10. Bölüm

745 44 11
                                    

Minho's POV

Harika daha fazla kişi. Gally ile uzaklaşmalarını izledik. Aris'e falan söylerler mi? Tekrardan banka oturdum. "Aris, falan da gelmez değil mi?" diye sordum Gally'ye. Hemen ardından " Eğer o da gelirse dayanamam." diye ekledim. Boş boş ayağımla kumda desen çizmeye başladım. Ayakkabılarım ıslak olunca kumlar yapışmaya başladı, o yüzden yapmayı kestim. Gally, eline uzun bir sopa alıp kumda dikkatlice bir şey çiziyordu. Ben de mal mal onu izliyordum. "Bir planım var." dedi ve eliyle gelmemi işaret etti. Yanına gidip kumda çizdiği şekile baktım. Çok net görünmese de bir şekil vardı kumda. Amerika'nın haritasını çizmiş.

Sopasıyla, bir ucu gösterdi ve yuvarlak yapmaya başladı. "Biz şuan buradayız." dedi. "Kayacı alırsak, eskiden İSYAN'ın ana merkezi olduğu yere 4.5 saatte varırız. Thomas ve Brenda gelsin mi?" İkisi de gelirse avantaj sağlamış oluruz delilere karşı, ne kadar az kişi gidersekte o kadar iyi. O yüzden ikisi de gelmeyecek. "Çok kişi gitmemek iyi, dördümüz hallederiz gibi geliyor." dedim. Haklısın anlamında başını salladı. "Onu beşimiz diye değiştirin." dedi arkadan biri. Sesi nerede olsa tanırım. Aris. "Harriet söyledi değil mi?" dedi Gally, arkasını dönerek Aris'e baktı. B Grubundaki çocuk başını sallayarak onayladı. Gally'nin planında eksiklik vardı, koca Kayaç'ı kim uçuracak. "Kayaç konusunda ne yapacağız?" diye sordum gruba. Aris, söz istermiş gibi elini kaldırdı.

"Ben uçurabilirim. Deneyimim var." dedi Aris.

İnanmamı beklemiyor değil mi? 17 yaşında biri, koskocaman Kayaç'ı uçurabiliyor. Bende inandım. İkimiz de dalga mı geçiyorsun şeklinde bakış attık. Aris bize kaşlarını çatarak baktı. "Siz labirentte iken 7/24, ben ve Rachel'ın B Grubunu; Thomas ve Teresa'nın da sizi izlediğini mi düşünüyordunuz." dedi sinirli bir tonda. "Dört kişi olarak, ek bir iş seçtik sizi izlemek dışında, Rachel ve Teresa dövüş dersleri aldı; Thomas silahlarla ve mors alfabesi ile ilgilenmek istedi, bende Kayaç eğitimi aldım." diye açıkladı. Gelmek için bahane uyduruyor zannetmiştim ama söylerken gözlerinden yalan söylemediği belliydi. Gally'nin ilgisini çekmiş gibi sırıtarak başını aşağı yukarı sallıyordu. "Olmadı bana da öğretirsin." dedi. Güzel Kayaç sıkıntısı çözüldü. Yolculukta, Aris'i öldürmezsem sıkıntı olmaz. Yok öldürmek istemem. "Yarın sabah 5.30 gibi çıkalım mı? Hem güneş yeni yeni doğmaya başlar." diye önerdi Aris. Aslında iyi bir saat yolculuk için çoğunluk uyumuş olur. Tanrım, Aris ile aynı fikirde olmak sinirimi bozdu. "O zaman yarın 5.30 da çıkıyoruz son karar. Aris sen gider söylersin Sonya ve Harriet'e, yalnız başka kişi çağırmasınlar." diye uyardım ilk Gally'ye sonra Aris'e baktım. Aris, tamam anlamında başını salladı. Sonra iki kızı bulmak için uzaklaştı. "İyi bende üstümü değiştirereyim, Thomas'ın yeni kız arkadaşı sert çıktı." sırıtarak dedim ve Gally'den uzaklaştım. Güneş'in ışığı yeni yeni gelmeye başladı. Sallana sallana çadırıma gittim. Evet, iki yerim var çünkü herkeste olmayan, zeka vardı. Diye kendimle gurur duyuyormuş gibi sırıttım. 'Tava' ile kaldığım çadıra geldim. Çantayı karıştırdım ve içinden koyu gri kot pantalon ve beyaz tişört çıkardım. Giydikten sonra tişörtün, beni çok tatlış gösterdiğini düşündüm. O yüzden siyah bir tişört seçtim.

Aniden siren sesi geldi. Hızla çadırdan çıktım ve orta alana koştum. Çoğu kişi havaya doğru bakıyordu. Hava da küre şeklinde üstünde küçük bir pervanesi olan bir drone. "Bu da ne böyle?" dedi afallayarak, yanıma daha yeni geldiğini fark ettiğim Tava. "Sence bir fikrim var gibi mi duruyom?" dedim iğneleyici bir şekilde, Aşçıya bakmadan. Gözümü dronedan hala ayırmadan. Sonra drone, hologram yansıtmaya başladı.

Hologram da gördüğüm kişi cidden o mu diye gözümü ovuşturarak baktım. Evet, o Ava Paige namı diğer annem. Bu durumu Gally dışında kimsenin bilmemesi lazım. Bu durum için Gally'ye güvenmem gerek. Herkes toplanmıştı. "İSYAN'ın gittiğini zannetmiştim." "Şehri yok etmemiş miydik? diye kalabalıktaki fısıldaşmalardan duydum. Öğrenseler Dr.Paige ile akraba olduğumu, çevredekilerinin yüz ifadelerine göre idam ederler beni. Ava Pagie, hala duygusuz bir biçimde bakıyordu. Thomas'ın sesini duydum. "Sirenin sesini duydum ne olu..." diyordu bana ama hologramı görünce ağzı bir karış açıldı. "Bu kadın nasıl hala yaşıyor?" diye, Tava ve Brenda'nın aynı anda sorduğunu duydum. Bir süre daha sessiz bir şekilde kaldık. Sadece hafif rüzgarın uğultusu var.

Newt ile Hayal et/ Son İsyan'dan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin