18. Bölüm

618 38 19
                                    

Teresa's POV

Hepimiz yemek masasında Willow ve Y/N'in yaptığı yemekleri yiyordu. Mark sağımda oturuyordu. Sağımda da orta yaşlı Miranda adında bir kadın oturuyordu. Mark, kulağıma fısıldayarak "İkisi nerde kaldılar?" dedi. Bir sıkıntı olmamıştır inşallah. "Fikrim yok." dedim fısıldayarak Mark'a. Bunu dedikten sonra ekmeğin arasına koyduğu köfteden büyük ısırık aldı. Sophie, sanki ilk defa köfte yiyormuş edasında her bir lokmayı zevkle yiyordu.

Telepati ile Y/N'le konuşmaya çalışayım. Odadakilere çaktırmadan yapmam lazım. "Y/N." dedim. Cevap gelmesini bekledim. "Hey Teresa. Bizi beklemediniz değil mi?" diye sordu. Bir sıkıntı olmuş bu şekilde konuşurken bile kelime arasında boşluk vardı. "İyi misiniz?" diye sordum. Tereddüt etmiş gibi bir şey söylemedi. "Ben iyiyim. Newt..." diye durakladı. Masadan şu an aniden kalkmamak için kendimi tutuyordum. "Ne oldu ki Newt'a? Duraklamadan söylüyorsun." dedim. Y/N, "O...intihar etmeye kalktı." dedi. Bunu tekrar yapmış olabilir mi ki? Hayır, Newt öyle bir şey yapmadın, inanmak istiyorum. "Yine mi?" diye sordum. Artık masada olan konuşmaları da dinlemiyordum. Yine bir sessizlik oldu zihnimde. "Yine mi derken neyden bahsediyorsun Teresa." diye sordu. Newt'ın bu durumunu ben ve Thomas dışında kimse bilmiyordu. Y/N'de bilse bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. "Teresa konuşsana neyden bahsediyorsun?" dedi Y/N. "Topallamasının sebebi. Labirentte iken oldu. Gerisini anladın sen." dedim.

Birisi "...Teresa sen ne düşünüyorsun" dedi. Kafamı kaldırdım. Soran kişi Ben'di. "Affedersin ne demiştin, şu son zamanlar kafam biraz bulanık." dedim ve elimle saçımı düzelttim. Ben, bana anlayışla baktı. İyi kurtardım diye geçirdim içimden. "Şey diye sormuştum Işıl virüsünün geçip geçmeyeceği ile alakalı fikrin." dedi Ben.

Ne diyeceğimi hızlı bir şekilde düşündüm. "Bence geçmeyecek hatta daha kötü olacağını düşünüyorum. Bu şekilde giderse bağışıklarda dahil hepimiz ölürüz. Dünya'daki herkes bilinçsiz durumda. Bu virüsün mutasyona uğramazsa bir umut var ama uğrarsa bu bizi de, bağışıklarıda, kapsayabilir. Sonuçta virüslerde mutasyona uğruyorlar ama bu virüsün 12 yıldır olmasından dolayı ihtimal düşük." diye fikrimi dile getirdim. Willow fikrimi mantıklı bulmuş gibi görünüyordu mimiklerine göre. Ben'de arada kalmış gibi duruyordu. "O da bir ihtimal." dedi Ben duygusuz biçimde. Mark'ta aynı fikirde gibi duruyordu.

5-10 dakika sonra çoğunluk odalarına dağıldı. Oda benimle beraber; Mark, Willow, Ben, Ricky ve şu Liam adındaki yeşil gözlü çocuk. Şu an altı kişi masayı toplamaya yardım ettik sonra kahve yaptım. Newt ve Y/N'in yanına gitsem mi diye düşünüyorum ama sonra Y/N'in onu daha iyi anlayacağını düşünüyorum, Newt biraz içe kapanık biri. "Sahiden sizi büyük bir labirenttin içine koydular, o kadar para harcayacaklarına doğru düzgün korumalı şehirler olsaydı daha yararlı bir yatırım olurdu." dedi Liam kahvesinden yudumlayarak. Çok sıcak gelince yüzünü buruşturdu. Ricky sonra araya girdi, "Deney yapmayı kafalarına takmışlar, Simülasyon falan yapılabilirmiş öyle janjanlı bir yapı yapmaya gerek yok." dedi. Bunu demesiyle Thomas ile labirenti inşa ettiğimiz zamanlar geldi. Tanrım düşününce kötü hissettim. "Bu virüsü zaten başlatmakla aptallık etmişler, böyle bir şey yapmalarına şaşırmadım adı üstünde İSYAN:
İnsan
Seviyesinin
Yetişemeyeceği bir
Aptallıktayız
Ne yapalım." dedi Mark ve ben dahil odadaki herkes kahkaha atmaya başladı. "Bu iyiydi." dedi Willow kahkahanın arasında.

Bir süre sonra kahkahalar bitti. Kolumdaki saate baktım saat 23.00 gün çabuk geçmiş. "Y/N ve Newt'ın gelmemesi kötü oldu." dedi Willow iç geçirerek. Tabii ki de olanları söylemeyecektim. "Newt, gelmeyince yanında biri olsun, diye Y/N yanına gitti." diye açıkladım. "İkisi sevgili mi?" dedi Ben. Hepimiz ona baktık. "Ne? Bence kız biraz güzel." diye ekledi. Willow, Ben'in omzunu dürttü. "Affedersin." dedi Willow, kollarını birleştirerek. Ben, ne dediğinin farkına vardı ve söylediğini geri almaya çalıştı. "Senin kadar güzel değil zaten biraz dedim." dedi Ben ve uzanıp Willow'u yanağından öptü. Aslında bakınca ikisi tatlı duruyorlar. Thomas, ne yanlış yaptım ki böyle olmadık bizde. Yaşamanı istedim ve yaşıyorsun.

Newt ile Hayal et/ Son İsyan'dan SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin