho's POV

Hepsinin yüzü bana bakıyordu. Kaçmak için hamle de yapamıyorum çünkü her an boğazımı kesebilir. "Şimdi silahlarınızı yavaşça yere indirin." dedi arkamdaki kişi. Kılıç olmayan eliyle kolumu daha çok sıkarak. Diğerleri yavaşça silahlarını indirdi. "Güzel. En azından kolay anladınız." dedi ses kolumu sıktığı elini çekerek. Sonra kulağımın yakınından yukarı doğru bir şey fırlattı. Önce atılan yeşil işaret fişeği yerine bu seferki siyahtı. Biraz içimi ürpertse de. Acaba ne anlama geliyor renkler ama çok havalı bir şey gibi duruyor. "Nereden geliyorsunuz?" diye bağırdı arkamdaki kişi. Jorge öne çıktı ve konuşmaya başladı "İyi günler muchacho, biz Kansas'tan arabayla Denver'a gitmeye çalışıyorduk arabamızın motoru bozuldu o yüzden yürüyerek gidiyoruz. Rica edersem konuşarak çözelim." dedi.  Bunun işe yaracağını mı düşünüyordu ki. Öldürmekle tehdit eden kişi nasıl bir şekilde baktıysa tekrar konuşmaktan vazgeçti.

Yutkunarak konuştum "Ne istiyorsun?" Sonra çalılardan hışırdama sesleri geldi "Merak etmeyin öldürme peşinde değiliz Isaac'i arıyoruz." dedi yeni gelen kişi. Sesini benzetmiş olmam doğru mu? Sanki bu sesi bir yerden duydum. "O da kim ki?" diye sordu bizden biri. Ya Thomas ya da Tava'nın sesiydi bu. "Bilmiyor olmanız ilginç. Aynı labirentte değil miydiniz?" dedi ve başta diğerlerine baktı sonra bana yaklaştı. Sesin kıza ait olduğunu farkettim. Arkamda duran adam bir şey demiyordu. Önümdeki kız küçük bıçağını bana doğrultu. Sanki kılıç yetmiyormuş gibi. "Bilmiyor musun?" dedi kız. Hayır anlamında kılıca değdirmeden başımı salladım. Görüş alanımda Sonya'nın tepkisi dikkattimi çekti. Bir şey biliyormuş gibi ama söylemek istemiyor. Sesini benzettiğim kız bıçağı alnımda sürttürdü. Kağıt kesiği gibi kanın aktığını hissettim.

Kız bana ölümcül bir bakış attı. "Seni İSYAN'a götürdüm mü büyük para kazanacağımı biliyorum. Aaa Thomas da burada." dedi Thomas'a bakarak sonunda. Ciddi ciddi bu çıkıntılar bizi para için İSYAN'a mı verecekler. Zaten hayatta normal bir şey kalmadı herkes lükekafanın teki. "Isaac ile alakalı hiç bir şey bilmiyoruz." dedi Harriet yüksek sesle. Dedikten sonra önümdeki kız Harriet'e doğru yaklaştı. "Dur bi saniye Isaac Wiley'den mi bahsediyorsunuz?" dediğini duydum Brenda'nın.

"Evet. Ne biliyorsun?" dedi bu sefer arkamdaki adam.

"Bir şey söyleyeceğim. Bu çocuk Janson'ın oğlu değil miydi? Bide bir kasanın şifresini biliyormuş diye duydum diğer İSYAN üyelerinin bilmediği içinde ne olduğunu kimse bilmiyor. Bildiğim bu. Şimdi şu kılıcı çeker misin boynundan." dedi Brenda. Adam başta kılıcı çekmedi ama arkadaşı çekmesini onaylayınca kılıcı indirdi. Serbest kalınca alnımdaki kanı tişörtün kolu ile sildim. "Kasanın içinde bağışık olmayanları nasıl bağışık yapılabileceğinin bilgileri var. Janson söylemişti." dedi kız kapüşonunu çıkardı. Kızın güzel turuncu saçları vardı. Arkamdaki adamda kapüşonunu çıkardı. Turuncu saçlı kız konuşmaya başlarken Gally sözünü kesti "Seni bir yerden tanıyor muyum?" diye sordu kıza. "Zannetmiyorum. Bu arada hava durumuna göre fırtına olacakmış o yüzden bizimle gelmeniz iki taraf içinde yararlı olur." diye cevapladı. "Kötü bir şey yapmayacağınız neye malum?" dedi Tava. Kız bıçağı belindeki küçük çantaya koyarken cevap verdi "Öldürmek isteseydik şu ana kadar yapardık değil mi canım?" dedi adam iğneleyici bir şekilde. Doğru söylüyordu öldürmeye çalışsalardı ilk başta zaten ben ölmüş olurdum. Kız eliyle takip etmemizi işaret etti. "İsminizi söylerseniz tanışmış oluruz değil mi muchachos." dedi Jorge. Neden neredeyse her cümlesinde bir İspanyolca sözcük söylüyor acaba diye düşündüm. Aklıma Sonya geldi neden öyle baktığı bu Isaac çıkıntısı ile alakalı bildiği başka bir şey var olması gerek. "Ben Sam bu da arkadaşım Jeremy ama Jerry diye seslenmeyi seviyorum Tom ve Jerry'deki Jerry gibi." diye tanıştırdı. Jeremy diye bahsettiği adam kumral saçlıydı ve 20'li yaşlarında gibi duruyor. Bu Sam kesin benim Telepati ile konuştuğumdur başka seçenek yok. "Bende öyle demenden nefret ediyorum. Arkadaşınız Thomas'ın abisiyim bu arada. Sonraya hatırlarsın Stephen." dedi Jeremy Thomas'a doğru bakarak. Beklemiyordum Thomas'ın gerçek isminin Stephen olduğu ve az önce öldürmekle tehdit eden kişi kardeşi. Thomas Jeremy'nin yanına doğru yürüdü. Aralarında baya boy farkı vardı abisi ile arasında 10 santim vardı, Rgomas yanında kısa duruyordu. "Hatırlıyorum okul için başka bir şehirdeydin bu bütün Işıl olayı olduğu zaman." dedi Thomas. Jeremy onaylayarak ona baktı, "Öldüğünü düşünmüştüm. Yaşıyor olmana sevindim." diye ekledi abisinin omzuna kolunu atarak.

Newt ile Hayal et/ Son İsyan'dan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin