Bölüm 1

278 20 18
                                    

Alesya...

Güneş doğarken her zaman gittiğim tepede oturuyordum. Gecenin soğuğu da karanlığı ile yavaş yavaş kayboluyordu. O, sabahın ilk ışıklarını tenime işlerken ben de onu seyrediyordum.

Gittiğim tepe Kaylos'ta en sevdiğim yerdi. Her sabah güne orada, onunla selamlaşarak başlar ve akşamları da onunla orada vedalaşırdım. O tepedeyken o, hep benimleydi ve bu yüzden içim huzurla dolardı. Sanki, yaratılışımın bir parçasıyla orada buluşuyordum, sanki tüm benliğim ondan ibaretti, sanki onsuz, ben bir hiçtim... 

Güneş, benim için her zaman farklıydı. Ona bu denli bağlı olmamın sebebini hiçbir zaman anlayamamıştım. Şimdi ise, her şeyi anlıyorum...

***

"Hadi ama Mitrea. Elinden gelenin en iyisi bu mu?"

Böyle yaparak beni gazlamayı kesinlikle başarıyordu. Önce elimdeki kılıca, sonra onun ellerindeki kılıçlara baktım. Gülerek kafamı kaldırdım ve bir anda saldırmaya başladım.

Kılıcımı ona doğru savururken sol elindeki kılıcıyla hemen savunmaya geçti. Kılıçların birbirine çapmasıyla tiz bir ses etrafa yayıldı. İşte bu ses, benim ruhumun bir parçasıydı. Bununla birlikte tam anlamıyla kendime geldim ve tekrardan saldırıya geçtim. Ben iyice bastırmışken Yalım'ın bana çelme takmasıyla bir anda yere serildim. Yere düşmemle toprak zeminden bir toz bulutu kalktı. O tam üstüme gelirken sağa doğru yuvarlanıp ondan kaçtım ve ayağa kalkarken sol eline tekmemi vurmamla kılıcı elinden kaydı. Kalkar kalkmaz kılıcına da tekme attım ve kılıç Alya'nın yanına kadar sürüklendi.

Bitkilerle birtakım karışımlar hazırlayan Alya kafasını kaldırıp bize baktı ve elindeki otları bıraktı. Ellerini çırpıp kızıl ve uzun saçlarını düzelterek tamamen bize döndü ve bizi izlemeye başladı. Yalım'la tekrardan karşı karşıya geldiğimizde ise artık bire birdik.

Üzüntüyle elindeki tek kılıcına baktı. Yapacak bir şeyi olmadığı için kılıcını kaldırdı. İkimiz de tam harekete geçecekken ormandan gelen bağırış sesleriyle durakladık. Sesler henüz oldukça uzaktan gelirken ormandan birisi fırladı.

Bu sırada Alya da yanımıza geldi ve bize doğru koşarak gelen adamı izlemeye başladık. Her tarafı bariz bir şekilde toz içindeydi ve üzerinde uzaktan bile belli olan kan lekeleri vardı. Hepimiz merakımızı sonraya bırakmaya karar vermiş olmalıydık ki kimse tek kelime etmedi. Elimizde kılıçlarımızla savunma halinde bize doğru gelen yabancıyı beklerken adamın yaklaşmasıyla yüzü daha seçilebilir hale geldi ve hepimiz gördüklerimiz karşısında donakaldık. Bir anda ortaya çıkan bu yabancı, birkaç ay önce öldüğü söylenen Prens Boreas'tı.

"Nasıl?" diye fısıldadığımda Alya ve Yalım bana döndüler. Öldüğü söylenmeden önce prensle tanışıyorduk ve aramız da iyiydi. Bu nedenle ölüm haberini aldığımda oldukça üzülmüştüm. Alya ve Yalım kısa bir süre bana baktıktan sonra tekrar önlerine döndüler ve hızla yaklaşan prensi izledik. Artık bize oldukça yaklaşmış olan Boreas birkaç saniye sonra yanımıza ulaşmıştı bile.

"Majesteleri?" dedi Alya şok içinde.

Prens nefes nefese konuşmaya başladı. "Açıklamaya zamanımız yok. Bir an önce saklanmam lazım."

Kafasını kaldırmasıyla göz göze geldik. Bir anlığına duraksadı ve yüzüne şaşkın bir ifade yerleşti. Aynı zamanda beni gördüğü için rahatlamış gibiydi. Ancak bu çok kısa sürdü ve hemen toparlandı. Alya'nın konuşmasıyla kafasını ona çevirdi.

"Arsen'in evi buraya yakın. Ormanın içinde, ağaçların arasındadır çoğu kişi fark etmez bile. Sizi oraya götürsek iyi olur."

"Neresi olursa." dedi endişeye karışık rahatlamayla. "Yeter ki bir an önce gidelim."

"Arsen de kabul ederse gidebiliriz." diyerek sessizliğini bozdu Yalım.

"Tabi, tabi olur. Gidelim hemen."

Hepimiz hemen hızlıca yanımızda getirdiğimiz birkaç parça eşyayı toplamaya başladık. Yalım koşarak diğer kılıcını da yerden aldı. Alya ise hızlıca bitki ve şişelerini toplayarak çantasına attı. Kılıcını sırtındaki kılıfına geçirdi ve artık o da hazırdı.

Bense Yalımla düello yapmadan önce bıraktığım yayımı ve okumu almak için Boreas'ın yanındaki ağaç gövdesine doğru ilerlerken yavaşça bana döndü.

"Bir düello sözümüz vardı."

AlesyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin